Cevdet Kara

Cevdet Kara

Daha bilmediğimiz kaç gizli toplantıya katıldınız!

Daha bilmediğimiz kaç gizli toplantıya katıldınız!

Türkiye’nin göbeğinde…
İstanbul’un kalbinde…
“Demokrasi” kılıflı bir toplantı yapılacaktı…

Hem de Galatasaray Üniversitesi’nde…

Yeni Akit’in Ankara Temsilcisi sevgili Yener Dönmez’in toplantıyı deşifre eden yayınlarıyla yer değişikliği yaptılar…

Legal görünümlü illegal toplantının deşifre olmasıyla birçok katılımcı toplantıya gitmekten vazgeçse de temel misyonları örgütün borazanlığını yapmak olan bir takım köşeli yazarlar(onlar kendilerini deşifre ettiler) gitmekten imtina etmedi…

Gidebilirler…

İmralı’ya da…
Kandil’e de…
Londra’ya da…
Kilise’ye de…
Havra’ya da…
Mason localarına da…
Canlarının istediği her yere gidebilirler…
Ve herkesle görüşebilirler…
Kimsenin itirazı yok…

Yürekli biri de çıkıp gazetecilik ve habercilik adına böyle bir organizasyonu ifşa ediyorsa…
Bağlantılarını ortaya koyuyorsa…
Nerede, ne zaman ve kimlerin katıldığını yazıyorsa kimsenin de buna itiraz etmeye hakkı yok…

Kimse, örgütün paravan kuruluşundan “bu toplantıyı örgüt adına yaptık, yapacağız” demelerini beklemiyor herhalde…

Ama minareyi çalan kılıfını (Demokratik Gelişim Enstitüsü ve Medya konulu toplantı )uydurmuş önceden…

Akit olarak başlayıp Yeni Akit olarak yoluna devam eden bu gazetenin kimlerle nasıl mücadele ettiğini, hangi sıkıntılara maruz kaldığını, Ergenekoncuların,28 Şubatçıların, illegal derin yapıların gazeteyi bitirme, sindirme planlarını nasıl püskürttüğünü, ülkeyi bölüp parçalama senaryolarını nasıl deşifre ettiğini, garip gurebanın hakkı için neler yaptığını zerre insaf taşıyan herkes bilir…

Zulüm çarkı mazlumları öğütürken ikinci bir ( V)akit daha olmuş olsaydı;

Birileri pervasızca bu ülkenin kaynaklarını sömürmez…
Kürt sorunu, Alevi sorunu, Ermeni sorunu diyerek bu ülkeyi bölmeye çalışmaz…
Bu ülkenin asli unsurlarına 27 Mayısları,12 Eylülleri,28 Şubatları yaşatmaz…
Toni’nin, Coni’nin Müslüman kanı akıtmasına izin vermezdi…

Bu köşe yazarlarını yakından tanıyanlar…
Ağızlarından düşürmedikleri millete ne kadar tepeden baktıklarını…
Kasıla kasıla yürüyüp bütün dağları ben yarattım havalarını…
Her şeyi biz biliriz gibi ukala davranışlarını…
Her derdin değil her devrin adamı olduklarını çok iyi bilirler…

Zulme ve haksızlığa karşı dik duruşuyla kendini ispatlamış bir gazete(ci)ye…
Zibidi…
Aptal...
Tetikçi…
Lağımcı diyerek aslında tescilli “sorun üretme merkezleri” olduklarını bir kez daha ortaya koyduklarının farkında bile değiller…

Kürt sorununu çözmek bu zihniyete kalmışsa bir 30 yıl daha çekeceğimiz var…

Vatan evlatlarının şehadetine ses çıkarmayanlar Ermenilerin ölümüne ağıtlar yakarken…
Ocağına ateş düşmüş annenin ızdırabını duymayanlar, Kandil’e selam çakarken değil Kürt sorununa çözüm bulmak, kardeşi kardeşe kırdırmaktan başka işe yaramazlar…

Buradan iddia ediyorum…

Kürt sorunu başta olmak üzere ülkeyi ahtapot gibi saran sorunların gerçek kaynağı besleme medyasının kaos yaratıcı, bölücü, emirle alınmış yayınlarıdır…

Bölücülüğe hizmet edenler, işini yapan bir gazete(ci)ye ders verme hakkına sahip değiller…
Hele hakaret etme hakkına hiç değiller…







Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cevdet Kara Arşivi