Mehmet Özhaseki-Kemal Kılıçdaroğlu Mücadelesi (3)
Serimizin ilk iki yazısında, Kılıçdaroğlunun eline verilen sahte belgelere nasıl atladığını ve nasıl mandepsiye bastığını gözler önüne sermiştik.
Kılıçdaroğlunun eline yine vermişler; grup toplantısında bizim yazılara cevap yetiştirmeye çalıştı.
Onun adı Kılıçdaroğlu imiş, sahte belgelerle hareket etmezmiş!.. Mahkeme, Kılıçdaroğlunun sürekli olarak yalan söylediği iddiasını zımnen- yerinde bulmuşsa da biz bir Genel Başkan için yalancı demekten imtina ederiz.
Peki ne demeli?..
Olsa olsa Acemi!..
Her eline verileni alıyor ve her aldığını da gösteriyor...
Ondan sonra da dandik malzemeyi (!) eline vereni çağırıp, Yine yanılttın oğlum beni! diyor.
Kamuoyu karşısında da, Beni şey etmişler! demeyi yediremediği için eline verilen bir başka dandik malzemeye sarılıyor...
Böyle böyle...
Farkında olmaksızın AK Partiye hizmet ediyor!
AK Partiye hizmetten başka da yaptığı bir şey yok zaten; biz buradan tam AK Partideki bazı sıkıntıları gündeme getiriyorken, Tandoğanda grup yaparak, Seçmeli Kuran ve Hazret-i Peygamberin (S.A.V.) Hayatı derslerine karşı çıkması da böyle bir işti.
Yani... Bu kardeşiniz, AK Partiye de yükleniyor yüklenmesi gereken yerlerde ama...
Kılıçdaroğlu öyle bir iş yapıyor ki, AK Partiyi adeta elimizden alıyor.
Kılıçdaroğlu madem bize cevap verdi, bizim de kendisine bir cevap hakkımız doğdu demektir.
Bende sahte belge olmaz! diyen Kemal Kılıçdaroğlunun ortaya koyduğu ilk belge... Uğur Dündar, büyük bir heyecanla anonslatmıştı:
Rüşvetin belgesi bulundu!..
Şok... Şok... Şooook!.. Kayseri Büyükşehir Belediyesinde rüşvet!..
Rüşvetin belgesi bulundu!..
Böyle bir anonsu gördüğünüzde ne düşünürsünüz?..
Süper bir belge; öyle ki, en azından Mehmet Özhasekiyi koltuğundan edecek kadar sağlam bir belge!..
Rüşvetin belgesi!..
Ekrana kitlenir, belgeyi beklersiniz...
Ve Kılıçdaroğlu çıkar... Bir fotoğraf gösterir:
İşte rüşvetin belgesi!..
Neymiş o belge?
Bir fotoğraf!..
Karanlıkta çekilmiş; bir benzinlik var ve üzerinde de 9 katlı bina... Elinde sallayarak rüşvetin belgesi (!) ni, der ki Kemal Efendi:
Bak Uğur bey, bu benzinlikte 9 katlı bina var, İçinde de restoran düğün salonu var. Bir benzinliğin üstünde dokuz katlı bina olur mu? Bir benzinliğin üzerinde düğün salonu olur mu?.. Benzinliğin üzerindeki, bu içinde restoran, düğün salonu olan binaya ruhsatı hangi menfaatler karşılığında verdiler!..
İşte AKP budur!..
Fotoğrafı görünce...
Olmaz böyle şey! dersiniz: Şunlara bak... Benzin istasyonunun üstüne, içinde düğün salonu ve restoranın da yer aldığı 9 katlı bina yapılmasına izin veriyorlar. Benzin istasyonunda Allah muhafaza bir patlama olsa, gelin, damat, davetliler, restoranda yemek yiyenler, o dokuz katlı binada çalışanlar havaya uçacak!.. Ey AKP, ey Mehmet Özhaseki, para için bunlara değer mi? Bu kadar mı başınızı döndürdü para hırsı!..
Böyle dersiniz...
Ama...
Serdar Arseven çıkıp da, Kayseriye gidince...
Ve o benzinliğin üzerinde bina mina olmadığını, karanlıkta ve de karşıdan çekilen fotoğrafta görünen, çok önceden yapılmış bina ile benzinlik arasından koca bir caddenin geçtiğini görüp, fotoğraflayınca...
Gerçek ortaya çıkar...
Ve sorarsınız:
Bu nasıl Genel Başkan?.. Koca Anamuhalefet Lideri, eline aldığının arka planına bakmaz mı? Bunların Kayseri teşkilatı yok mu? Bir adamını gönderip gelen fotoğrafın sağlıklı olup olmadığını araştırtmaz mı?..
Ve sorarsınız:
Ya Uğur Dündar? Kılıçdaroğlunun eline verilene nasıl itimat eder? Bu nasıl bir bağlılıktır? Kılıçdaroğlu Şeyh, Uğur Dündar da Müritmidir. Bu ne kayıtsız şartsız itaattir, bu ne teslimiyettir!.. Bu nasıl gazeteciliktir?
Ben yine de Kılıçdaroğluna yalancı demiyorum; aldatılmaya müsait bir hali var.
Kimileri onun için Kiyafetsiz Muhteris diyor ama ben onu da demiyorum.
Dediğim; Kılıçdaroğlunun yaptığı muhalefet (!)le habire AK Partiye çalıştığı.
AK Partiyi beğenenlerin Kılıçdaroğluna teşekkür borçları var.
Böyle Anamuhalefet dostlar başına!
FACE-NOTUMUZ!.. Ayrıntılar için, bir süre önce açtığım http://www.facebook.com/serdararseven1 adresinde buluşabiliriz. Oraya da desteğinizi bekliyorum.