Kastamonuda bir General tanıdım!..
Müthiş bir adam; bir Mümin.
Cemaat, tarikat tedrisinden geçmemiş ama ilmiyle irfanıyla hayran bıraktı beni...
Böyle darbelere, muhtıralara, sütü bozuk darbecilerle, muhtıracılara karşı olan paşaların başımızın üstünde yeri var!..
Bütün darbecilere, muhtıracılara karşı çıkmanın bir vatan görevi olduğunu ilan eden Fazıl Bayraktar Paşamıza buradan selam olsun.
Fazıl Paşa nasıl olmuş da bu şuura erişmiş?..
Soruya şu dizeleri ile karşılık veriyor:
Hırsına kelepçe vur, ötenin ötesi yok,
İpek gömlek giysen de kefenin ütüsü yok!..
Biraz duruyor Paşamız...
Ve...
Ah ölüm diyor:
Tiyatro sahnesidir insanoğluna hayat,
Konuşur konuşur da rolünü bitmez sanır.
Umulmadık bir zaman, beklenmedik bir anda,
Oyun biter... Ve perde ağır ağır kapanır!..
Allah korkusu!..
Bir Paşaya ne de çok yakışıyor:
İnancı kıt insanın dini, imanı olmaz,
Sallanan uçaklarda dinsiz imansız kalmaz!..
Başı darda kalmayan Allah adını anmaz,
Siperlerde Allahsız askerlere rastlanmaz!..
Tefekkür...
Ne müthiş:
Hidrojen yanıcıdır, oksijense yakıcı,
Birleşir su olurlar, şırıl şırıl akıcı
Müthiş:
Her eserin ardında bir büyük usta vardır,
Bestekârı belirsiz besteyi düşün hele.
Bir toplu iğne bile ustasız yapılmazken,
Kâinatı yaratan ustayı düşün hele.
Tefekkür:
Perde inmiş gözlere, kulaklar ahraz olmuş,
Tabiatta her olan Allahın hitabıdır.
Seyreyle etrafını, okuyup yazman varsa,
Tabiat, Yaradanın ibretli kitabıdır.
Mütefekkir:
Her şeyi yaratan o, şüphesiz hakikattir,
Allaha inanmamak hayvansal garabettir.
Öyle bir garabet ki, inanmayan o beyin,
Allahın yarattığı bin yüz gramlık ettir.
Mesuliyet:
Etliye karışmazsın, sütlüye karışmazsın,
Kimseye rakip olmaz, kimseyle yarışmazsın.
Gardroptaki ceket, pantolondan farkın yok,
Ütülü esvap gibi askıda buruşmazsın!
Tevazu:
Yarattığı her fani yüce Rabbin kuludur,
Gurur, kibir, azamet, sapkınların yoludur.
Unutulmuş yokların mekânı mezarlıklar,
Kendini vazgeçilmez sananlarla doludur!..
Nasihat:
Helal kazan helal say, ama yerinde sayma,
Hayat tozlu bir koşu, sakın koşarken kayma!..
Ağzını, gözlerini, kulaklarını kapat,
Kimseyi pohpohlama, pohpohlayanı duyma!..
Şuur:
Hazmetmek istiyorsan lokmayı iyi çiğne,
Haram denilen o nesne, ekmek içinde iğne!..
Huzur:
İnsan gençken konuşur, yaşlandığında dinler,
Gençliğinde haykırır, yaşlandığında inler,
İnsanoğlu herşeyin eğrisini doğrusunu,
Gençliğinde öğrenir, yaşlandığında anlar!..
Ve bağımsız yargı:
En sağlam cezaevi insanın vicdanıdır,
Ben gizli suçlarımı orada hapsederim.
Hâkim, savcı, gardiyan orada hepsi hazır,
Tanıksız, avukatsız duruşmaya giderim.
Allah razı olsun, sütü temiz Generallerden!..
ABDÜRRAHİM KARAKOÇ ÜSTADIMA DUA EDİN!
Kalbim günlerdir çırpınıyor; ya ölüm haberini alırsak...
Büyük üstad, yoğun bakımda....
İyiye gidiyor! haberleri yüreğime su serpmekte.
Allah şifa versin; dua edin.
Dua... Dua...