Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Sabahın 7.30’unda etli pilav yenilir mi

Sabahın 7.30’unda etli pilav yenilir mi

Devletin haklarını kendilerine, milletin kursağındakini de ceplerine indirenlerle, buna müsaade etmeyen iktidarın arasındaki çatışma, hükümet adına her ne kadar milletin moralini bozsa da halkımız doğrunun ve iyinin yanında olduğu sürece bu ülkeye bir şey olmaz.
Bundan hem öyle emin ki, milletimiz Ankara’daki menfaat savaşından öyle ya da böyle etkilense de insanlarımız işine gücüne bakıyor. Kendisi için, akrabası için, komşusu için ve bütün vatandaşlar için üzerine düşeni yaparak, inandığı değerleri yaşıyor ve yaşatıyor.
Biliyorlar ki, bu devletin ve toprakların sahibi milletin kendisidir. Şimdiye kadar nice iktidarlar işbaşına geldi, niceleri milletle çatıştı, niceleri milleti canından bezdirdi ama eninde sonunda galip gelen millet oldu. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir zorba zihniyet, millete galebe çalmamıştır. Tarih ortada, isteyen dileyen herkes okuyup öğrenebilir.
Darende’de çarşı içerisinde gözlem amaçlı dolaşırken ve insanların uğraşılarına bakarken, bu düşünceler kafamızın bir yerlerinde seyrü sefer eyleyip duruyordu. “Bu millete hiç kimse zorla bir şey yaptıramaz” derken, omzumuza bir el dokundu ve selam verdi.
Yüz yüze, göz göze geldik ama hemen kimse kimseyi tanıyamadı. Omzumuza dokunan dost eliydi ama ya beni tanıyordu ya da Bünyamin Beyi. Fakat tam olarak kimse bir şey anlamadan dost eli, iki yıl önce yine Darende’de tanıştığımızı söyledi ve kucaklaştık.
İki yıl önce kucaklaşmış mıydık bilmiyorum. Bu sefer böylesine kısa bir iletişim bile kucaklaşmamıza ve kırk yıllık dostmuş gibi sarılmamıza yetmişti. Büyük şehirlerdeki insanların hafızaları biraz geç toparlanıyor, “evet tanışmıştık.” İsimlerimizi tekrar ettik. Onun ki, Veysel Zengi imiş.
Anadolu’ya yolunuz düşmüşse, hemen yemeğe, çaya, kahveye ve istirahata davet edilirsiniz. Veysel Bey de hepsine birden davet etti. Israrlar neticeye vermeyince çarşıda yürümeye başladık. Bu sefer başka bir dosta rast geldik. Darende’nin ünlü imamlarından Hakkı Kocamemik’le karşılaştık. Aynı davet ve ısrar ondan da geldi. O da kabul görmedi.
Bu sefer ertesi gün yakınlarının bir düğününe davet ettiler. Sabah 7.30'da etli pilav yemeye buyur ettiler. Sabah 7.30 ve etli pilav yeniliyormuş. Hani Urfa’da sabah namazı çıkışı ciğer yenildiğini, Konya’da binbir çeşit düğün yemeğini biliyorduk ama sabahın erken saatinde etli pilav yenildiğini de ilk defa duymuştum.
Davet sabahı erkenden bizim Malatya’ya gitmemiz gerekiyordu, o daveti de kabul edemedik fakat aklım da oraya takılmadı değildi hani. Acaba sabahın erken saatinde gerçekten etli pilav yenilir miydi? Takıldı kaldı bu soru kafama.
Sabah 07’de Malatya’ya gitmek üzere hazırlanırken, saat 9.30 civarında ancak hareket edebileceğimiz söylendiğinde pilavı da kaçırdığımıza pişman olmak üzereydik ki, Veysel Bey ve Hakkı Hoca bir daha arayıp buyur edince sevindik. Anlaşılan düğün pilavı yenilecekti fakat benim asıl merak ettiğim, bu işin nasıl olduğuydu.
Davete icabet ettik, pilavı yedik ve işin hikayesini sordum, onlar da anlattılar. Düğün gününden bir gün önce hayvanlar kesilir ve yaklaşık 5000 kişilik et hazırlanırmış. Yalnız etleri bütünüyle erkekler doğrar, hanımlara iş kalmazmış. Gece yarısı pilavla et pişmeye başlar ve sabahın ilk saatlerinde davetlilere ikram edilirmiş.
Pilav yemeğe gitmek için davetli olmaya gerek yokmuş, isteyen herkes istediği kadar yer ve gidermiş. Ayrıca yoldan geçen herkes, ısrarla davet edilirmiş. O gün üç tane düğün varmış, üçünün de yemeği sabah erkenden başlamış. İnsanlar birinden ötekine, ötekinden berikine uğrayarak düğün sahiplerini memnun ederlermiş.
Bu milletin o kadar çok ortak değer yargıları var ki, insanın aklı hayali duruyor. Mesela düğünün olduğu saatlerde bir komşunun da yakını vefat etmiş. İnsanlar bir anda düğünde ve düğün yemeğinde olduğunu unutup, bu sefer de cenazeye koşmuşlardı.
Herkesin hemen her fırsatta gündeme getirdiği, “Birlik,” “muhabbet” ve “güven” duygusu, bu millette ölmedikçe, milletin de hiçbir değer yargısı ölmeyecek ve ilelebet yaşayacaktır. Sabahın erken saatlerinde yenilen yemek bana bunları bir kere daha öğretti.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi