İslam'ın Has Hizmetkârları Nasıl Olmalı?
Sayıca çoğunlukta olmalarına rağmen bir türlü düze çıkamayan Türkiye Müslümanlarının kurtuluşu; yeterli sayıda tahtası sağlam çocuklarını çok iyi, çok vasıflı, çok güçlü, çok kültürlü, çok faziletli, çok bilge Müslümanlar olarak yetiştirmekle mümkün olabilir.
İyi olmak yeterli değildir, çok iyi olacaklar.
Vasıflı olmak yeterli değildir, çok vasıflı olacaklar.
Güçlü olmak yeterli değildir, çok güçlü olacaklar.
Kültürlü olmak yeterli değildir, çok kültürlü olacaklar.
Çok faziletli, çok bilge olacaklar.
Mesela bu çocuklar ileride idareci ve siyasetçi olacaklarsa Hz. Ömer'in, Ömer bin Abdülaziz'in, Nureddin Zengi'nin, Selahaddin Eyyubî'nin, Şeyh/İmam Şâmil'in meşrebine sahip olacaklardır.
Siyaset ve idarecilik yoluyla hizmet mi edecektir?.. Vazifeye bir ceketle başlayacak,
uzun yıllar sonra bir ceketle bırakacaktır.
Nefs bakımından nefs-i emmâre alçak derecesinde bulunanlar İslam'a gerçekten hizmet edemez.
Onlardan hizmet sadır olursa, "Allah bu dini fâsık (veya fâcir) ile de güçlendirir" hadîs-i şerifinin ışığında mütalaa edilir.
İslam'ın, Kur'anın, Sünnetin, Şeriatın, Tarikatın, Hakikatin has hizmetkarları ihlaslı olur.
Has hizmetlerde dünyevî ücret alınmaz.
Bütün has din hizmetleri Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) ve Ashabının ahlakıyla yapılır.
Din sömürücüleri hizmet eder görünürler ama hizmet etmezler, hedm ederler, hezimete sebep olurlar, içten çökertir yıkarlar.
Has hizmetkarlar, aileden zengin olsalar bile lüks, israflı, debdebeli, şaşaalı, gururlu, kibirli, ihtişamlı bir hayat sürmezler.
Bu imtihan dünyasında İslam'a hizmet etmek, sırtına ateşten bir gömlek giymek demektir.
Has hizmetkar tâviz vermez.
Has hizmetkar iki kanatla uçarak hizmet edebilir: Şeriat ve Tarikat kanatları.
İslam'ın, Kur'anın, Sünnetin, Şeriatın, Tarikatın, Hakikatin has hizmetkarları, hizmetlerin çile ile yapılacağını bilir.
Onlar Selef-i Sâlihînin ahlakı ile ahlaklıdır.
Has hizmetkarlar ilahî tevfikata mazhar olur.
Bazısı, Selahaddin gibi on ülkeye sultan olur ama öldüğünde cenazesini kaldırmaya yetecek şahsî parası çıkmaz.
Kimisi hizmete bir ceketle başlar, ceketsiz bitirir.
Onlar dünya zenginliklerine sırt çevirmiştir.
Çünkü dünyayı ve nefsaniyeti ayaklar altına almadan hizmet edilmez.
Müslümanlar Din-i Mübin-i İslam'a böyle hizmetkarlar yetiştirmelidir.
Küçük hizmetkarlarla büyük ve küllî hizmetler yapılmaz.
Ya doğru dürüst hizmet edeceğiz, yahut hezimetten hezimete koşacağız.
Böyle kimseler bir milyonda bir bile çıkmaz ama bir çıktı mı pîr çıkar.
Böyle bir Müslümanın kuyuya attığı bir taşı, bin kafir çıkartamaz.
* (İkinci yazı)
Zincirlerini Kırmış Deliler
Deliliğin çeşitleri vardır: Bildiğimiz normal deli... Zır deli, zırzır deli, hınzır deli... Deli dolu... Zararsız deli... Ilımlı deli... Akıllı görünen deli... Zincirden boşanmış deli... vs vs...
Acaba şu futbol delileri hangi cinstendir?..
Sanırım onların da türleri var. Hepsi de, bir tarağın dişleri gibi bir değil.
Son futbol çılgınlıkları öyle sıradan, ılımlı deliliklere benzemiyordu.
Siz daha işin içyüzünü bilmiyorsunuz. Devletin, valiliğin, emniyetin elindeki gizli raporları okusanız, o çılgınlıkların vehâmetini öğrenseniz aklınızı kaçırırsınız.
O korkunç futbol cinnetleri sırasında Türkiye'miz büyük bir tehlike atlatmıştır.
Çok şükür kan dökülmedi, can kaybı olmadı.
Hükümet bu konuda çok ciddî ve etkili tedbirler almalıdır.
Son hadise, sorumlulara ve vazifelilere iyi bir ders olmalıdır.
Ülkemizde büyük sayıda vatandaş futbol konusunda sınırı aşmış bulunmaktadır.
Tedbir alınmazsa ileride çok üzücü başka hadiseler olabilir.
Sosyal ve biyolojik patlamalar olabilir.
Mısır'da olduğu gibi kan dökülebilir.
Konu psikoloji uzmanlarına inceletilmeli ve raporlar alınmalıdır.
Türkiye sosyal yapı bakımından nereye sürükleniyor?
Türk Kürt... Sünnî Alevî... Sağcı solcu.. Dinci laik derken başımıza bir de futbol terörü çılgınlığı çıktı...
Bu belayı başımıza kimler sarmıştır?
Ülkemizde büyük tesislerde dev futbol günlük gazeteleri yayınlanmaktadır.
Çok sayıda vatandaşımız futbolla yatıyor, futbolla kalkıyor.
Futboldan medet uman bazı politikacılar ateşle oynadıklarının farkında mıdır?
Ya bir dinî cemaatin futbol merakına ne demeli...
Tarih felsefecilerine, büyük düşünürlere sorunuz: Toplumumuz dengeli, akıllı, sağlıklı, iç barışlı bir toplum mudur?
Şair kim beni zincire vuracakmış şaşarım demiş.
Futbol çılgınları zincirleri kırdılar. Âferin!..