Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Çanakkale kahramanları

Çanakkale kahramanları

“Çanakkale Zaferi” denince, aklıma kararlı, azimli, mert ve fedakâr insanlar gelir...

Birkaç örnek...

Diyarıbekir’in (Diyarbakır) fakir bir köyünden gelen Kürt Memo (Mehmed), Temmuz sıcağında bile sırtından çıkmadığı kırk yamalı kaputuyla savaşıyor, devletinden elbise istemeyi kendine yediremediğinden hiç sesini çıkarmıyordu...

Bir gün yüzbaşısı durumu fark edip yaz geldiğini, kaputu çıkarmasını isteyince, hiç renk vermedi:

“Böyle iyiyim Kumandanım” dedi, “bu kaputun her yaması şehit kardeşlerimin elbisesinden alınmadır. Beni hem gâvurun mermisinden koruyor, hem de soğuktan...”

“Ama hava ısındı” diye üsteledi Yüzbaşı, “yaz günü de kaputla savaşılmaz ki...”

“Ziyanı yok Kumandanım, siz gönlünüzü ferah tutun, ben böyle daha iyi savaşıyorum.”

Yüzbaşı, Memo’yu henüz çözememişti:

“Çıkar oğlum” dedi, “arkadaşların gibi sen de elbiseyle savaş.”

“Müsaadenizle Yüzbaşım, kalsın.”

Yüzbaşı kızmaya başlamıştı:

“Çıkar dedim mi çıkaracaksın, ben senin kumandanınım.”

Memo, kurtuluş olmadığını görünce, kimseyle paylaşmadığı sırrını Yüzbaşı’ya fısıldamak zorunda kaldı:

“Kaputu çıkarırsam” dedi, “cıbıldak kalırım; çünkü bunun içinde hiçbir şey yok.”

Memo, “Devletimin imkânı olsaydı bana da elbise verirdi” diye düşünmüş, vermediğini devletten istemeye utanmıştı.

O zamanın zamanında Anadolu delikanlısı sadece vermeyi (vatanı için malı istendiğinde malını, canı istendiğinde canını) biliyor, istemeyi, almayı bilmiyordu.

Ah güzel insanlarım!..

Kim bilir Kürt Memo hangi mezarda Türk Mehmed’le, Laz Temel’le, Arnavut Mestan’la, Çerkes Şamil’le şehadeti yaşıyor?

Her fırsatta imkânsızlıkları ileri sürüp atılımı başkalarından bekleyen bizlere ibret olsun!

¥

Koca topun Anadolu Hamidiye Tabyası’na çekilmesi gerekiyordu. Ancak buna ne vakit vardı, ne de imkân: Bütün personel savaşmak zorunda olduğu için topu çekmeye adam tahsis edilemiyordu...

Sonunda, Yüzbaşı Ramazan Bey, kafasını kullandı... Basit bir düzenek yaptı. Kendi buluşu olan bu düzenek sayesinde, Çanakkale Çimenlik Kalesi’nin, yerden 15 metre yüksekliğindeki burcu üzerinde bulunan 35,5’luk, yaklaşık yüz ton ağılığındaki eski topu, herkesin şaşkın bakışları arasında burçtan indirdi...

Tek başına yüzlerce metre ilerideki Anadolu Hamidiye Tabyası’na nakletti.

Oradaki diğer toplarla entegreli bir şekilde kullanılmak üzere, yerleştirdi...

Selahaddin Âdil Paşa, hatıralarında ondan “Ramazan Ağa” diye bahsetmekte ve o tarihte 65 yaşında olduğunu belirtmektedir.

“Yaşım geçti, işim bitti” diyenlere ders olsun!

¥

Cideli Mahmut Çavuş da meşhur Bouvet zırhlısının batmasına sebep olanlar arasındadır...

Çanakkale savunmasının önemli noktalarından birini teşkil eden Hamidiye Tabyaları 1. Tabur Kumandanı Selim Sırrı Bey (Kayaalp) onu şöyle anlatıyor:

“Bouvet Fransız zırhlısına mermi isabet ettiren top çavuşu Cideli Mahmut Çavuş’un ayaklarının ikisi de kopmuştu. Sargı mahallinde, mağrur düşmanların en büyük zırhlılarından biri olan Bouvet’in batmakta olduğu haberi gelince:

“ ‘Beni top başına götürün’ diye haykırmış ve top başına sedye ile çıkarılarak zırhlının Çanakkale’nin serin sularında batışını seyretmiş, sonra vazifesini hakkıyla yapmanın verdiği gönül huzuru ile bu dünyaya gözlerini kapamıştır.”





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi