Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Ordu üzerinden dün siyaset yapanlar, bugün de muhalefet yapıyorlar

Ordu üzerinden dün siyaset yapanlar, bugün de muhalefet yapıyorlar

Bir devri silah korkusu ile babalarının çiftliği gibi tepe tepe kullananlara söylüyorum.

Hatta İç Hizmet Yasasına 35. madde dedikleri “kollama ile kayırmayı” koyanlara...

Baktılar ki silah ters tepti, askerin adını “silâhsız” olarak değiştirdiler.

Eskiden bu asker, yani onların paşasal dönemlerinde darbe yaparken silâhlı imiş, şimdi ise kışlasına çekilince silahsızlaşmış... İstanbul Barosu Başkanı öyle diyor, “Silahsız Asker.”

Ne demek bu?

Şu demek, demek ister ki neden darbe yapmıyorsunuz?

Darbe, darbuka, darboğaz, dar kafa, dar sokak, dar alan...

Ne kadar darlık varsa sardılar bu milletin başına.

Türkçe ezan okumayana 3 ay hapis.

Şapka giymeyene darağacı...

O sayfayı kapatacağız da, bugünkü istikrar adamların gücüne gidiyor.

Bir kısım baro başkanları meslektaşlarının mahkeme kapılarındaki çile günlerini rölantiye alarak ordu sorgulamayı gündeme aldılar. Onlara göre, ordunun sivil yönetime karşı sürekli silahlı durması mesleki sorunlardan önce gelir...

Meslek dediğin ne ki, yaptır bir darbe doldur cebine fakir fukaranın paralarını.

Bu ara her kesim doluya oynuyor, vatandaşın ya maaş azlığı veya işsizlik sorunu malı götürenleri görmeye engel. Ortalık arpalık olunca da, ete hınzır eti, çöplüklerden topladıkları kemikleri öğütüp vatandaşa köfte servisi, hormonlaşan meyve sebze piyasası...

Asıl piyasa eski tüfek sol kesimin gündeminde...

Bu kesim iktidarı rüyalarında göremeyeceklerini anlayınca tutuştu...

Kuş beyinliler desem yakışmaz, en iyisi Türkiye’ye has melezleşmiş “solcu kafalar” diyelim de taş gediğini bulsun. Benim bildiğim solculuk, emeğin adil bir şekilde korunması idi, şimdilerde bu solculuk sermayenin harmanında işlem görünce darbeciler tarafına gitti oturdu.

Hatta yerleşti, bir daha kalkmaz...

CHP otağından, “yap bir darbe” emri geldi mi “tüfek omuza.”

Bu ülke kaç defa darbelendi...

Soyuldu, yağmalandı...

Artık ordu üzerinden muhalefet yapma ve de koltuk kapma devri tarih olmaya başlayınca kimlerin ne hallere düştüğünü görüyoruz... Acınacak haldeler...

Sizi gidi darbeciler sizi...

“Ordu göreve” pankartlarını astıkları günleri unuttular.

Çatlasalar da ordu bundan sonra asıl görevi neyse onu yapacak, daha başka deyimle paşa devri kapandı. Sivil yönetim devri açıldı. Asker milletin kendisi demektir, onu kişisel çıkarlarına alet etmek kimselerin haddi değildir. Hatta bu iktidarın bile gündeminde “kurşun asker” olmamalı.

Asker her zaman kahraman asker olmalı.

Peygamber ocağı olmalı. Olmalı da, eski çarpık uygulamalar yine de yerinde duruyor.

Bir kısım sermaye televizyonlarını askeri mekanlarda izlemek serbest, bir kısımları yasak.

Yine bir kısım sermaye gazeteleri garnizonlarda serbest, bir kısımları yasak.

Asker bu çeşit tarafgirlikleri üzerinde taşımamalı.

“Asker namaz kılana iyi gözle bakmaz” şeklinde, bir generalin yapmış olduğu garip açıklamaya da son verilmeli. O namazı sevmeyenler bilmelidirler ki ezan okunmayan yerde bayrak da dalgalanmaz, öylesi yer kışla olabilir ama gerçek vatan olamaz...

Buzlar artık çözülmeli, herkes yerli yerine oturmalı, her kurum demokratik ilkeler bazında görevinin başına dönmeli. Siyaseti siyasetçiye, eğitimi eğitimciye, askeri askere, yargıyı hakimlere bırakalım. Zaman artık asker yat, asker kalk devrini kaldırmıyor...

Bir gazeteci arkadaşım anlattı...

Yozgat televizyonunda idareci iken jandarma yüzbaşının birisi çıkıp gelmiş. Televizyonda çalışanların adreslerini, yetmedi evlerinin krokisini istiyormuş...

Ne cüret değil mi?

Gazeteci arkadaşım, “Jandarma şehirde görev yapamaz” deyince, yüzbaşının vermiş olduğu cevap enteresan: “Biz askeriz, her yerde görev yaparız.”

Yapamazsın arkadaş, ya bu deveyi güdersin, ya da bu diyardan gidersin.

Üçüncü şansımız yok...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi