Tek suçlu asker değil... Sıra onlara da gelecek!
Bazılarının; Askerle sınırlı kalsın... Soruşturma genişletilip de yargı, medya, sermaye ve STKlara sıçramasın şeklindeki temennisine rağmen, öyle görünüyor ki, 28 Şubat soruşturması daha da genişleyecek ve içine 28 Şubatın bütün aktörlerini alacak!..
Medyayı da alacak,
Sermayeyi de!..
Yargıyı da alacak,
5li Çeteyi de!..
KAMBERSİZ DÜĞÜN OLMAZ!
Kurbağaları andıran bazı patlak gözlü embesillerin iddialarının aksine, darbe sürecinde en büyük destek medyadan gelmiştir... Hatta, diyebiliriz ki, eğer medya olmasaydı, 28 Şubat Darbesinin başarıya ulaşma şansı yoktu!..
Bazıları, belki, Sıra bize de gelebilir endişesiyle; Ne yani, darbeyi medya mı yaptı?.. Medyanın tankı mı var, topu ve tüfeği mi?.. Silâhı olmayan bir medya, nasıl darbe yapabilir ki?.. O halde, medyaya yönelik bir göz dağı niye? deseler de, medya; bu darbenin heryerindedir!..
Arkasındadır!..
Önündedir!..
Yanındadır!..
İçinde ve hatta tam göbeğindedir!
Dolayısıyla, bu operasyonun medyaya da uzanacağını söylemek, hiç de müneccimlik olmaz!..
Dahası, uzanmalıdır da!..
Ne yani;
O günlerde kişileri ve kurumları hedef gösterenlerin, itibarsızlaştıranların, yargısız infaz uygulayanların yaptıkları yanlarına kâr mı kalacak?..
Eğer bu kindarlar olmasaydı, onların desteği olmasaydı var ya; inanın asker, kesinlikle bu kadarını başaramaz, dindarların üzerine bu kadar gidemezdi!..
Gerisini boşverin...
Askerin düzenlediği brifinglerde kullanılan uyduruk bilgilerin tamamı Marksist Faik Bulutun kitabından alınmış değil midir?..
Bilmem hatırlar mısınız;
Biz, bu duruma dikkat çekmiş ve bir gün şu manşeti atmıştık:
Akıl hocaları Marksist Faik!
Kaldı ki; Faik Bulut, içlerinde en masumu sayılır... Aralarında öyle dinozorlar, öyle kindarlar vardı ki; darbeyle yattılar, darbeyle kalktılar!..
Şimdi onlardan hesap sorulmayacak da, bu iş askerlerle sınırlı kalacak öyle mi?..
Hiç, kambersiz düğün olur mu?..
O zaman derim ki;
O halde 28 Şubatı niye soruşturuyorsunuz?.. Operasyonlara niye başladınız?.. Bu operasyonun içinde medya, yargı, profesör, sermaye ve 5li Çete olmayacaksa, vazgeçin operasyondan!..
Sözün özü;
Bu operasyon genişlemelidir...
Askerlerin yanı sıra, medya, sermaye, yargı, üniversiteler ve 5li Çete de operasyona dahil edilmelidir!..
Ne yani;
İşlenen cinayetlerde bir tetikçi vardır da, onu azmettiren yok mudur?..
28 Şubatta, askerî cunta ne kadar tetikçilik yapmışsa, silahsız kuvvetler de o kadar darbeye azmettirmiştir!
Var mı ötesi?..
ÖZKASNAK GÖZALTINDA!
Malûm, dün sabah saatlerinde 28 Şubatta ikinci dalga başlatıldı ve 6 ilde onlarca noktaya operasyon yapılıp, 12 kişi gözaltına alındı.
Dünkü gözaltıların en önemli ismi Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak idi...
Özkasnakın evi, yaklaşık 3.5 saat aranmış!..
Aramalarda, Bodrum Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan Dönmez, İlçe Emniyet Müdürü Ömer Akgün, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Hakan Demirörs de hazır bulunmuş... Arama işlemi, Muğla Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürünün koordinasyonunda, yaklaşık 40 polis tarafından yapılmış!..
Emekli Tümgeneral Erol Özkasnakın Bodrumdaki evinin önüne gelen 20ye yakın gazeteci, gelişmeleri anında kamuoyuna duyurmuş!..
Özkasnak ismi, bir çok açıdan önemlidir... Birincisi, Karanlık 28 Şubat tarihine Kazıklı Voyvoda olarak geçmiştir.
Peki, niye Kazıklı Voyvoda?..
Hatırlarsınız;
28 Şubat andıçlarının, brifinglerinin ve kara listelerinin zirvede olduğu dönemde, Erol Özkasnakın; Sabah gazetesinden Mehmet Altana şöyle haber gönderdiği iddia edilmişti:
Söyleyin o adama, kendine dikkat etsin!.. Yoksa makatına süngü takar, tek tek cepheleri gezdiririm!
Sadece o mu?..
Aynı Özkasnak; bir bayan gazetecinin, evet Gülay Göktürkün de hizaya getirilmesini istemişti...
Çünkü Gülay Göktürk;
Özkasnakın gözünde Vatan haini ve ordu düşmanıydı!..
Sadece bunlar da değil...
28 Şubat sürecinde bir süre Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı yapan Bülent Orakoğlu, yazdığı kitapta dehşet bir iddiayı gündeme getiriyordu...
Orakoğluna göre, Erol Özkasnak, dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener için de şöyle demişti:
O kadına söyle, ayağını denk alsın!.. Emniyet istihbaratına sahip olsun!.. Hareketlerine, konuşmasına dikkat etsin!..
Yoksa iktidarı devraldığımızda; onu, avanesi ile birlikte İçişleri Bakanlığı önünde yağlı kazığa oturturuz!
İşte o günlerden sonradır ki, Özkasnakın adı, Kazıklı Voyvoda olarak anılır olmuştur!..
Tabiî, Erol Özkasnakın tek özelliği Kazıklı Voyvoda olması değildir...
Kendisi, aynı zamanda Çevik Birin sağ koludur!..
Evet, evet;
Çevik Bire aşk derecesinde hayranlık duyan biriydi Özkasnak!..
Resmi görevi Genelkurmay Sözcülüğü idi... Ama onun asıl işi medyayı manipüle etmekti...
POSTMODERN DARBENİN MUCİDİ!
Bu vesileyle, Postmodern Darbe kavramına da bir açıklık getirelim... Herkes, bu kavramın Cengiz Çandarın buluşu olduğunu zanneder... Oysa o ifade, Çevik Birin buluşudur... Belki de, Özkasnakın!.. Hikâyesini de, Cengiz Çandar geçenlerde şöyle anlatmıştı:
Bu sürecin her aşamasında medya kullanıldı. Darbe, toplumun beyni yıkanarak hazırlandı ve icra edildi.
Biliyor musunuz;
Postmodern darbe sözcüğünü ilk ben yazdım... O dönemde bir köşe yazımın başlığı olarak post-modern darbe ifadesini kullandım. Ondan sonra post-modern darbe denmeye başladı zaten. Ama, bu kavramın mucidi ben değilim!..
Olay şu: 28 Şubat MGKsı olmuş... Haziran ayıydı, gazeteye yazımı yazıyordum. İlnur Çevik aradı. Daily News için Çevik Birle röportaj yaptım, çok ilginç dedi...
Biraz anlattı ve laf arasında da Çevik Bir, 28 Şubata post-modern darbe diyor dedi.
Telefonu kapattıktan sonra, İlnuru tekrar aradım, Post-modern darbe lâfını yayımlayacak mısın! Off the record olabilir, başını belaya sokma dedim.
İyi ki uyardın, sorayım dedi.
Aradı, O bölüm off the recordmuş dedi... Ben de ona Çok iyi. O zaman ben bunu isimsiz olarak kullanayım dedim ve post-modern darbe lâfını kendi gözlemim olarak yazdım. Sonra bu lâf yayıldı.
Amerikadaki bir davette, beni Bernard Lewisle, post-modern darbe kavramını ilk kullanan kişi olarak tanıştırdılar. Bernard Lewis bana, Bu kavram nereden sana ait oluyor? Ben bunu daha önce duydum dedi.
Lewisin bizim Genelkurmayla çok sıkı ilişkileri var malûm. Ben bu sözcüğü hep Genelkurmayda duydum dedi...
Doğrudur... Çünkü Bernard Lewis; bir ayağı sürekli Genelkurmayda olan biridir ve Amerikadaki İsrail lobisinin beynidir!..
DARBEYİ YAPTIRAN İSRAİL!
Şu hâle bakın;
İsrail lobisinin beyni olan bir adam zırt-pırt Genelkurmaya giriyor, Postmodern Darbe lâfını da ilk duyan o oluyor!..
Bu ülkenin insanı da; zannediyor ki 28 Şubat Darbesi, yerli bir müdahaledir ve irticaî tehlikeye karşı yapılmıştır!..
İşte, tek tek ortaya çıkıyor;
Bu darbede, Çevik Bir de, Erol Özkasnak ve diğerleri de bir tetikçi, bir piyon olarak kullanılmıştır!..
Darbeyi yaptıran, Amerikadaki İsrail lobisidir!..
Daha açık ifadesiyle;
Asker de kullanılmıştır,
Medya ve sermaye de!..
Yargı da kullanılmıştır,
Beşli Çete de!..
Herkes kullanıldı!..
Ama, farkında değildiler!..
O iş adamı kim?
Devletten aldığı krediyi, yine devlete borç olarak veren, yani yatırımdan değil, paradan para kazanan bir iş adamı; Refah-Yolun iktidara gelmesi, Erbakanın Başbakan olması ve hele hele Havuz sistemini getirip de, dışarıdan borçlanmaya son vermesi üzerine fena halde zorda kalır.
O kadar zorda kalır ki; o günkü kulislere göre aylık zararı 18 trilyon lirayı bulur!.. Her ay içeri girmektedir!.. O halde, Refah-Yol iktidarı düşürülmeli, dolayısıyla havuz sistemine de son verilmelidir!..
Bu düşünceyle Ankarada, Mecliste üs kuran iş adamımız, adamları vasıtasıyla DYPli milletvekillerinin nabzını yoklamaya başlar... Bakar ki, bir çoğu pazarlığa müsaittir!.. Ekip başına şöyle der: Benim aylık zararım 18 trilyon... Alın şu 20 trilyonu, aranızda paylaşın!.. Yeter ki, bu hükümeti düşürün!
İddialara göre, 20 trilyonun paylaştırılmasından sonra, DYPden malûm istifalar başlar ve Hükümet yıkılır!..
Bu iş adamının kimliğini elbette merak ediyorsunuz... Ben de merak ediyorum... Herhalde Genelkurmay da merak ediyordur... Eğer merak ediyorlarsa Genelkurmayın kozmik odalarına girsinler, orada; Hakkında 2 oda dolusu belge bulunan iş adamı kimse, bahsedilen iş adamı da odur!..
Sahi, Refah-Yol İktidarını yıkmak için 20 trilyonu gözden çıkaran iş adamı acaba kimdir?.. Şu anda, o da inzivada!..