Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Alış veriş bağımlısı mısınız?

Alış veriş bağımlısı mısınız?

Yolunuz semt pazarlarına ya da, alış veriş merkezlerine düşerse başınızı çevirip bir bakın. Alış veriş reyonlarında, ellerindeki sepetleri hınca hınç dolduran ve doyumsuz gözlerle etrafa bakınan kadınları görürsünüz. Müşteri kapma yarışında olan esnaf da zaten kadınların bu zaaflarını bildiğinden, buna uygun hitaplar seçiyor ve ortamı çekici hale getirmeye çalışıyor.

Ne yazık ki son yıllarda alış veriş hastalığı özellikle kadınları fazlasıyla etki altına alıyor. Evinden herhangi ihtiyaç için çıkan kadın, kontrolsüz bir şekilde alış veriş yapıyor ve bundan kendini alıkoyamıyor. Kadınlar biraz da bunu kendileri için bir rahatlatma aracı olarak kullanıyorlar. Ama yapılan alış verişler onların bu ihtiyacını karşılayamıyor.

Alış veriş hastalığı "oniomani' artık uzmanların da gündeminde. Uzmanlar alış verişin beyindeki mutluluk hormonu serotoninde artışa sebep olduğunu ve geçici bir mutluku sağladığını söylüyorlar. Ama unutmayın ki, buradan elde ettiğiniz mutluluk bir saman alevi gibi gelip geçer ve siz kendinizi büyük bir boşluk ve pişmanlık içinde bulursunuz.

Kapitalist sistemler, dünyayı tüketimle şekillendiriyor. Tüketim kültürü medya aracılığıyla insanları sürekli ihtiyaç üretmeye ve daha fazla tüketmeye teşvik ediyor. Özellikle cafcaflı söylemlerle ifade edilen reklamlar, sezon sonu indirimleri, kampanyalar ve kredi kartlarına tanınan taksit seçenekleri insanların bu konudaki hassasiyetini tetikliyor ve bu insanlar alış veriş hastalığına yakalanıyorlar.

Eğer işinizi yarayıp yaramadığına bakmaksızın gördüğünüz her şeyi almak istiyor ve yeni yeni ihtiyaçlar üretiyorsanız, bağımlı sınıfındasınız. Ve belki de iç dünyanızda eksik kalan, bir şeyleri tamamlamaya çalışıyorsunuz. Yani sizden esirgenen küçük bir sevgi kırıntısına ulaşmak, içinizdeki o boşluğu doldurmak için çaba gösteriyorsunuz. Belki de aldığınız her parça ile yoksun olduğunuz bir şeyleri telafi etmeye çalışıyorsunuz ama olmuyor... Ya da gün içinde kendinizi yalnız hissediyor ve etrafınızdaki insanların halinizi anlayamadığını düşünüyorsunuz. Ve... unutulduğunuzu yok sayıldığınıza inanıyor, yaşadığınız mutsuzluğu bu şekilde telafi etmeye çalışıyorsunuz. Ama olmuyor işte... Çünkü aldığınız eşyalar sizin sevme ve sevilme ihtiyacınızı karşılayamıyor, karşılayamaz da...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi