“Yerkürede insana insanca hizmet eden kaç ülke, kaç şehir ve kaç belediye vardır? diye sorulsa, Bağcılar Belediyesi’ni birinci sıraya koyarım.

Hani Avrupa denilince akla medeniyet ve insanca hizmetler gelir ve nedense kendimizi aşağılayıp, onları yüceltiriz ya, işte böyle yapanlar, Bağcılar Belediyesi’nin insana hizmetteki kalitesini ve çeşitlerini görmeliler.

Bağcılar İlçesi, belediye sayesinde “ülke içinde ülke,” “şehir içinde şehir” olmuş.

Hatta daha da abartarak söyleyeyim;

-“Avrupa’nın veya Amerika’nın o çok övülen şehirleri, Bağcılar’daki hizmetlerin yanında boynu bükük kalır.”

Bu kadar mı? Evet bu kadar.

............................

Geçen hafta içinde bizim gazetenin yazarlarından oluşan bir grup arkadaşımızla, Bağcılar Belediyesi’nin hizmetlerini yerinde gördük.

Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ve ekibinin rehberliğinde; “insanı mamur etmeden, şehri mamur edemezsiniz” ilkesini benimseyerek; insana ve şehre yapılan çalışmalar hakkında hem bilgi aldık hem de izlenimlerde bulunduk.

Bizim gördüğümüz ve şahitlik ettiğimiz hizmetlerin içerisinde oy kaygısı veya başka gerekçelere dayanan faaliyetler yoktu.

Ayrıca bu kadar yoğun bir mesai; ne para için ne makam için ne de herhangi bir maddi gelecek için harcanmaz ve çekilmez.

Lokman Çağırıcı’nın yaptığı belediye başkanlığı sadece; “Halka hizmet, Hakk’a hizmet” mantığıyla izah edilebilir.

.....................

İnsanoğlu istemeye doyumsuzdur. İnsanın sonunu getiremediği ve “Yeter artık!” diyemediği tek şey; “isteme ve sahip olma” arzusudur.

İşte günümüz insanlarının en büyük huzursuzluklarından birisi bu anlayıştır. “Ben değil, Biz” demeyi öğrenemediğimiz için kavganın ve kargaşanın her türlüsünü yaşarız.

Ben bir insanım ve Müslümanım. Bu sebeple bir Müslüman olarak vazifem “Hüsn-ü Zan” ile hareket etmektir.

Bağcılar gezimde gördüğüm her faaliyete, işittiğim her söze; “Hüsn-ü Zan” ile baktım. Siyasi veya başka gaye ile bakmadım.

Yazdıklarıma değişik sebeplerden dolayı muhalefet edecek olanlar da eğer aynı inancı paylaşıyorlarsa “Hüsn-ü Zan” penceresinden bakmalılar.

“Dünyadaki en zor işin ve sanatın, insanı mutlu etme sanatı” olduğunu bilerek çalışan Başkan Lokman Çağırıcı ve ekibini kutlamak gerekir.

Sabrın ve tahammülün ne demek olduğunu onlarda gördüm.

...............................

Şimdiye kadar Bağcılar’dan belki defalarca geçmişimdir ama “çay sıra gidip, yol sıra geldiğim” için hiç alıcı gözle bakmamışım.

Oysa Bağcılar İlçesi, belediyenin hizmetleri sayesinde medeni kabul edilen pek çok Avrupa ülkesinden daha medeni hale gelmiş.

“Belediyecilik nasıl olur” diye merak eden herkesin, Bağcılar’da inceleme ve gözlem yapmasını tavsiye ederim.

Tabii yukarıda da söylediğim gibi, insana ve şehre hizmeti yerinde görmek isteyenler, ideolojik ve tarafgir bir gözlükle değil, insani bir vicdanla gezmeli ve görmeliler.

Yarına devam.