Menfaat uğruna sergilenen tutarsızlıklar
Ne demokrasi, ne hukuk...
çıkar baltayı topraktan, yak bir çubuk!..
Senin veya sizin menfaatınız yıkılacağına Türkiye yıkılsın...
Propaganda meydanlarında ne mangalda kül bırakıyorlar, ne de pencerede tül...
Bir kısmı jakoben siyasetçi, diğer bir kısmı ise siyasetçilere kuyrukçuluk yapan gazeteciler ve "ilim adamları, ilim madamları..."
Tutarsızlıklarına bakar mısınız?
"Nazım Hikmet'in kemikleri Türkiye'ye getirilsin..."
Ne yapacaklar acaba?
Keşkek mi yapacaklar, suyuna çorba mı pişirecekler?
Adam Türkiye aleyhtarlığı ile ünlenmiş, kaçmış, Rusya'ya (Sovyetlere) gitmiş... "Beni Stalin yarattı" diyerek ne mal olduğunu aşikâr etmiş...
Nazım'ın kemiklerini Türk topraklarına taşımak isteyenler bari samimi olsalar...
Aslında Nazım'ı sevdiklerinden değil, Türkiye'yi sevmediklerinden abesle iştigal etmekteler...
Ve son arzularına bakar mısınız?
"Fethullah Gülen Türkiye'ye gelmesin..."
Niye gelmesin bre yobazlar?
Suç mu işlemiş, Türkiye'ye zarar mı vermiş?
Hayır hiçbirisi, amma "istemezükçü" taife Stalin'in yarattığı(!) adama sahip çıkar, Allah'ın yarattığına ise düşmanlık besler...
Birinin kemiği istenir,
Diğer birinin canlı vücudu "veto" edilir...
Anlamak mümkün değil gibi görünse de bunun bir menfaat kavgası olduğu bellidir...
Başörtüsünü, entariyi, uzun kollu tişörtü bile yasaklarlar... Lakin, açılmaması gereken kadın vücudunu sereserpe açmaktan zevk alırlar...
Bazı insanların ölüsüne bile düşmandırlar...
Meselâ: Said-i Nursi vefat edeli uzun yıllar olmuş, mezarından kemiklerini dahi hırsızlayıp bilinmedik bir yerlere götürmüşler... Kimse hırsızlanan iskeletin geri verilmesi taraftarı değil...
Bu kin ve çirkin düşmanlık halen sürüp gidiyor...
Yobazlıklarını gizlemek için suret-i haktan görünmeye çalışmaları rezilliklerini meydana çıkarıyor, bilmiyorlar...
Peki düşmanlıkların aslı nedir?
Gerek rahmetli Said Nursi olsun, gerek Fethullah Gülen ve gerekse kazılmış mezarına bile gömdürmedikleri Prof. Esat Coşan olsun, hepsi de harama karşı idi...
Rüşvete, faize karşı idiler...
Dedik ya, menfaatları zedeleneceğine Türkiye batsın umurlarında bile değildir...
Son icatlarını duydunuz mu?
Mustafa Kemal/Atatürk/in nutkunda geçen "Türk gençliğine mesaj" bölümünü meğer İsmet İnönü yazmış...
Bir "Travma" lafıyla gümbürtü koparanlar dut yemiş bülbül oldular, sesleri çıkmıyor... Eğer bu sözü bir inanç sahibi söylemiş olsaydı yine mahkemelerin yolunu tutacakları gibi, kara çalmadıkları, tehdit etmedikleri kimse kalmazdı...
Şahitlerini duyarsanız aklınıza mukayyet olmak mecburiyetinde kalırsınız...
İnönü demiş ki,
Kime demiş ki?
Bülent Ecevit'e demiş... Nutukta geçen Gençliğe Hitabe'yi ben yazdım...
Maşallah maşallah!..
Mustafa Kemal o hitabeyi yazmaktan aciz mi imiş? İnönü çok mu edebiyatçı bir zat ki "Atatürk"e metin yazarlığı yapıyor?
Medya bu iddiaya kör ve sağır...
Sosyaldemokrat olduklarını söyleyen siyasetçiler ise kulaklarının üzerine yatmış bekliyorlar...
Yoksa "Nutuk" baştan sona yalan mıydı?
Bari gidip Rahşan Ecevit'e sorsanız da vereceği bilgiye göre hilaf-ı hakikate sapmasanız...
İnönü, "Ordular, ilk hedefiniz Antalya sahilleri" mi demişti?
Her şey değişiyor ve ben de soruyorum...
--------------
Yıkanmıyor darbenin tencere bulaşığı
Tarihe not düşüldü: Sarıkız-Ayışığı
Kırk yıldır biteviye hak yiyen tekaütler
Bırakmak istemiyor elindeki kaşığı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.