Durum İyi midir, Kötü müdür, Çok Kötü müdür?
1'inci soru: İtikad konusunda bazısı küfre sebep olan vahim bid'atların yaygın olduğu Müslüman bir toplumun durumu nasıldır?
Cevap: Çok kötüdür.
2. Müslüman halkın yüzde 90'ının beş vakit namazı terk ettiği bir ülkenin durumu nedir?
Cevap: Çok kötüdür.
3. Müslümanların çok büyük bir kısmının, kendilerini kurtaracak kadar ilmihal ve ahlak bilgisine sahip olmadıkları Müslüman bir ülkenin durumu?..
Cevap: Çok kötüdür.
4. Ülkedeki yüz bine yakın camiden günde beş kere gürül gürül Ezan-ı Muhammedî okunuyor ama haram yemek yaygın hale gelmiş...
Cevap: Böyle bir İslam ülkesi çok kötü bir vaziyettedir.
5. Bir İslam ülkesi düşünün ki, her gün altı milyon ekmek çöpe atılıyor...
Cevap: Berbattır oranın durumu. Ekmek Allah'ın en büyük nimetidir. Bu nimeti tahkir eden, çöpe atan bir toplumun başına taş yağabilir, üzerine azab inebilir.
6. Müslümanlar emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını yerine getirmezlerse ne olur?
Cevap: Üzerlerine azap inmesinden korkulur.
7. Müslüman bir ülkede İslam Medreseleri yoksa, topluma önderlik edecek icazetli gerçek ulema, fukaha, müfessirler, muhaddisler yetiştirilemiyorsa o toplum ne olur?
Cevap: Mânen çöker, ahlakı bozulur, dejenere olur, kaos ve anarşi çıkar.
8. Müslüman bir ülkede Mason locaları açık, fakat zikrullah yapılan tasavvuf tekkeleri yasak ve kapalıysa ne olur?
Cevap: Fenalık olur.
9. Halkı Müslüman olan bir şehrin İslam şehri olduğu nasıl anlaşılır?
Cevap: (a) Cuma ezanı okununca Müslümanlara ait bütün iş yerleri kapatılır. (b) Müslüman kadınlar tesettürlü olur. (c) Beş vakitte ezan okununca hayat durur, halk camilere gider. (ç) Halkın büyük bir kısmı birbirinin meleği olur. (d) Düşürülen veya kaybedilen eşya sahibine geri döner. (e) Komşular birbirine kardeşten yakın olur. (f) Mahkemeler işsiz, hapishaneler ıssız olur.
10. Müslüman bir ülkede rüzgardan hızlı giden trenler, uçaklar; limanlar, köprüler, barajlar, gökdelenler, fabrikalar, hava alanları ve daha bir sürü teknik harika olsa, fakat orada günah, fısk, fücur ayyuka çıksa, Allah'ın emirlerine, Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) öğütlerine uyulmasa, fuhşiyyat yaygın olsa, halk çeşit çeşit şehvetlerine kapılmış olsa oradaki durum iyi midir, kötü müdür?
Cevap: Kötü değildir, çok kötüdür, berbattır!
11. Müslüman bir ülkenin kitap piyasasında 200 çeşitten fazla Kur'an meali, tercümesi, tefsiri olsa, bunların büyük kısmı re'y ve heva ile yazılmış olsa, içlerinde bazısı kasıtlı vahim yanlışlar olsa, bir kısım Müslümanlar bunları okuyarak Kitabullahtan kendi kafalarına göre hüküm çıkarıp sapıtsalar, din konusunda herkes bildiğini ve bilmediğini söylese, söz ayağa düşse orada durdum iyi midir?
Cevap: Maalesef kötüdür, Çünkü "Men fessere'l Kur'ane bi-reyihi fekad kefer" buyurulmuştur.
12. Müslüman bir ülkede on milyonlarca Müslüman yaşasa, bunlar binlerce irili ufaklı cemiyete, tarikata, fırkaya, hizbe, gruba, kliğe, parçaya ayrılmış olsa, aralarında birlik ve beraberlik olmasa, bütün Müslümanların başında kendisine itaat ve biat edilen bir İmam-ı Kebir veya Emîrü'l-Müslimîn bulunmasa; buna mukabil halkın bir kısmı zenginlik ve refah içinde olsa, bu durum iyi midir, kötü müdür?
Cevap: Kötü değildir, çok kötüdür.
13. Müslüman bir ülkede zekatlar Kur'ana, Sünnete, fıkha, Şeriata göre verilmese ve sarf edilmese; birtakım cemaatler ve tarikatlar zekatları fıkha aykırı olarak toplayıp sarf etseler bunun hükmü nedir?
Cevap: Dinimiz zekatların kimlere verileceğini çok açık, çok seçik bir şekilde beyan etmiştir. Adana'da 26 yaşındaki aç ve muhtaç anneye zekat vermeyip zavallının intihar etmesine sebebiyet veren bütün Müslümanlar sorumludur. Zekat farzının doğru dürüst eda edilmemesi büyük bir günahtır. Hz. Ebu Bekir Sıddiq sağ olsaydı, zekatı doğru dürüst, yerli yerinde vermeyen Müslümanları, zekatı gasb eden uğruları te'dib ve tenkil ederdi.
14. İsraf ve tebzirin yaygın ve genel olduğu bir İslam ülkesinin durumu nedir?
Cevap: Pek kötüdür. İsraftan, saçıp savurmaktan vaz geçip tevbe etmezlerse gelecekleri iyi olmaz.
15. Müslüman halkın ümmet şuurunu yitirip cemaat ve tarikat asabiyetine, militanlığına, fanatizmine, holiganlığına kapılmasını hükmü nedir?
Cevap: Büyük bir dengesizlik, cahillik ve dalalettir.
* (İkinci yazı)
Domates vs Bedduası
Yeni vak'a: Rusya'ya elli ton domates ihraç etmişiz. Rus makamları tahliller yapmışlar, domatesler parazitli çıkmış ve geri göndermişler!..
Eyvah eyvah eyvah!.. Bin kere eyvah...
Ruslar yemedi ama biz içeride yıllardır yiyip duruyoruz.
Mısır şurubundan yapılmış boyalı ballar gibi.
Boyalı ve aromalı sahte balları yapan firmalar işi bırakmışlar mı?
Hiç bırakırlar mı?... Marka değiştirmişler...
Kimbilir "Hasbal" yerine "Ballar balı" etiketi bastırmışlardır.
Bu memlekette milyonlarca saf varken daha çok o biçim saf ballar satılır.
Şu mantığa bakınız:
Dar gelirli vatandaşım ben... Benim çoluk çocuğumun da bal yemeye hakkı var... Elbette alacağım ucuz baldan ben de...
Be adam!:: O bal bal değil ki!..
Kilosu yirmi liradan, niçin içinde gerçek ve doğal bal bulunmayan mısır şurubunu yiyorsun?
Al sen de on litre mısır şurubu... Koy ocağa... At içine biraz yapay kimyevî bal boyası... Biraz da yine kimyevî bal aroması... Kaynat karıştıra karıştıra... Koyulaşsın biraz... Ilık hale gelince boşalt kavanozlara... İçin rahat etsin diye etiket de yapıştır üzerlerine... Ne yazacaksın?.. Halis bal halis bal halis bal...
Evde yapacağın bu balın kilosu sana 5 liraya mal olacaktır. Niçin dışarıdan 20 liraya alıyorsun?. Çalıştırsana biraz o kafanı...
Gazeteler yazmaya başladı: Sucuklarda, salamlarda, sosislerde neler varmış neler.
Bal, sucuk, sosis, domates... Sadece bunlarda mı?. Hayır yenilecek içilecek her şeyde sahtekarlık var, boya var, aroma var, koruyucu madde var, sağlığa zararlı madde var, hormon var... Var oğlu var...
Namuslu, haysiyetli üreticiler yok mu?.. Elbette var ama ötekiler de var.
Devlet ve belediyeler bunların şerrinden halkı korumuyor.
Hatırlıyor musunuz: Geçen sene Trakya'da bir askerî birliğin kantininde domuz eti bulunmuştu.
Çatalca taraflarında bir lokantanın buzluğunda domuz eti stoku yakalanmıştı.
Domuz etlerinin kaynağına niçin gidilmiyor?
Yahu, Müslüman medya niçin ülkemizdeki domuz çiftliklerini, yer yer, adres adres halka duyurmuyor?
Devlet ve belediyeler sanki bunları bilmiyor mu?
Önemli kişilerin yatak odalarına gizli kamera yerleştirilebilen bir ülkede hiç o koskoca domuz çiftliklerinden haberleri olmaz mı?
Ülkemizde muazzam miktarda hormon kullanılıyor...
Ekolojik ve doğal patentine sahip olanlar dışında her şeyde kimya var.
Kaç çeşit kimya?... En az üç yüz çeşit...
Bir kaynak suyu firması sattığı sularına az miktarda şeker katıyormuş... Bir bardak içen "Yahu bu ne güzel su, şeker gibi..." diye haykırıyormuş. İç babam iç.
Zehirli, kimyalı, aromalı, boyalı, korumalı gıdaları yiyen, meşrubatı içen milyonlarca vatandaş hasta... Oh çark ne güzel dönüyor... Yetişsin hastahaneler... Yetişsin ilaçlar... Çalışsın ilaç fabrikaları günde üç vardiya... Öyle ya, sosyal güvence var. Devlet ödüyor tedavi ve ilaç parasının çok büyük kısmını... Halkın ödediği vergilerin bir kısmı böylece halka geri dönüyor... Oh ne güzel devr-i daim... Aksın âblar, dönsün dolablar...
Ya Rabbi bu ne cehennemî ve şeytanî dolaplardır dönenler!
Tekrar tekrar beddua ediyorum:
Vazifelerini yapmayan, piyasadaki gıda maddelerini "gereği gibi" ve devamlı olarak kontrol etmeyen, sahtekarlık yapanların, halkı zehirleyenlerin çanlarına ot tıkamayan, onları çok ağır şekilde cezalandırmayan bütün ilgili resmî makamları, bakanlıkları, müdürlükleri, belediyeleri protesto ediyorum. Halkın hakkı onlara haram olsun... Allah'tan bulsunlar!..
(Bir kısım halka: Bunlar size revadır... Azdır bile...)
15.04.2012