Büyük olmanın bedeli
Afganistan'da görev yaparken içinde bulundukları helikopterin düşmesiyle 12 askerimizin şehit olması çeşitli tepkilere yol açtı. Bunlardan en çok duyulanı, "Orada ne işleri var" şeklinde...
Türk askerinin, Afganistan'da bulunması doğru mu, değil mi? Ben şu anda bunu tartışmayacağım. Onu da aşan, başka bir şey söylemek istiyorum:
Türkiye sadece ekonomik açıdan değil, siyasi açıdan da büyük olmak istiyorsa... Silahlı Kuvvetlerini yurtdışı görevlere göndermek zorunda...
Hatırlayın... Geçen hafta, burada değinmiştim: Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel, önümüzdeki 10 ila 20 yıllık süreçte, Türkiye'nin uçak gemisi almak istediğini belirtti.
Türkiye uçak gemisini ne yapacak? Herhalde İsrail'in, Yunanistan'ın ya da Kıbrıs Rum Kesimi'nin gözünü korkutmak için almayacak o gemiyi...
Bunlar Türkiye'nin burnunun dibindeki komşular, bir kriz anında beş, on dakika sürer uçakların oralara ulaşması...
O halde uçak gemisi başka işlere yarayacak... İlle de savaşmak için de kullanılmaz bu tip araçlar. İcabında uçak gemisiyle insani yardım bile götürülür.
Özetle eğer Türkiye sadece ekonomisiyle değil, siyasetiyle de büyük ülke olacaksa, askeriyesini de ona göre organize etmek durumunda.
Bu da maalesef dünyanın dört bir yanından kötü haberler alma olasılığını doğuruyor. Gün olacak, Tanzanya'dan, Bangladeş'ten ya da ne bileyim mesela Tunus'tan şehit cenazeleri gelecek.
Nahoş bir şeyden bahsettiğimin farkındayım. Ancak dünya siyasetinde oyun böyle oynanıyor. Tercih meselesi: Risk alarak oyna ya da kenardan izle.