Ankaradaki normalleşme Malkaraya uğramadı mı?
23 Nisan Resepiyonuna dair görüntüleri televizyonlardan izlemiş, haberleri de gazetelerden okumuş olmalısınız... Görüntüler ve haberler onu gösterdi ki, Türkiye normalleşme yolunda hızla ilerliyor.
Gördünüz değil mi?..
Ne güzel bir tabloydu!..
Hiç kimse; kimin başı açıktır, kim başörtülüdür bakmadan resepsiyona katılmış, birbiriyle sohbet ediyor.
Tam bir Kurucu Meclis ruhu...
Tam bir birlik-bütünlük fotoğrafı!..
Önceki gece yaşanan tablo; Türkiyenin normalleşmesi açısından gerçekten mutluluk vericiydi.
İLKLERİN RESEPSİYONU
Malûm, TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından önceki akşam verilen resepsiyonda, aynı zamanda ilkler yaşandı.
Bu resepsiyon;
Cemil Çiçekin, TBMM Başkanı olarak verdiği ilk resepsiyondu!..
Bu resepsiyon;
Başbakan Tayyip Erdoğanın, son 9 yılda ilk defa eşi Emine Erdoğanla birlikte katıldığı bir resepsiyondu.
Ve yine; Bu resepsiyon;
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve Kuvvet Komutanlarının tam kadro katıldıkları ilk resepsiyon oldu...
Malûm; Mecliste verilen bu resepsiyona MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve bazı MHPliler katılırken, resepsiyonun eşli olmasından dolayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından boykot edildi. Gün boyu hiçbir 23 Nisan etkinliğine katılmayan BDPliler, resepsiyona da katılmadılar.
Uzun lâfın kısası;
CHP ve BDPnin yaptığı bölücülüğü saymazsak, önceki gün, dostlara ve düşmanlara, tam bir birlik ve beraberlik görüntüsü verildi.
Önceki gün;
Devlet-millet kaynaşması vardı.
Önceki gün;
Ordu-millet el eleydi.
BİR ADIM DAHA!
Gelecek 23 Nisanda, önümüzdeki 30 Ağustos veya 29 Ekimde verilecek resepsiyonlara, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları da eşleriyle birlikte katılırlarsa var ya, işte o zaman normalleşme tamamlanmış olur!..
Sayın Necdet Özel ve Kuvvet Komutanlarının, resepsiyonlara eşli katılmaları demek; bazı yasakçı ve ceberrut kafaların ümit ve beklentilerinin sona ermesine yol açar ki, Tam demokratik Türkiye için, galiba böyle bir görüntüye şiddetle ihtiyaç var...
Ki, hâlâ darbe umudu taşıyanların hevesleri kursaklarında kalsın, Ordu göreve pankartı taşıma arzusuyla yanıp tutuşanlar, boşuna heveslenmesin!..
Öyle umuyorum ki; önceki akşam normalleşme yolunda önemli bir adım atan Türkiye, bu adıma komuta kademesinin de uymasıyla askeri vesayet beklentilerini sona erdirecektir.
Sayın Necdet Özel ve komutanların bu sorumluluğun gereğini yerine getireceklerini ve bundan sonraki ilk resepsiyonda eşlerin de kaynaşmalarına vesile olacaklarını umuyorum.
Ne yani, olmaz mı?..
Bal gibi de olur.
MALKARADAKİ REZALET
Yazının başından bu yana yaptığım tasvir ve yorumların tek sebebi var... Demek istiyorum ki; Türkiye özgürlük yolunda ilerliyor... Türkiye değişiyor, dönüşüyor... Artık yasak ve yasakçıların değil, özgürlük ve özgürlükçülerin borusu ötüyor Türkiyede...
Peki ama, Tekirdağın Malkara ilçesinde yaşanan rezalete ne demeli?..
Olayı biliyorsunuz...
23 Nisan kutlamaları çerçevesinde; geçen hafta İstanbulda düzenlenen Matematik ve Fen Bilimleri Proje Yarışmasında dereceye giren Malkaralı öğrenciler Hilal Kay ve Özge Eylem Demir ile rehber öğretmenleri Safiye Erdoğana birer teşekkür belgesi verilecekti...
Programın o aşamasına gelindiğinde, anons yapıldı: Teşekkür belgesi verilecek Hilal Kay ve Özge Eylem Demir ile onların rehber öğretmeni Safiye Erdoğanın yerlerini almaları...
Safiye Erdoğan ve iki öğrenci tören alanındaki yerlerini alırlar...
Ne var ki;
Teşekkür belgesini verecek olan Kaymakam Yunus Fatih Kadiroğlu; rehber öğretmenin başörtülü olduğunu görünce; Sen de nereden çıktın? der gibi, bakar ve fena halde bozulur...
Sadece bozulmakla kalmaz, teşekkür belgesi almayı bekleyen Safiye Erdoğanı, adeta tısslayarak uyarır!.. Bu uyarı üzerine, Safiye Erdoğan, öğrencilerin yanından ayrılır ve böylece Kaymakam Beyimiz de; bir başörtülü ile aynı fotoğraf karesine girmekten kurtulur...
Yani, sadece öğrencilerle birlikte poz verir!..
CESUR BİR KAYMAKAM!
Dün de yazdığım gibi, olayın özü ve özeti budur!..
Peki, nerede ve ne zaman oluyor bu olay?.. Tamam, Tekirdağ Malkarada olduğunu ben de biliyorum da, ne zaman oluyor?..
Bu olay;
Askerî vesayetin zirvede olduğu, bu milletin inançlarına karşı Topyekün Savaş yürütüldüğü 28 Şubat Sürecinde değil, İleri Demokrasi sürecine girmiş Türkiyede yaşandı!..
Bu olay;
1997-1998 Türkiyesinde değil,
2012 Türkiyesinde yaşandı!..
Evet, evet;
Meclisteki resepsiyonda ilkler yaşanıp, normalleşme yolunda dev adımlar atılırken, başörtülü ve başı açık hanımlar birbirleriyle kaynaşırlarken, Malkarada bir kaymakam, başörtülü bir öğretmeni dışladı iyi mi?!?..
Dikkat edin, kaymakam diyorum...
Yani, AK Partili İçişleri Bakanı tarafından atanan bir kaymakamdan söz ediyorum...
Hani, bu ayrımcılığı yapan bir subay veya CHPli bir Belediye Başkanı olsa, Normaldir derim... Öyle ya, bu tür habeleri artık kanıksadık!..
Ama şimdi;
Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları bile başörtülü hanımlarla aynı çatı altında bulunmaktan herhangi bir rahatsızlık duymazken, kaymakamın cüretine bakar mısınız?..
Gerçekten cesur adammış!..
Normalleşen Türkiyede anormal tavırlar sergilemek her babayiğidin harcı değildir...
Şu hâle bakın;
Eşi başörtülü bir Başbakan tarafından yönetilen bir Türkiyede, Kaymakam Beyimiz, başörtülü öğretmeni dışlama cesaretini gösteriyor!..
Büyük cüret!..
SOYADINI NİYE DEĞİŞTİRDİ?
Ne yalan söyleyeyim; bu cesareti gösteren Kaymakam Yunus Fatih Kadiroğlunun kimliğini merak ettim...
Öyle ya;
Arkasında ya bir güç olmalı, ya da zihniyeti böyle bir tavır sergilemeye müsait olmalı!..
Araştırınca öğrendim ki;
Kendisi Eskişehir Sivrihisarlı imiş...
Yunus Emre Öğretmen Lisesinden mezun olmuş... Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün ile, bir dönem iyi arkadaşmışlar.
Asıl soyadı da Kadiroğlu değil, Sülükoğlu imiş...
Sülükoğlu soyadını beğenmediği için mahkeme kararıyla Kadiroğlu olarak değiştirtmiş!..
Yalnız, bu soyadı değişikliğinin Bolvadin Kaymakamlığı döneminde mi, yoksa daha önce veya daha sonra mı olduğunu öğrenemedim...
Bu, çok mu önemli?..
Biraz önemli sayılır... Zira, Bolvadin Kaymakamı iken, Kaymakam Beyin adı; Sağlık Grup Başkanı olan hanımefendi ile aşk dedikodusuna karışmış... Bu dedikodudan sonra da, kendisini Malkaraya tayin etmişler!..
Merak ediyorum;
Arkasında böyle bir çakıldak olan bir adam, örtülü öğretmeni dışlamaya nasıl cüret edebilir?..
Demezler mi adama;
Bolvadini unutma!
Gelin, görün ki;
Unutmak, insanın mayasında var... Kaymakam Beyimiz de, herhalde 28 Şubatın bittiğini unutmuş olmalıdır!..
Soyadını değiştirmiş ama;
Zihniyetini değiştirmeyi unutmuş!..
Değilse, bu cüret niye?..
Kara Tahtadan... Tablete!
Malûm, işin kolayını bulan Bektaşi; Niye namaz kılmadığını soranlara, Kuran öyle yazıyor... Namaza yaklaşmayın diyor diye cevap verirmiş...
Sonra anlaşılmış ki; Bektaşi, Kuran-ı Kerimdeki Sarhoşken namaza yaklaşmayın ayetinin Sarhoşken bölümünü atlıyor...
Aslında, kartel gazetelerinin yaptığının da Bektaşinin yaptığından pek farkı yok...
Onlar da, bir olayın istedikleri yönünü alıyorlar...
Efendim, malûmlarınız olduğu üzre, önceki gün 23 Nisandı... Büyüklerin yerlerine de küçükler oturdu... Meselâ, Başbakan Tayyip Erdoğanın koltuğuna Enes Karabulut adlı öğrenci oturmuş... Başbakan Erdoğanın şaka yollu sözleri de, kartel gazetelerinde ciddi ciddi başlık yapılmış... Başbakansın, kov bu bakanı!
Erdoğanın koltuğuna oturan Enesle ilgili haberi bu başlıkla verip, Dinçere gıcıklıklarını gösteren gazeteler, ne hikmetse Ömer Dinçerin koltuğuna oturan Dilan Özdemirin sözlerini duymazdan-görmezden gelmişler.
Ailesine, öğretmenine ve Atatürke teşekkür eden Dilan, ne demiş biliyor musunuz; Sevgili Atam; bize bıraktığın emanet emin ellerde, hiç merak etme... Kara tahtanın başında bıraktığın çocukların, artık tablet bilgisayarla eğitim görüyor... Rahat ve huzur içinde yat.
Bu kartel var ya; başarıları nedense, hiç görmek istemiyor.