Amerikanın yerinde Hacıbektaş olsaydı?
Ergun Babahanın Bu kupa Amerikaya girsin twitiyle, Fethullah Güleni hedef aldığı biliniyor.
Babahanın tartışılan twitinde Amerika yerinde örneğin Hacıbektaş ifadesi yer alsaydı ne olurdu?
Yani Bu kupa Hacıbektaşa girsin diye yazsaydı?..
Ya da başka bir konuda aynı girsin üslubunu örneğimizdeki ilçenin ismini geçirerek yapsaydı ne olurdu?
Olacağı söyleyelim...
Babahan, bir daha insan içine çıkamaz hale gelir, linç edilir, gittiği her yerde organize protestolarla karşılaşır, konuşamaz, konuşturulmaz hale gelir, Doğan Grubu başta olmak üzere sağcısından solcusuna bütün medya tarafından linç edilir, tarih sahnesinden bir daha geri dönmemek üzere silinirdi.
Örneğini Güner Ümit vakasında ve Onur Öymende gördük.
Güner Ümit olayındaki üslupla Babahanın twitindeki üslup bire bir aynı.
Ama daha hafifini CHPli Onur Öymen yapmıştı.
Tarihi bir vaka olan Dersim olaylarıyla ilgili Dersimde analar ağlamadı mı diyerek hadiseyi küçümsedi diye linç edildi.
Hem de sadece Doğan Grubu tarafından değil, sağ ve yandaş medya olarak nitelenen medya tarafından da.
Öymen, katıldığı bütün toplantılarda protesto edildiği gibi, dönemin CHP Lideri Deniz Baykal, Alevi vatandaşların defalarca organize protestosuna maruz kaldı ve yoğun yaşadıkları bölgelere gidemez hale geldi.
Onur Öymen de defalarca protesto edildi. Hatta kendisi de Alevi ve Dersimli olduğu halde Kılıçdaroğlu bile Öymene yeterli tepki vermediği gerekçesiyle protestolardan nasibini aldı.
Evet, Babahan o ağır cümleyi Dersim ya da Hacıbektaş için kursaydı linçten beter haldeydi şu an.
Konunun bir de dindarlara bu derece kolay ve bedel ödemeden hakaret edilebilmesi yönü var.
Asıl üzerinde durulması gereken yer burası.
Oktay Ekşi, Hürriyet Başyazarı iken Başbakan Erdoğana yönelik analarını da satarlar cümlesini yazısında kullandı ve bunun bedelini hak ettiği biçimde ödedi.
On yıllardır başyazarlığını yaptığı Hürriyetten yaka paça kovuldu ve kimse de kendisini işe almadı.
Çünkü o ağır ifadeye karşı, gerekli tepki ortamı oluşturulabilmişti.
Onlarca yazar konuyu ele aldı, haberler yapıldı ve organize tepki geliştirildi.
Olması gereken buydu.
Üst düzey bir gazeteci böylesine ağır küfür ifadelerini pervasızca kullanabiliyorsa bedelini meslek hayatıyla öder, ödemeli.
Ergun Babahana karşı takınılan tavıra hoşgörü denemez.
Babahan sonuç itibariyle bir camianın fikri önderine küfretmiştir ve bunun karşılığını meslek hayatıyla ödemeliydi.
Açıkça hak ettiği cevap verilmeliydi.
Oktay Ekşiye yapılan aynen Babahana da yapılmalıydı.
Adaletin karşılığı budur.
Üstelik Babahanın ağzından çıkanlar, Güner Ümitin bir anlık gafı gibi de değil.
Dün internette Babahanın son dönemki twitlerinden örnekler yer alıyordu.
Babahan planlı ve organize biçimde ve her twitinde dozu artırarak hakaret ve saldırılar gerçekleştirmiş.
Buradaki en büyük ayıplardan biri de sağ gazetelere ait...
Onur Öymen, Dersimde analar ağlamadı mı dediğinde, Öymeni sayısız manşetle darmadağın eden sağ gazeteler; Hakkı Devrim, Hz. Peygambere kabile reisi dediğinde konuyu görmediler bile.
Devrime tepki için yazılan yazılar üçü beşi geçmedi, bırakın manşeti çoğu gazetede haber bile olmadı.
Dersim konusunda peş peşe manşetler atan, sayısız yazı döktüren gazeteler, Hz. Muhammed konusunu pas geçtiler.
Şimdi de girsin küfrünü aynı biçimde pas geçiyorlar.
Gülen cemaati, Nakşiler, Menzil, Nurcular, Süleymancılar, Milli Görüş, Ülkücüler ya da yelpazenin sağındaki herhangi birine böyle bir hakaret yapıldığında bedelini ödemeli.
Bunun aksi hoşgörü değil tefrittir.
Ergun Babahanı kapının önüne koyan Todays Zamanın yayın yönetmeni Bülent Keneş süper bir hareket yapmıştır.
Bu hareket devam etmeli.
Kimse kendisine sövsün diye adam çalıştırmaz.
Bir İslam alimine küfreden Babahanı, Star da kapının önüne koymalı.
Gitsin; Ulusal Kanalda istediği küfrü yapsın...
28 Şubatta yaptığı gibi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.