Osmanlı’nın Çılgın Projeleri
Bu hafta yine ilginç bir kitaba tanık oldum. Eserin yazarı Turan Şahin. Yayınevi ise Yitik Hazine Yayınları.
“Osmanlı’nın Çılgın Projeleri” adını taşıyan kitap, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan hitamına kadar padişahların yaptığı ve yaptırdığı ilginç projeleri ele almış.
Turan Şahin, büyük emek harcayarak hazırladığı eserin girişinde; Osmanlı idarecilerinin düşünce kodlarını şöyle izah etmiş.
“İslâm coğrafyasında yönetici sınıf, başarılarının methiyeleştirildiği kitabelere sahip devasa ibadethaneler, anıtvari türbeler, kamunun faydasını hedefleyen dev yapılar inşa ederek, adlarının ve temsil ettiği değerlerin kalıcı kılınması yolunu tercih etmişlerdir.”
Batılı yönetici sınıfını ise, şu şekilde tarif etmiş:
“Batı da ise bu ifade tarzı, İslâm medeniyetlerine oranla daha farklı argümanlar kullanılarak yapılagelmiştir.
Bayındırlık projelerinin yanı sıra heykel ve resim, Batı’da bu amaçla sıklıkla başvurulan iki mühim araçtır.”
Müslüman dünyada ise İslâm’ın resim ve heykele bakış açısı, Müslüman sanatçıyı mimari projelere yöneltmiştir.
¥
Mesela Süleymaniye; Müslümanlar ve Müslümanlar dışındaki bütün milletler için Osmanlı Devleti’nin en çılgın projelerinden birisidir.
Yazarın ifadesiyle Süleymaniye okumasını bilenler için 16. Yüzyıl Osmanlısının eşsiz bir mecmuasıdır.
Ancak Süleymaniye sadece Sultan Süleyman’a ve Mimarı Sinan’a atfedilmemelidir. Zirvede olan bir medeniyetin sanat zevkinin ve mali gücünün sergilendiği bir eserdir.
Bu arada “kalfalık eserim” diye Süleymaniye’yi, “ustalık eserim” diye de Edirne Selimiye’yi inşa eden Mimar Sinan’ın, kamu hizmetlerine yönelik yaptığı tüm eserlerin her biri Osmanlı’nın çılgın projelerindendir.
Bugün ve bugünden sonra, belki kıyamete kadar, Sinan’ın çılgın projeleri hep konuşulacak ve hayretlerle izlenecektir.
Tekrar çılgın proje Süleymaniye ve külliyesi hakkındak bilgilere dönecek olursak, şu ifadeleri de kaydetmemiz lazım gelir.
“Süleymaniye, büyüklüğüyle de Sultan Süleyman’ın bayraklaştırdığı değerlerin gücünü ifade eder.” Bir örnek verelim:
Yapıldığı yıllarda İstanbul’u ziyaret eden Dersschwan, Süleymaniye Külliyesi’nin Bratislava ve Belgrad şehirlerinden daha büyük olduğunu eserinde vurgular.
Anlaşılan odur ki; Sultan, külliyesinin sadece merkezindeki cami ile değil, çevresindeki yapılar topluluğu ile de kıta Avrupası’ndaki birçok şehirden büyük olmasını hedeflemiştir.
¥
Osmanlı’nın çılgın projeleri sadece Kanuni ile sınırlı değildir elbet. Hele bir Abdülhamid dönemi var ki; Abdülhamid’in her açıdan sınırsız dehası ile karşılaşırsınız.
Ne yazı ki bugün, Osmanlı’nın nimetlerinden istifade edip Osmanlı’ya küfrederek, Kanuni gibi büyük bir devlet adamını, “harem ağası” yapan, adına da “Muhteşem Yüzyıl” diyerek alay eden bir televizyon dizisinin ihanetiyle karşı karşıyayız.
Kitabı okuduktan sonra bu diziyi yapanlardan ve seyredenlerden, Osmanlı adına bir kere daha utandığımı ifade etmeliyim.
Eser hakkında bilgi için: Yitik Hazine Yayınları, 0216 522 11 44
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.