Resul Tosun

Resul Tosun

Irak sorunu Acem oyunu

Irak sorunu Acem oyunu

Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin, nüfuzu altına girdiği komşu ülkenin sözcülüğünü yaparcasına hareket etmekte olduğu, oradan aldığı güç ile de öteki komşu ülkelere karşı tavır takındığı gözlenmektedir.

ABD demokrasi getireceğim diyerek girdiği Irak'tan bir kaos bırakarak çekildi görünüyor. İlginç olan ise, Irak'ı kendisine düşman ilan ettiği İran'ın nüfuzuna bırakmış görünüyor olmasıdır. Sahnede düşman rolü oynayıp tatbikatta dostane ilişkilerin sürdüğü bu manzara, ABD'nin güvenilir bir müttefik olamayacağının başka bir delili olsa gerek.

Önce bir düzeltme yapalım.

Yapılan kara propagandalar sonucu dünya kamuoyunda Irak'ta nüfusun çoğunluğunu Şiilerin oluşturduğu bilinir. Oysa gerçek hiç de öyle değildir. Kürtleri Türkmenleri ayrı hesap edip sadece Araplar arasındaki oranları göz önünde bulundurarak bir sayım yaparsanız Şiiler çoğunluğu teşkil eder, doğru. Ama Irak bir bütün olduğuna göre, diğer etnik grupları da hesaba kattığınızda Irak'ta Sünnilerin nüfusun yüzde 58-60'ını oluşturduğunu, Şiilerin de yüzde 38-40 civarında olduğunu görürüz.

Meclise yansıyan milletvekili sayısına bakıldığında Şiilerin çoğunlukta görülmesi de aldatıcıdır. Çünkü seçim bölgeleri tespit edilirken adaletsiz bir dağılım yapılmıştır. Söz gelimi bir milyon nüfuslu bir seçim bölgesine, eğer Şiiler çoğunlukta ise 15 milletvekili verilirken, çoğunluk Sünnilerden oluşuyorsa oraya 10 milletvekili verilmiştir.

Bununla birlikte seçimlerden sonra ortaya çıkan dağınık tablo sebebiyle uzun süre hükümet kurulamamıştır. Türkiye'nin de çabalarıyla bugünkü Nuri el Maliki hükümeti kurulmuştur. Lakin, el Maliki hükümet kurulduktan sonra yapılan anlaşmaya uymamış, koalisyon ortaklarıyla müşterek hükümet edeceği yerde bütün yetkileri elinde toplamak gibi bir tek adam politikası takip etmeye başlamıştır.

Ortaklarıyla dahi ihtilaflı bir tablo görüntüsü veren el Maliki, Sünnileri dışlayan bir politika sürdürmüş hatta Cumhurbaşkanı'nın Sünni yardımcısı Tarık Haşimi hakkında terörist eylemlerden sorumlu iddiasıyla tutuklama tezkeresi çıkartacak kadar işi ileri götürmüştür. Sadece bu değil Sünnileri uzaklaştırma ve tasfiye politikasını o kadar açık seçik biçimde yapmıştır ki sonunda Başbakan Erdoğan, el Maliki'nin bu tavrının mezhep kavgasını körükleyici bir tavır olduğuna dikkat çekmiştir.

(Bu arada belirtelim ki, Türkiye Irak'taki bütün dini ve etnik gruplarla ayırım yapmadan ilişki kurmakta hatta Sünniler bu adil davranışı sebebiyle Türkiye'ye kendilerini tercih etmediği için gönül koymaktadırlar.)

Bu açıklama el Maliki tarafından, "Türkiye'nin düşman devlete dönüştüğü" şeklinde cevaplanmış, Irak hükümeti ve taraftarları nezdinde Erdoğan istenmeyen adam ilan edilmiş, Erdoğan'ın Irak'ın içişlerine karıştığı propagandası başlamıştır.

Bu propaganda aslında Suriye yönetimi ve taraftarlarının yaptığı propagandanın tıpkısının aynısıdır. Arap basınını takip edenler bunu ayan beyan görebilirler.

Zaten sorun da Suriye konusundaki farklı yaklaşımlardan başkası değildir. Irak hükümeti nüfuzu altında bulunduğu İran gibi Suriye rejiminin, Türkiye ise Suriye halkının yanında yer almaktadır.

Türkiye, Arap Baharı konusunda halkların yanında yer aldığını ilan ederek tutarlı bir politika geliştirmiştir.

Irak'ın sıkıntısı bağımsız politika geliştirememiş olmasıdır. Irak mesela Bahreyn'deki gösteriler söz konusu olunca halktan yanadır, Suriye söz konusu olunca halkın karşısındadır.

İran Irak'ın içişlerine açıkça karışırken sessizliği tercih eder, ama Türkiye gibi komşu devletler dostane tavsiyelerde bulununca dünyayı ayağa kaldırır.

El Maliki Irak içindeki sadece Sünnilerle değil Şii gruplarla da kavgalıdır, Kürtlerle arası açıktır, İran dışında bölge devletlerinin hiçbiriyle iyi ilişkisi yoktur.

Bu tutarsızlığı sebebiyle güvenilirliğini gittikçe yitiren el Maliki koalisyon ortaklarının da sabrını zorlamaktadır. Herhangi bir güven oylamasında yıkılacağı kesin olan el Maliki hükümetinin alternatifi görülmediği için ortaklarının da eli bağlıdır.

Irak denklemi böylesine girift bir denklemdir.

El Maliki taraftarları şimdilerde içişlerine müdahale edildiği gerekçesiyle Türkiye'ye boykot çağrısı yapmaktadırlar.

Bu da İran'ın Türkiye ile gizlice yürüttüğü rekabetinde ön aldığı bir aşamadır. Suriye politikalarında Türkiye'yi Irak üzerinden sıkıştırma çabalarıdır.

Suriye yönetimini yaşatmak için oynanan bir başka Acem oyunudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi