İç âlemimizin dalgıcı olabilmek
Hayatın esrarını ve karma/karışık gibi gözüken hâdiseler zincirinin arkasında esrarı ve güzellikleri çözmeden, imânın-inancın gücünü keşfetmeden aradığımız mutluluğu, sürûru; yakalayamayacağımız açıktır. Doğrusu, bu yolda çaba sarf ederken katlanacağımız bir külfet, ödeyeceğimiz bir bedel/fatura da yok. Emîn olunuz; ne rûh ve bedenimizi tahlil etmek; ne soruların cevaplarını bulmak, ne de sorunların çözümünü araştırmak bize pahalıya mal olur. Formülümüz gayet basit: Kendimizi, kâinat kitabını dikkatle tetkik etmek ve onun yazılış şekli olan Kitabı okumaktır.
Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecektir. Okudum, inceledim; zarar ettim! diyen aklı başında tek Allahın kuluna rastlamayız. Okudum, gözlemledim; tahkik ettim, araştırdım, öğrendim; rahatladım, huzûr ve mutluluğu yakaladım diyen sayısız bahtiyar tanırız.
Gerçekten okuyanki, resmî okulları kast etmiyoruzve hayatın sırrını araştıranlar duygularını kontrol edip, kendileri, âileleri, çevreleri, hattâ eşya, unsur ve kâinatla uyumlu; tutarlı ve dengeli olduklarını görürsünüz.
İç âlemleri aydınlıktır. İçlerindeki sükûnet ve huzûrun tezahürünü ışıltılı sîmalarından da müşâhede ederiz. Çevrelerine ışık ve mutluluk saçarlar. Çünkü, kendisini, hayatı, kâinatı ve cereyan eden olayların değişik cephelerini; hattâ sıkıntı, problem ve dertlerin de hikmetli, ibretli, faydalı sayfalarını okuyabilenler maddenin dar kalıplarından sıyrılır; fizikötesi âlemlere seyr ü seyahatin zevkini yaşarlar.
Rûh, duygu, düşünce, şuûr, akıl, zekâ, kalb, vicdan, sâir his ve lâtifelerinin gücünün sırrına ulaşırlar. Bedenimize yerleştirilen sayısız elektrik, elektro/manyetik, biyo-manyetik ve sair enerji boyutlarını dengeleme maharetini kazanırlar. Biz, neden kendimizi bu esrarlı güzelliklerden mahrûm edelim?
Öyle ise, kendimizi yeniden keşfetmeliyiz. Yeraltının derinliklerine inip kara kömür ve sair madenleri araştırırken; içimizdeki hazineleri de keşfetmeliyiz. Duygu, his ve lâtifelerimizin herbiri bir define. Jeolojiyle yerin metrelerce derinliklerine daldık. İç dünyamıza girmeyi başaramayacak mıyız? Rûhumuz bir deniz ve sayısız incileri, yakut ve mercanları barındırmaktadır. Bir dalgıç mahâretiyle iç âlemimizin derununa ulaşmanın yollarını aramalıyız.
21.03.2012
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.