Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Keşke öyle kalsaydık

Keşke öyle kalsaydık

Devlet tiyatrolarının, devletçiliğin yıllara varan arpalığı olduğunu, iktidar ancak 10 yıl sonra görebildi. Sayın Başbakan’ın açıkladığı gibi olursa arpaları kesilecek, iyi olacak...

İhalelerin de bir başka devlet arpalığı olduğunu Başbakan’a hatırlatalım...

Devletin malı deniz...

Başka denizler de var... Zata mahsus kanunlar bu iktidar eliyle neden çıkarılır?

DP, Atatürk’ü Koruma Kanunu’nu meclise sürdüğünde CHP bile karşı oy kullanmıştı, çünkü kişiye ait kanun olmaz, kamuya ait olur...

Milletvekili salıverme kanunu, Aziz Yıldırım’ı kurtarma kanunu, MİT Müsteşarını yargıdan uzaklaştırma kanunu... Bunlar kişiye özel değil mi?..

Aç ve de saldırgan aslanlar sürüden bir bufalo istiyormuş, değilse sürüye saldıracaklarmış.

Toplanan bufalo meclisi sarı bufaloyu verip kurtulmakta karar kılmışlar. Ne var ki bu karara yaşlı bufalo “aman yapmayın, bir verirseniz tüm sürüyü isterler” diyerekten karşı çıkmışsa da “ver kurtul” hesabına sarı bufaloyu feda etmişler.

Aslanlar doyar mı, üç gün sonra yine aynı tehditlerle kapıya dayanmışlar, “Tek bufalo dişimizin kovuğuna yetmedi, bir bufalo daha isteriz, değilse sürüye saldıracağız.”

Çaresiz bir bufalo daha vermek zorunda kalmışlar.

Derken, aslanlar sürünün yarısını bitirmek üzere iken bufalo meclisi toplanarak, “yaşlı bufalo haklıymış, geriye dönüş kalmadı, biz hatayı sarı bufaloyu vermekle yaptık” demişler.

Galiba biz de ilk bufaloyu Tanzimat’ta verdik.

Şimdi de Ortadoğu’nun son durağı Suriye çıkmazı kapımıza kadar geldi dayandı...

“Arap Baharı” uydurması ile Mısır’dan sıra ile başladılar. Dökülen kanlara mı yanarsın, arkasından gelecek laik rejimin Müslüman halka çektireceklerine mi yanarsın...

Birlik olamayan İslam alemi Siyonistlere yem oluyor.

Geçen gün MHP sözcüsü Mehmet Şandır, meclis kürsüsünden konuya parmak basarken ciddi şeyler söyledi. Şandır’ın söylediklerinde MHP’nin ne kadar samimi olduğunu bilemem de, kişisel olarak o konuşmaların altına ben de imzamı atarım. Ortadoğu politikasının öncesi çok doğru, şimdikisi saldırgan aslanlara taviz verme klasiğine çok benziyor...

Ne kadar yok desek de, elin oğlu Osmanlı coğrafyasında Ortadoğu Projesi’ni yerleştirmekle meşgul. Bu projenin odağındaki nimet ve külfet dengesinde keşke Türkiye’nin çıkarları olsaydı.

Çıkar yok, aksine eskilerden miras kalma uyku halimiz var....

Olimpiyatlarla okulları koyuyorlar önümüze... Efendim işte kapıda bayrak var ya, çocuklar Türkçe şarkı söylüyor ya; dans ediyor, yabancı dilde şarkı söyleyerek birinci oluyorlar ya, yetmez mi?

Yetmez, çünkü ben dansa değil, verilen eğitimin ne olduğuna bakarım...

Bunlarla gelişme olmaz, rampalar kurulmaz, Haliç’e karadan gemiler yürümez.

Top gibi durmadan yerimizde sekeriz, arada bir “goool..!” diye bağırdıklarımız teselli ediyor bizi. Ben yanılmış olabilirim, isterseniz ekranlardaki panellerin verdiği temaya bakın...

Dizilerin renkleri sizi aldatmasın...

Reklamlar mubah, parası helal(!)..

Bu tezatlar, bu çelişkiler bize öyle gösteriyor ki 1928’lerde yapamadıklarını şimdilerde din karışımı bize yaptırıyorlar. Sevimsiz gelse de gerçek budur.

Bir ipte iki cambaz oynamaz derdik ama oynuyor işte...

Eskiden sular saftı, sözler saftı, davranışlar duru idi. Camiler müminlerin gönlünde coşku ile çağlardı, salonlar çölde su arayanlarla dolup taşardı. Evler kışla, gençler şakirt...

İslâmi yayınlar sistemin eliyle toplansa da yine de hoştu, güzeldi, heyecanlıydı.

Afiş asarken veya okula başörtülü giderken, toplu halde risale okurken, zikir yaparken cop mu yediniz, olsun o copun verdiği sızı ibadet zevki gibi sinerdi yüreklere.

Vatan, millet, inanç, tarih sevgisi...

“Kuşların gözbebeğine hak yol İslam yazacağız” şiirini haykıran genç yürekler.

Şafak vaktini müjdeleyici olarak bekleyen gönüller nerede? Serdengeçtiler, ihlas abideleri, samimiler, şairler, yazarlar... Günlerce tartıştığımız konu “taksitle” yapılan satışların faiz konusuna girip girmeyeceğiydi. O zamana kadar “faizdir” diye ben de taksitli alışveriş yapmıyordum.

Sonra fetva çıktı, taksit faiz olmuyormuş, arkasından banka faizleri yetişti.

Ona da bir kulp buldular, enflasyon kadar artış faiz sayılmıyormuş... Peşinden örtünün fütuhattan olduğu açıklaması geldi... Anlayacağın sarı bufaloyu verdik bir kere...

Küçük günahlardan büyük günahlara yollar açıldı...

O yüzden mazidekiler hep geliyor gözümün önüne.

Böyle olmaktansa öyle kalsaydık keşke diyorum içimden...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi