Ahlaksız adam!
Hürriyet'ten Mehmet Yakup Yılmaz, dün benim hakkımda şöyle bir cümle kurdu köşe yazısında:
"(Sabah'ın) Yazarlarından Emre Aköz, sipariş üzerine Stratfor için yazılar da yazmış."
Anladık, karşıt pozisyonlardayız ama siyasi mücadele yapacağım diye böyle kuyruklu yalanlar da söylenmez ki, fütursuzca çamur atılmaz ki! İnsanda biraz ahlak olur.
***
Mehmet Y. Yılmaz yalan söylüyor. Ortada "sipariş üzerine" kaleme alınmış "yazılar" filan yok. Olayın doğrusu şudur...
George Friedman'ın, Mart 2009'da Türkçede yayınlanan "Gelecek Yüzyıl" adlı kitabını okumuştum (Pegasus Yayınları). Türkiye'ye önemli bir yer ayırmıştı. 2
010'un sonbaharında, kurban bayramı döneminde ABD'ye gitmiştik. Chicago ve New York'ta karşılaştığımız doğu kökenli (Pakistan, vs.) şoförler... Türk olduğumuzu öğrendikleri anda, "Erdogan!
Erdogan!" diye adeta tempo tuttular... Yol boyunca Sezen Aksu, İbrahim Tatlıses çalıp, Türkiye'nin nasıl bir "yükselen yıldız" olduğunu peltek İngilizceleriyle anlattılar. Sevinmiştik. Bizim gibi Batı'ya hayranlık duymak üzere eğitilmiş insanlar için göz yaşartıcı bir manzaraydı.
ABD'den döndükten sonra, 23 ya da 24 Kasım olmalı... Aynı George Friedman'ın, Türkiye hakkındaki gözlem, analiz ve öngörülerini anlattığı bir makalesini okudum. Friedman, gelişen Türkiye'nin karşılaşacağı sorunlardan söz ediyor ama aynı zamanda "yükselen bir güç" olduğunu da belirtiyordu.
Çok ilginç bir durumdu: ABD'nin küresel bir şirketinin patronu, "analiziyle"; gariban şoförleri ise mütevazı "sezgileriyle" aynı sonuca varıyordu.
Ülkede ise durum farklıydı: 12 Eylül 2010 Referandumunu kaybettikleri için o sıralarda iyice zıvanadan çıkan bir kesim (yani Mehmet Y. Yılmazgiller)... Envaiçeşit mugalatayla "Türkiye kötüye gidiyor" temasını işliyordu.
***
Bunun üzerine, 26 Kasım 2010'da, "New Yorklu taksicinin Türkiye algısı daha gerçekçi" başlıklı yazıda aynen şöyle dedim: "Büyük bir tur düzenleyerek, bu tipleri yurtdışına götürsek, acaba fikirleri değişir mi?
Mesela Tayyip Erdoğan'ı 'krallar gibi' karşılayan Lübnan halkıyla tanışsalar (...) Düşünce ve istihbarat üretim merkezi Stratfor'un başkanı, siyaset bilimci George Friedman'ı dinleseler mesela... Friedman onlara Türkiye'nin önümüzde dönemde nasıl küresel güçlerden biri olacağını anlatsa...
Ya da Chicago'nun, New York'un; Pakistan, Suriye, Bangladeş kökenli taksi şoförleriyle tanışsalar (...) Fikirleri değişir mi?"
İşte bu! Son günlerdeki tartışmalara kadar, George Friedman'dan ve Stratfor'dan bu kadar söz etmişim.
Bir de şu: Yukarıda okuduğunuzo iki cümle yayınlandığında, Stratfor çalışanı Emre Doğru, bir teşekkür epostası göndermişti. Ben de şaşırmış, "İki kelime için adamlar teşekkür ediyor, medyada anılmaya ne kadar da çok önem veriyorlar" diye düşünmüştüm.
***
İşte bütün olay bu....
Şimdi Hürriyet'in yalancısı Mehmet Y.
Yılmaz, kalkmış benim "sipariş üzerine", "yazılar" yazdığımı söylüyor.
"Çamur atayım da, temizlemek için uğraşın" diye düşünen bir düşük.
Hürriyet'in patronu Aydın Doğan, bunun gibilere hangi sıfatı uygun görmüştü geçenlerde? Söylesenize neydi o?