Bazı hanım kardeşlerim, sosyal ve eğitim çalışmalarına insanların yeterince ilgi göstermediklerini ve her şeyi hazır beklediklerini ifade ediyor ve bunun nasıl giderilebileceğini soruyorlar. Elbette yaptığımız hayırlı işlerde kardeşlerimizi yanımızda ve yakınımızda görmeyi arzu ederiz. Bunu istemeye hakkımız var. Ama şunu da unutmamalıyız ki, bizler sadece çalışmakla ve elimizden, gönlümüzden, dilimizden ne geliyorsa bunu yapmakla sorumluyuz. Yaptıklarımızın sonucunu her zaman bu dünyada göremeyebiliriz. Ya da bazen tek kişi kalabiliriz, hatta hiç beklemediğimiz insanların karşımızda yer aldığına şahit olabiliriz. Ama her zaman söylüyoruz ya, hayat sürprizlerle dolu ve karşımıza nelerin çıkabileceğinizi bilemeyiz.

Bizler şartlar ne olursa olsun Allaha kulluk yapmakla sorumluyuz. Bir binanın tuğlalarını örüyoruz, bina büyük, bizler ise sadece payımıza düşen kadarını yapabiliriz. Bunun için çalışmalarımızda sonuçtan ziyade kaliteye yoğunlaşmalıyız. Dolayısıyla birlikte çalıştığımız kimselerin niteliği önemli... Bir tek nitelikli insan, onlarca insan kalabalığından, yığınlardan çok daha büyük işler yapabilirler. O yüzden bizler niceliğe değil niteliğe eğilmeliyiz. Çünkü nitelikli, samimi ve dik duruşlu bir insan çalışmalarında samimidir ve her zaman sizin yanınızdadır. Oysa nice niteliksiz kalabalıklar vardır ki, küçük bir esintiden çevrenizden dağılıp giderler. Böyle zamanlarda gördüklerinize bir anlam veremez ve neden niçin sorularını sorarsınız. Ama zaten samimiyetten yoksun bir kişi yanınızda ve yakınınızda olsa da ruhen çok uzaklardadır.

Sayıdan, çokluktan ziyade kaliteye değer vermeliyiz. Rahmetli hocamızın, her bahar bir çiçekle başlar sözü bize çok şey anlatıyor. Bir çiçekle başlayan bahar binlerce çiçeğe gebe kalır ve etrafınız çiçek bahçesine dönüşür. Ancak bunun için sabır, azim, gayret ve samimiyet gerekir.