Ekmek teknelerine göz dikmişlerdi
Herkesin bildiği gibi 28 Şubatçılarla Ergenekoncuların hedefinde milletin “dini ile ekmeği” vardı.
Hangi çerçeveden ve açıdan bakarsak bakalım, tüm mücadelelerin, darbelerin, muhtıraların, hareketlerin hepsinde de insanların “dini ve rızıklarıyla” oynamak vardı.
28 Şubatçılar insanların ekmek teknelerine göz dikmiş ve bir ayrımcılık yapmışlardı.
İslam’a karşı duyarlı olan veya o safta yeralan iş adamları, esnaflar, tüccarlar, lokantalar, bakkallar, büfeler ve seyyar satıcılara kadar fişleme yapmışlardı.
Bu fişlemeyi de o günlerin kartel medyasının şahinleri, bugünlerin dut yemiş bülbülleri kamuoyuna duyurmuşlardı.
Kara listede kimler yoktu ve hangi firmalar yer almamıştı ki.
Mesela gelenek ve görenek gereği yarım örtülü çaycı çalıştıran iş yerleri bile irtica listesine girmişti.
Listede adı bulunan firmaların az bir kısmı, bu listeden çıkabilmek için o güne kadar dini milli ne kadar değer yargısı varsa hepsinden vazgeçmişti.
Kendilerinin “laik ve çağdaş” olduklarını göstermek için muhafazakar kesimle ilişkilerini kesmiş, malum limanlara demir atmışlardı.
................................
Peki neler yapmışlardı?
İşe ailelerinden başlamışlardı. Kızlarının başörtülerini çıkarttırmışlar ve iş yerlerine gelmemelerini istemişlerdi. Hatta otomobillerinin arka camlarını siyah yaptırmışlardı.
Başörtülü olarak işe gelen işçilere önce uzun süreli izin vermişler, ardından işine son vermişlerdi.
İş yerlerindeki müracaat ofislerine hemen örtülü olmayan bayanlar koymuşlar, bıyıksız güvenlik görevlileri tayin etmişlerdi.
Yine aynı listede yer alan pek çok firma ise daha doğrusu; “Rızkın Allah’tan olduğuna iman edenler” ise direnmişler ve tehditlere boyun eğmemişlerdi.
28 Şubatçıların gözleri dönmüştü. Bugün nasıl bilemiyoruz ama o günleri hatırladıkça “Neden önlerini hiç göremediler” diye hala hayretten hayrete düşüyoruz.
Mesela kara listeye aldıkları firmaların pek çoğunun işi o günden sonra düzelmişti. 28 Şubatçılar “batıralım” derken, halk o firmaları kalkındırmış, zengin etmişti.
...............................
Sırtlarındaki elbisenin gücünden midir yoksa bellerindeki silahların gücünden midir, oysa hepsi milletin malıdır ve milletin malıyla millete karşı mücadele etmişlerdir.
28 Şubatçılar ve Ergenekoncular halkı hiç okuyamadılar. Sadece bunlar değil, onlarla aynı zihniyette olan hiç kimse okuyamadı.
Bilemediler ki insanın kursağındakiyle oynanmaz. Kimse de söylemedi galiba halkın “kalbine ve kursağına” savaş açtıklarını.
Milletin “emeğine” ve “ekmeğine” bulaştılar. Hem “vicdanlara” hem “rızıklara” kara çaldılar.
“Rızıkla oynamanın namusla oynamak olacağını” bilemediler ya da bildikleri halde sonuç alacaklarını zannettiler.
Velhasıl 28 Şubat ve Ergenekonculara milletin ve dolayısıyla adaletin “dur” demesinin elbet çeşitli sebepleri vardır ama “insan zulmeder, kader adalet eder” çerçevesinden bakıldığında esas neden; “rızıkla ve imanla” oynamalarıdır.
Bu milletin “ekmeği ve dini” kutsaldır. İkisi de Allah’a aittir. Bunu herkesin anlaması gerekirdi ve gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.