Cihat paraları!
Bu şarkı böyle mi bitmeliydi...
Hangimizin hafızasında MSP ruhu, veya “hak geldi batıl zail oldu” düsturunun hatıraları yok. Ekmeğinden, emeğinden kısanlar...
Allah(c.c) rızasıdır diyerekten koşanlar...
İhlâs ve de samimiyet rüzgârları... İşte o günlerin silinmezliğini zaman zaman gündeme düşen haberler yıkıp geçiyor.
Perişan ediyor...
İlgilisinden neler duyuyoruz.
İddiaya göre, cihat paralarını Hoca’nın çocukları zimmetine geçirmiş.
Söyleyen de rahmetli Erbakan Hoca’nın en yakın dava arkadaşı...
Oğuzhan Asiltürk’ün yalan söyleyeceğine kimseler inanmaz da, bu işte bir başka acayiplik mi var diye düşünüyorum. Değilse, iddia gerçekten çok vahim.
Hoca hayatta yok, geride gizli saklı cihat paraları da mı varmış?
İşte burası hem kafa karıştırıcı, hem de bazılarına alın soruşturma yapın nevinden dedikoduya dayalı malzeme. “Kayıp trilyonlar” davasını biliyorum, merhum Hoca bu davaya oldukça üzülmüştü. Şimdi de bir başka iddia...
Çokları gibi bu iddia beni de üzdü, hatta yıktı diyebilirim.
Hoca gibi bir kişinin çocukları zimmetine nasıl para geçirebilir, nasıl harama el uzatabilir? Velev ki bir köşede “hizmete mahsus” tek bir kuruş kalsa, Müslüman bunu zimmetine nasıl geçirir?!. İddia mı, iftira mı, haber yalan mı?
Para varsa ortaya konulmalı, yerine teslim edilmeli...
Benzer olay merhum Türkeş için de olmuştu.
Haberi Milliyet’in sitesinden okuyalım.
“MHP’nin Başbuğu merhum Alparslan Türkeş’in servetinin, İngiltere’de olduğu ortaya çıkan yaklaşık 1 trilyon 200 milyar liralık bölümü, ilk ve son eşinden olan kızlarını birbirine düşürdü. Türkeş’in ikinci eşinden olan ve Bilkent Üniversitesi’ni bitirdikten sonra iş arayan A. Türkeş’in şikayeti üzerine, ilk eşinden olan A. Türkeş ve U. Günay hakkında açılan ‘sahtecilik ve dolandırıcılık’ davasına dün devam edildi. (...)
İddianamede, Türkeş’in ilk eşinden olan kızları A. Türkeş ve U. Günay’ın, ‘muhtemelen Türkeş’e ölümünden önce boş kağıt imzalattıkları veya özel belgeyi A...’ın hazırlayıp bankaya talimat verdiği’ savunuldu.
A. Türkeş’in ‘özel belge sayesinde mark ve dolarları kendi hesabına transfer ederek kullanmakla’ suçlandığı iddianamede, U. Günay’ın da ablası A.’ın talimatı çerçevesinde hazırlanan özel belgeyle sterlinleri hesabına aktardığı anlatıldı.(...)
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına, sanık avukatı U.T katıldı. T, müvekkillerinin Şartla Salıverme Yasası’ndan yararlanmasını talep etti. Mahkeme Başkanlığı’na vekalet eden Nusret Çiçek, Alparslan Türkeş’in hesabının bulunduğu İngiltere’deki bankaya yazı yazdı.”
Sonuçta fakir fukaradan toplanan dava paraları miras yolu ile gitti...
Gitti de bir devre canını, malını veren ülkücü camiayı üzmedi mi?
Elbette ki üzdü.
Şimdi de “cihat paraları” iddiası bizi üzüyor.
İşin aslı nedir?
Yoksa, şeytan-i siyaset denilen olay mı?
Koltuk hırsı mı? Her nasılsa...
Camia, muhataplarından makul bir açıklama bekliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.