Olmayacak duaya âmin

Olmayacak duaya âmin

TÜSİAD geçen yıl bugünlerde (22-
23 Mart), Yeni Anayasa çalışmalarının sonucunu açıklamıştı. İki gün süren toplantılarda ilginç tartışmalar olmuştu.
Örneğin Cem Boyner, söz alarak, "Bizim devlet, legal partiyle değil, hapisteki liderle görüşüyor. Bunun dünyada başka bir örneği var mı? Olduğunu sanmıyorum" demiş ve ardından kahkaha atmıştı.
Kuşkusuz iyi niyetli ama gerçekçi olmayan bir sözdü Boyner'inki... Çünkü "PKK ile aynı tabana hitap ediyoruz" diyen Kürtçü partiler, mesela günümüzün BDP'si, hiçbir zaman İmralı'daki Abdullah Öcalan'dan ve Kandil'deki PKK komutanlarından bağımsız bir politika izlemedi.
O zaman da BDP'lilerle masaya oturmak anlamsız oluyor. Çünkü kritik karar anlarında, "Biz bunu Apo'ya soralım, Kandil'e soralım" diyorlar.
***
Bu olayı hatırlamama, dünkü haber neden oldu: Artık İmralı ve Kandil muhatap alınmayıp, devre dışı bırakılacakmış. Bundan böyle sadece sivil siyasetçilerle görüşme yapılacak ve halk muhatap alınacakmış.
"BDP ile mi görüşülecek" diye soracaksınız... Hayır. İpleri İmralı ve Kandil'in elinde olan partilerle değil, demokratik yolla seçilen partilerle masaya oturulacakmış.
Yoksa Cem Boyner'in arzusu gerçek mi oluyor?
***
İlginç bir program ama benim aklıma yatmadı. Çünkü gerçekleşebilmesi için PKK'nın altından kalkamayacağı bir askeri yenilgi alması gerekiyor.
Onun haricinde, İmralı'daki Apo, Kandil'deki savaş ağaları ve KCK kadroları, özgür bir Kürt partisine asla izin vermez.
Halkı muhatap almak diye bir şey siyasette olamaz. Halk dediğin milyonlarca insandan oluşan, şekilsiz, iradesiz bir kütle... Halkla değil, temsilcileriyle konuşulur. Ama işte o temsilcileri de örgüt eziyor.
Devlet zamanında PKK'nın diğer Kürt partilerini yok etmesine sesini çıkarmadı, hatta yardımcı oldu. Şimdi masaya oturacak Kürt siyasetçi bulamıyor.
Tekrarlıyorum: Bu programın yürümesi için PKK'nın askeri olarak tükenmesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi