Maç bahane maksat terör olsun !.
Geçtiğimiz cumartesi gecesinden bu yana gazete ve televizyonları FB-GS maçı sonrası yaşananlar meşgul ediyor. Özellikle televizyon ekranlarına yansıyan görüntülerin bir maç sonucu ile izahı mümkün değil. Sözün başında hemen belirteyim ki maksadım FB taraftarlarını hedef almak değildir. Çünkü, ülkemizde pek çok maçın ardından benzer olaylar yaşanıyor. Sanki, insanımız bir cinnet hali yaşıyor.
Kaldı ki Taksim'deki 1 Mayıs kutlamalarının ardından da ekranlara yansıyan görüntülerin izah edilebilecek bir yanı yoktu. Onlar kendilerini anarşist ilan ederek belki yapıklarının adını kendileri koymuşlardı. Ancak, Taksim'deki işyerlerine yönelik o saldırının mantığı olabilir mi? Ya da bunu izah edecek bir gerekçe bulunabilir mi? Televizyonlara yansıyan görüntüler kin ve öfkeden ibaretti. Yapılan iş ise sadece kırmaya, parçalamaya dönüktü. Dolayısıyle işin bir fikri boyutu yoktu.
Olayları izlerken kendi kendime acaba dedim, bu insanlar bunlar, yani anarşistler kırıp dökme sırasında bizim anlayamadığımız bir haz mı duyuyorlar? Eğer öyle ise işin boyutu daha anlaşılmaz olur ve sorun karmaşıklaşır.
Bazı terör olaylarında tepkiler genellikle devleti temsil eden kişi ve kurumlara yönelirken bazılarında özel-resmi ayrımı da yapılmıyor. Önüne ne ve kim çıkarsa saldırılıyor. Meseleye bu açıdan baktığımda FB-GS maçının ardından polis otolarına saldıranların, onları ters çevirip tahrip edenlerin ruh halini kaybedilen bir maçın tepkisi olarak izah etmek mümkün olmaz. Bunun için maçın ardından yaşananları bazı terör gruplarının devlete karşı bir intikam alma operasyona çevirdiğini düşünüyorum. Fanatizmin hangi noktalara çıkabileceğini tahmin edebiliyorum ama kaybedilen bir maçın ardından taraftarları harekete geçirmek için bir kıvılcımın yeteceğini de biliyorum. Maçın sonucu ile ilgili olarak bazı FB taraftarlarının devleti suçlamaları akla gelebilir ama, Başbakan her fırsatta FB'li olduğunu açıkladığına göre böyle bir düşüncenin de mantığı yoktur.
Dolayısıyle sergilenen olayları taraftar mantığı ile izah etmek mümkün görünmüyor. Böyle olunca da akla toplumun genelinde derinden derine hissedilen öfke patlamasının her vesile ile ortaya çıkması olarak nitelendirmek doğru olur diye düşünüyorum. Çünkü, bir taraftar kendi stadını ne sebeple olursa olsun tahrip etmemeli. Taraftarlık böyle bir davranış ile birlikte olabilir mi?
Yaşanan olayları toplumsal bunalımın patlaması olarak değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Zaten her gün gazetelere yansıyan cinayet haberleri de bu toplumsal patlamanın işaretlerini vermiyor mu?
Bu olayların değerlendirmesi yapılırken, daha doğrusu sebepleri araştırılırken 2X2=4 eder gibi matematiksel bir sonuca ulaşmak mümkün olmaz. Çünkü, toplumsal olaylar pek çok etkinin birleşmesi ile ve uzun zamanda ortaya çıkar. Eğer patlamayı son olarak görünen bir hadise ile izah edersek yanlış sonuca varırız. Yani bir futbol maçının ardından yaşananları futbol fanatizmi ile izaha kalkışırsak o fanatizmi nelerin körüklediğini gözden kaçırırız.
Bu bakımdan gelinen noktada yaşananlar Batı'nın bize biçtiği daha doğrusu Batı'nın kendisine biçtiği ama bizim ille de onu giyeceğiz diye yaklaşık 1.5 asırdır çekiştirip durduğumuz elbisenin bize uymadığını gösteriyor. Bize uyacak elbiseyi yine kendimizin biçmesi gerekiyor. Çünkü, sosyal olaylarda hazır giyim işe yaramıyor. Kaldı ki paçasını kısaltıp, belini daraltarak da hazır elbiseyi vücuda uydurmak mümkün olmuyor.
Giderek biz biz olmaktan çıkarken taklit etmeye çalıştığımız toplumlara da benzeyemiyoruz. Çünkü taklit aslının yerini tutmuyor. Kısacası taklitle medeniyet olmuyor. Öyle olunca da ne deve ne de kuşa benziyoruz. Sonuç olarak yüzyıllar boyu mensubu olduğumuz medeniyete dönmek, kendi temellerimiz üzerinde kendi medeniyetimizi yeniden inşa etmemiz gerekiyor. Yoksa putlaştırdığımız demokraside bu toplumu içine düştüğü bunalımdan çıkaramayacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.