Yunus Emre Ankaralı mı?
Bu da nereden çıktı! diyenleri işitir gibi, öfke ile köpürenleri görür gibi oluyorum!
Şu sıralar iki ilimiz açıkça Yunus Emre bizdedir/bizimdir diye çekişiyor. Kısa zaman önce Eskişehirde Yunus Emre etkinlikleri vardı, Karamanda ise Dil Bayramı... Elbette ve tabiî olarak Karaman Dil Bayramının da vazgeçilmez ismi Yunus Emre idi.
Birkaç sene önce bir Erzurum seyahatimizde, şehrin çok yakınında bulunan Yunus Emrenin kabrini de ziyaret ettik. Tabiî, Tapduk Emre de oradaydı... Mahallî belediye mezarlığa şöyle bir tabela koymuştu: Burası Yunus Emrenin makamı değil, kesinlikle mezarıdır!
Yunus Emreyi türkçe konuşan, türkçeye âşina olan, dili türkçe olan herkes sever ve benimser. Bu tabiî bir hâldir. Çünkü Yunus şiirlerini adeta süt dişlerimiz için yazmıştır! Onda benimizi aşan, ötelere çağıran diriltici derunî bir ses, uhrevî bir nefes vardır. Şiirleri sadedir, yalındır ve fakat o nisbette de derindir.
Ağladığım isteyene, gözüm pınar olsun ona!
Öyleyse, Yunus Emreye Türkiyenin bütün illerinin sahip çıkmaya hakkı vardır! Onun sınırları aşan bir türkçesi olduğunu da unutmamalıyız. Batımızı, Balkanları bir tarafa bırakıyorum; Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan ve hatta bütün Türk dünyası Yunus Emreyi kendinden sayabilir.
Karamanda sonradan mı yakıştırıldı, bilemiyorum, Yunus Emre ile ilgili türbe, cami gibi mekânlar da var. Daha önemlisi, Divanının ilk kayda geçirildiği iki yerden biri Karaman. (Diğeri İstanbul). Bu yüzden Karamanın Yunus bendedir demeye daha fazla hakkı var.
Ya Eskişehir? Sarıköylü Yunus? Bu da bize tuhaf gelmez. Eski kaynakların, Sarıköy, Sivrihisar gibi yer belirtenleri olduğunu biliyoruz.
Bize tuhaf gelen şudur: Siyasî/idarî sınırlar değiştikçe aidiyetin değişmesi!
Bir türlü başlığa gelemedik: Karamana hak verdin, Eskişehire hak verdin, peki Ankara neyin nesi!
Yunus Emreyi Ankaralı saymamız, Yunus Emre üzerine ciddi çalışmalar yapan ve divanını en geniş şekilde yayınlayan Mustafa Tatçının son günlerde Nallıhanda Tabduk Emre mezarına dikkat çekmesi değil.
Yunus Emre eğer Eskişehire mal ediliyorsa, bu yakın zamanlara ait bir hâldir. Çünkü, Yunus Emrenin kabrinin bulunduğu yer olarak ilân edilen Sarıköy, sonradan olma Eskişehirlidir!
Sarıköy, Osmanlı döneminde, Ankara merkeze bağlı Mihalıçcık kasabasının bir köyü idi. 1325 (1907) Ankara Vilayeti Salnamesinden okuyalım: Mihalıçcık kasabası 39 derece, 32 saniye arz-ı şimali ve 29 derece 15 dakika 52 saniye tul-i şarkide vâki ve Mihalıçcık silsile-i cibâlinin cenub sathı maili üzerinde ve fakat hemen sırtında az meyilli etrafı çamlarla mestur bir yaylada kain ve Sarıköy istasyonuna bir şose ile merbuttur... Kasabanın arazisi şimalen Nalluhan, şarken Zîr nahiyesi, cenuben Sivrihisar ve garben Hüdavenedigâr vilayeti arazisi ile mahdutdur.
Kısaca izah edelim: Batısı Hüdavendigâr (Bursa) vilayeti arazisi, güneyi Sivrihisar kazası arazisi -ki Ankaraya bağlı bir yerdir- kuzeyi halen de Ankaraya bağlı olan Nallıhan kazasıdır. Fakat daha da önemlisi, Mihalıçcıkın doğusunda Zîr nahiyesinin bulunmasıdır. Zîr, şimdi Yenikent denilen yerdir ve Sincanın çok yakınındadır. Arada başka kaza merkezi yoktur, o zaman Polatlı bir köydü. Bu demektir ki, Sarıköy Ankara merkez topraklarına bitişik bir Ankara köyüdür!
Şimdi Yunus Emre Eskişehirli ise, mesela Sivrihisar il olursa, ki bir aralar sözkonusu idi, bu sefer Sivrihisarlı oluverecektir!
Efendim, böyle mühim, herkese mal olmuş şahsiyetleri mahallilikle tarif etmek, kısıtlayıcı bir tutumdur. Yunusu nüfusuna geçirmek isteyen her mahal onu bütün Türkiye ile, hatta Türk dünyası ile paylaşmaya hazır olmalıdır.
Bu görüşlerim, Karaman seyahatinde daha bir tavazzuh etti. Karamanda Dil Bayramının Yunus Emre zemininde sürdürülmesi, doğru bir yaklaşımdır. Nitekim bu sene Türk Dil Bayramı vesilesiyle Yunus Emrenin Divanı ve Risâletün-nushiyesi güzelce basılmış ve kutu içinde hediye edilmiş. Türk Dil Bayramında en güzel hediye!
Divandan seçmeleri Prof. Dr. Turan Karataş yapmış, 14. Yüzyılın şive özelliklerini yumuşatarak metinleri bugünün okuyucusu için daha kolay kavranır hale getirmiş. Risâletün-nushiyeyi yayına hazırlayan ise, değerli dostumuz Mustafa Özçelik.
Evet, bütün illerimiz gibi, Ankara da Yunus Emreyi kendinden sayabilir! Hatta biraz önce belirttiğim üzere, Ankara Yunus Emreye sahip çıkabilir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.