Geçtiğimiz İnsanların beklentileri ve bakış açıları değişiyor. Bu değişim hayatın bütün alanlarına aksettiği gibi Müslüman kadının yaşam tarzına ve tesettür anlayışına da yansıyor. Artık, tesettür özelliğini taşıyan giysiler, baştan aşağı örtülen başörtüler pek yok. Şimdilerde ne yazık ki tesettürlü hanımlar da ortama ayak uyduruyoruz bahanesiyle tesettürü dejenere ediyorlar. Vücuda yapışmış giysiler, ful makyaj suratlar, marka çanta ve ayakkabılar tesettürü özünden yavaş yavaş koparıyor. Oysa tesettürün örttüğü kamufle ettiği bir şey var ki o da kadının güzelliğidir.

Yüce Allah ayetinde şöyle uyurur: Ey Peygamber Eşlerine kazılarına ve müminlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok yarlığayıcı ve çok esirgeyicidir" (El-Ahzap, 59)

Tesettür, kadını haramdan koruyacak, kem gözlere davetiye çıkarmayacak özellikler taşımalıdır. Allah kadına bu konuda kadını uyarmaktadır:

"Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin" umduğunuza nail olasınız" (en-Nûr, 24/31).