Adı üzerinde terör örgütü…
Adam kaçırma…
Bombalama…
Masum insanları öldürme…
Legal ve illegal ne varsa hepsi mübah…

İdeolojisi Hak mı batıl mı?
Yaptıkları doğru mu yanlış mı?
Hiçbirinin önemi yok...
O sadece işini yapıyor…

Barış ve Demokrasi Partisi…
Yani BDP…
Her fırsatta barıştan, demokrasiden, insan haklarından, özgürlükten dem vuruyor…
Kürtlerin temsilcisi olduğunu iddia ediyor…

Sıkışınca barıştan, birlik ve beraberlikten bahsediyor…
Fırsatını bulunca savaştan, kafa tutmaktan, özerklikten söz ediyor…

İşine gelince örgütü savunuyor…
Gelmeyince yuvarlak laflarla işi geçiştiriyor…

Anlayacağınız örgütle iç içe kol kola danışıklı bir dövüşü ustaca oynuyor…
Ve bunu da herkese çok güzel yutturuyor…

Bunları neden yazıyorum…

Birkaç gün önce Ak Parti Kulp İlçe Başkanı örgüt tarafından kaçırıldı…

Örgüt kuruluş felsefesinin gereğini yaptı…
Şaşıracak bişey yok!

BDP ve DTK’ dan tepki koymasını beklemek ise saflık olur…
Aksine içten içe sevindiklerini sanıyorum…

Daha önce de Hazro Belediye Başkanı’nın oğlu kaçırılmıştı…
Silvan İlçe Başkanı’nın iş makineleri yakılmıştı…
Ak Parti’nin İl ve ilçe teşkilatlarına defalarca bomba ve molotof atılmıştı…

Ama hiç kimseden tek bir tepki dahi ortaya konmamıştı…

Peki, bunlar yaşanırken insan hakları dernekleri ne yapıyor?
Mazlumlar adına yola çıktığını söyleyen örgütler ne yapıyor?
Sivil toplum adına var olduğunu söyleyen STK’lar ne yapıyor?
Allah rızası için çalıştığını söyleyen cemaatler ne yapıyor?

Kocaman bir hiç!


Ak Parti’ye bir saldırı olduğu zaman ne hikmetse ölü toprağı serpilmiş gibi kimseden ses çıkmıyor…

Ancak BDP veya bir BDP üyesine bişey olduğu zaman…
Bir BDP üyesi herhangi bir olayda gözaltına alındığı zaman…
Bütün STK’ların…
Derneklerin…
Vakıfların…
İnsan hakları kuruluşlarının…
Ak Parti dışındaki diğer siyasi partilerin…
İlgili ilgisiz herkesin anında tepki koyma yarışına girdiklerine şahit oluyoruz…

İşin tuhaf tarafı…

Bu şahıs ve kuruluşlar ne hikmetse bütün işlerini Ak Parti’ye yaptırıyor…
Başkanların, vekillerin yanından ayrılmıyor…
Herkesin önünde, en ön protokolde ağırlanıyor…
Bütün ihaleleri onlar alıyor…
Ama iş tepkiye gelince herkes susmayı tercih ediyor…

Diyarbakır İl Başkanı Sayın Halid Advan çağrı yapmış;

“Demokratik kamuoyunu, insan hakları kuruluşlarını ve siyasi partileri tepki göstermeye davet ediyoruz ve ilçe başkanımız Veysel Çelik’in derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.”

Ama hiçbir yerden tek tık yok!
Çıkmaz sayın başkan çıkmaz!
Boşuna bekleme…

Onlar ancak “insan hakları derneği başkanı” diye hava atarlar…
“Mazlumlara yardım derneği başkanı”diye caka satarlar…
“Barış inisiyatifi” diye süslü laflarla buraları sıçrama tahtası yaparlar…
Ama BDP ve onun uzantıları dışında birine haksızlık, hukuksuzluk yapıldığı zaman da ortadan yok olup kaçarlar…

Bu mudur toplumun vicdanı olmak…
Bu mudur insan hakları temsilcisi olmak…
Bu mudur barış havarisi diye ortalıklarda dolaşmak…
Bu mudur barıştan, kardeşlikten, birlik ve beraberlikten dem vurmak…

Değil ama…

Takdiri kamuoyuna bırakıyorum…