Öyle anlaşılıyor ki "darbeci kafa" bir ayrı çalışıyor!

Daha doğrusu darbeye karşı olanların kafasının tam tersi bir şekilde çalışıyor! 12 Eylül darbesini yapan Evren ve Şahinkaya'nın basında yer alan savunmaları bu gerçeği açık seçik ortaya koyuyor!

Darbe yaptıkları için haklarında dava açılan Evren ve Şahinkaya gayet masum (!) bir şekilde soruyorlar: Darbe yapmak suç mu?

Evet, "darbeci kafa" bir ayrı çalışıyor! Biraz daha üstlerine gidilse Allah-u âlem "Suç olduğunu bilseydik valla billâ yapmazdık" noktasına gelecekler! "Biz kurucu iradeyiz bizi yargılayamazsınız" gibi bir zihniyete sahipler!

Bu anlayışlarını "Kurucu iktidarı yargılamak ihtilalcinin bir başka ihtilalci tarafından yargılanmasıdır" gibi bir ön kabule dayandırıyorlar! Yani lafı "Siz bizim kurduğumuz düzen içinde seçimle iş başına gelmiş bir yönetimsiniz bu yüzden bizi yargılama hakkınız yok" demeye getiriyorlar!

"Eğer bizi yargılarsanız, bir de cezalandırırsanız 1960'dan beri tüm yasama, yürütme ve yargı işlemleri hükümsüz olur" demek suretiyle de gözdağı veriyorlar!

Özetlersek "Biz sizi yargılarız, hapsederiz, idam ederiz ama siz bize dokunamazsınız, bir fiske bile vuramazsınız" diyorlar!

Kafaları darbe yapmanın bir suç olmadığına şartlanmış olduğu için darbe yapılmadan kendilerinin yargılanmalarının mümkün olmadığını iddia ediyorlar!

Biraz daha üzerlerine gidilecek olsa belki silahlı kuvvetlerin iç hizmet kanununun kendilerine verdiği yetkiye dayanarak darbe yaptıklarını ifade ederek yaptıkları işi ne kadar yasal (!) olduğunu kanıtlamaya çabalayacaklar!

Kolay değil yaklaşık yarım asırdan beri "darbeci kafa" aklına estiği zaman darbe yapıyor ve kimse onlara "Ne yapıyorsunuz?" diye sorma cesaretini gösteremiyor!

Onlarda bu cesaretsizlikten aldıkları cesaretle darbe yapmayı normal bir şey gibi kabul ediyorlar!

Darbeci kafaların savunması gösteriyor ki önce yasalarımızda onlara güç veren maddeler temizlenmeli ve kimse yaptığı darbeye yasal mazeret gösterememeli!

Darbeci kafalar dünyanın artık çok değiştiğini ve onların darbe yaptıkları yıllarda makul ve mantıklı görünen düşüncelerin artık hiçbir yerde hüsn-ü kabul görmediğini idrak etmek zorundalar!

Yani köprülerin altından çok sular aktığını ve pek çok anlayışın değiştiğini kabul etmek durumundalar!