Ehli Sünneti Savunmak
Ehl-İ Sünneti yıkmak isteyenler, Ehl-i Sünnet denilmesinden hiç mi hiç hoşlanmazlar. "Hepimiz kardeşiz, hepimiz Kur'anda birleşelim", bu Ehl-i Sünnet de nereden çıktı, Kur'anda yazıyor mu böyle bir şey derler.
Ehl-i Sünnet Kur'an Müslümanlığıdır.
Ehl-i Sünnet Kur'anı doğru yorumlar.
Adından anlaşılıyor, Sünnet Müslümanlığıdır.
Cemaat yani Müslümanların büyük topluluğudur.
Sevad-Azam'dır.
İmanın, İslam'ın, Kur'anın, Sünnetin, Şeriatın Ana Caddesi'dir.
Cumhur-i Ulema yoludur.
Kur'an, Müslümanları birliğe davet ediyor.
Peygamber aleyhissalatü vesselam mü'minleri birliğe çağırıyor.
Peygamber Efendimiz, "Ümmetim yetmiş üç parçaya ayrılacaktır. Bunlar, birisi hariç Cehennemliktir. Kurtulacak parça benim ve Ashabımın yolundan gidenlerdir" buyuruyor.
Ehl-i Sünnet Ashab-ı kiramın hepsini sever, sayar, hepsine hayır dua eder, hepsini din konusunda âdil kabul eder.
Ehl-i Sünnet Selef-i Sâlihîn Müslümanlığıdır.
Ehl-i Sünnet Tevhid Müslümanlığıdır.
Ehl-i Sünnet Allahın kemal sıfatlarla sıfatlı, noksan sıfatlardan münezzeh olduğuna inanır.
Ehl-i Sünnet Peygamberler dışındaki insanların ismet sıfatı ile sıfatlı olduğunu kabul etmez.
Ehl-i Sünnet Peygamberimizin hanımlarını mü'minlerin anneleri bilir ve hepsine hürmet eder.
Ehl-i Sünnet, Ehl-i Beyt-i Mustafa'yı sevmenin ve tutmanın farz olduğunu bilir.
Ehl-i Sünnet, bin küsur yıl önce Ashab ve Tabiîn arasında geçmiş ihtilafların hükmünü Allahü Tealaya, Mahkeme-i Kübraya bırakır.
İnsanlık tarihinde en büyük İslam ve cihan devletini Ehl-i Sünnetin bayraktarı Osmanlılar kurmuştur.
Ehl-i Sünnet Müslümanlara ve insanlara taqiyye ve kitman yapmaz, mü'minleri aldatıp kandırmaz, gerçekleri acı da olsa, bütün çıplaklığı ile söyler.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı ile laiklik kabil-i te'lif değildir.
Ehl-i sünnette, imandan sonra en büyük emir ve ibadet beş vakit namazdır. Sünnîlerin farz namazları (Şer'î özürleri) yoksa cemaatle kılmaları gerekir.
Ehl-i Sünnet İslamlığında hür kadınların tesettüre girmesi gerekir.
Ehl-i Sünnet İslamlığı, Allah ile olan bütün ibadet ve muamelerde ihlasın ana şart olduğunu bildirir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığında, dünya işlerinde adalet temel prensiptir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı din sömürüsünü, mukaddesat bezirgânlığını çok büyük bir günah ve hıyanet olarak görür.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığında mâruf ile emr ve münkerden nehy farzı uygulanır.
Hulefa-i Râşidîn devrinden sonra Kur'an'a Sünnete ve Şeriata en uygun İslamî sistem ve düzen Sünnî Osmanlı devletinin kuruluş ve yükseliş devridir.
Osmanlı devletinin ve hilafetinin en büyük düşmanları ve yıkıcıları Necid'de zuhur eden Vehhabiye fırkası olmuştur.
Safevî İran, Osmanlı ile asırlar boyu savaşmış ve büyük kan dökülmesine sebep olmuştur.
Farmason bir ihtilalci olan taqiyyeci Afganî'nin metodu ve görüşleri Ehl-i Sünnet İslamlığı ile bağdaşmaz.
Ehl-i Sünnet İslamlığı Kur'anı, Sünneti esas alır ve bunların hükmü varken re'yi kesinlikle kabul etmez.
Ehl-i Sünnet İslamlığı her Müslümanın Kur'anı kendi re'y ve hevası ile yorumlamasını, kendi kafasına göre hüküm çıkartmasını asla kabul etmez.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı medenî Müslümanlıktır, bedevî ve â'rabî Müslümanlığı değil.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığında ehl-i Tevhid ve ehl-i kıble kişi (dinden çıktığına dair kesin delil ve hüküm olmadıkça) mü'min ve kardeş kabul edilir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığı dinde çıkartılan bütün bid'atleri reddeder.
Ehl-i Sünnet İslamlığı, büyük günah işleyenleri (o günahın haram olduğunu inkar etmedikçe) dinden çıkartmaz, onlar için kafir oldu demez.
Ehl-i Sünnet Müslümanlığının İslamın doğru yorumu olduğuna dair sayısız delillerinden biri, Peygamberimizin (Salat ve selam olsun ona) İstanbul'u fethedecek kumandan ve ordusu ile hadîsidir. Fatih Sultan Mehmed Han Mâturidî inancına ve Hanefî mezhebine bağlı bir Ehl-i Sünnet Müslümanı idi.
Bütün bid'atçiler Ehl-i Sünnete karşıdır.
Mezhepsizler Ehl-i Sünnete karşıdır.
Telfik-i mezahib isteyenler Ehl-i Sünnete karşıdır.
Bütün bozuk fırkalar Ehl-i Sünnete can düşmanıdır.
Bendeniz (nefsime bir pâye vermemek şartıyla) Ehl-i Sünnet Müslümanı olmakla iftihar ederim.
Elimden geldiği, dilimin döndüğü kadar Ehl-i Sünneti savunurum.
Ehl-i Sünneti savunurken Kur'anı, Sünneti, Şeriati savunduğumu bilirim.
Ehl-i Sünnet Müslümanı olduğum için her türlü reforma, dinde yeniliğe, dinde değişime karşıyım.
BOP'un yeni bir İslam türetme planlarına karşıyım.
Bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak, M. Kemal paşanın ölümünden sonra türetilmiş bozuk bir ideoloji olan Kemalizme karşıyım.
Kemalist ilahiyatçıları çok ayıplar ve kınarım.
Ehl-i Sünnet Müslümanı olduğum için fıkha ve Şeriata taraftarım.
Siyonistlerin, Haçlıların, İslam düşmanlarının, Kriptoların, Üçgenli Biraderlerin direktifleriyle ılımlı ve light bir İslam çıkartmak isteyenlere karşıyım.
İslam'da kader yoktur diyenlere karşıyım.
Bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak Pakistanlı Fazlurrahman'ın Tarihsellik ve Tatiliye mezhebine çok karşıyım.
Bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak din sömürücülerine, mukaddesat bezirganlarına, Allahın ayetlerini ucuza veya pahalıya satanlara son derece muhalifim.
Ehl-i Sünneti niçin savunduğumu, ehl-i bid'ati niçin reddettiğimi iyi biliyorum.
* (İkinci yazı)
Sabah Namazı ve Peygamber
Evvelki pazar sabah erkenden saat 5:30'da yola çıktım. Çengelköy'ün yükseklerinde bir camie namaza gittim. Kubbesiz, kiremit kaplı fakat çok sanatlı, çok şirin bir bina. Etrafı kabristan, havadar. İçeriye girdiğimizde hocası Kur'an okuyor, dört-beş kişi de önlerindeki rahlelere koydukları Mushaflardan takip ediyordu. Maalesef camide hiçbir liseli ve üniversiteli genç yoktu. Yahu ilaç için bir iki çocuk bulunsa olmaz mı? Neyse, namazı kıldık, çarşıya indik. Çengelköy'e her gelişimde oradaki bir fırından ıspanaklı börek alırım, yine aldım. Sonra kahvaltı etmek için Eyüp Sultan'a Özsaraylar Kebapçısı'na gittik. Bilahare Küçük Pazar'da kurulan bit pazarına uğradım. Vakit erken, belediyenin motorize kuvvetleri fukara satıcıları püskürtmek için gelmemişlerdi. Biraz kitap, el sanatı eşyası aldım. Oradan Dolapdere'ye geçtik. Birkaç kitap, porselen, seramik... Eve döndüm.
Bu pazar hava soğuktu. Şehir dışına gezmeye gitmedim.
Sabah namazlarında camilerin durumu iç acıcı değil. Eyüp Sultan, Sümbül Sinan gibi bir iki cami dışında mabetler bomboş.
Resulullah Efendimiz(salat ve selam olsun ona) "Münafıklara en ağır gelen iki şey sabah ve yatsı namazlarıdır. Bunlardaki hayrı bilmiş olsalardı sürünerek bile olsa gelirlerdi." buyurmuşlardır.
20-30 büyük ehl-i sünnet cemaat ve tarikatinin başkanları, hocaları, şeyhleri bir araya gelseler Müslüman halka hitaben bir beyânnâme hazırlayıp milyonlara duyursalar eminim ki hayırlı bir değişiklik başlar. Bugünküne nispetle seher vakitlerinde daha fazla cemaat olur.
Muhteremler niçin bu güzel işi yapmıyorlar acaba?
Halk ve gençlik gaflet içinde... Birkaç ay önce sur içinde Müslüman bir talebe yurdunun birkaç metre uzağındaki tarihi, küçük bir camiye gitmiştim. İmamı Şam'da okumuş muhterem bir kimse... Namazdan sonra sordum, "Karşıki yurttan, bilhassa sabah namazlarında öğrenciler geliyor mu?" Maalesef bir kişi bile gelmiyor dedi. Halbuki yurtta birkaç yüz öğrenci kalıyor.
İnsanlar gaflet edebilir, lâkin bilenlerin mutlaka uyarması gerekir.
Türkiye Müslümanlarının sadece yüzde 10'unun beş vakit kılması, yüzde 90'ının bînamaz olması büyük bir felakettir. Halk işin farkında değil.
Ehl-i dünyanın umurunda mı namaz? Şimdi rant devşirme, haram ganimet toplama hengâmıdır.
Resulullah Efendimizin ruhaniyeti bizimledir. Biz Müslümanlar onunla irtibatlı, rabıtalı olmalıyız.
Resulullah Efendimiz rüyada, bazen yakaza hâlinde görünebilir. Bu konuda aydınlanmak isteyenler "Tenbihü'l Gabi an Rü'yeti'n-Nebi" kitapçığına göz atabilir.
Resulullah Efendimizle konuşmak isteyenler onun sahih hadislerini okusunlar. Mana âleminde bilhassa sabah namazı hakkında sorsak bize hadisleriyle ne diyecek:
"Mutlaka cemaatle kılın... Cemaatten ayrılmayın..."
Sadece namaz konusunda değil dinle, hayatla, davranışlarımızla ilgili her hususta ona sormalıyız.
Paran var, yeni bir otomobil almaya gidiyorsun, Resulullah'a soracaksın:
"Nasıl bir otomobil edinmemi uygun görürsünüz?"
Hadisleriyle, sünnetiyle size ne diyecektir?
"Sakın israf etme, ihtiyacın neyse ona göre bir araba al. Seni gurura, kibre, tafraya, böbürlenmeye götürecek lüks bir araba senin için hayırlı olmaz."
İçinde içki içilen, fuhşiyyat yapılan, lüks, beş yıldızlı otelin restoranına giderken de sor, belki de yarı yoldan geri dönersin.
Evindeki plazma mı ne meretse o televizyonu da bir sorsana...
Peygambere imân etmek, ona bağlı olmak, kuru lafla olmaz. İsmi anılınca elini göğsüne götürmekle bitmez. Efendimiz milâdî 632 tarihinde bu dünya hayatına veda ettiler ama ruhaniyeti bizimledir, ayînemizi temiz tutarsak nebevî ruhların ışıltılarından hissemizi alırız.