Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Gürsel Tekin’in istifası ve Kaptan Cook’un kuşları

Gürsel Tekin’in istifası ve Kaptan Cook’un kuşları

Meşhur gezginlerden Kaptan Thomas Cook, Atlas Okyanusu’nda çıktığı bir araştırma gezisi sırasında, milyonlarca kuşun, gökyüzünde çığlık çığlığa bağırarak daireler çizdiğini gördü.

Baktıkça hayretler içinde kaldı: Çünkü daireler çizip saatlerce uçmaktan ve çığlık çığlığa bağırmaktan aşırı derecede yorulan kuşlar kendilerini denize bırakıyor, okyanusun dev dalgalarında ölüyorlardı.

Kaptan Cook uzun süre kuşları seyretti, ama bu davranışlarına bir mânâ veremedi...

Balıkçılarla ve denizcilerle konuştu...

Onlar da yılın belirli vakitlerinde aynı olayı gözlemliyorlar, ancak kuşların intiharındaki sırrı çözemiyorlardı.

Bunu çözmek kuş bilimcilerine nasip oldu. Yaptıkları araştırmalarda göçmen kuşların tam da kendilerini dalgalara bakıp bir anlamda intihar ettikleri yerde vaktiyle bir ada olduğunu, muhtelif istikametlerden gelen göçmen kuşların bu adada mola verdiğini, ancak adanın bir deprem sonrasında sulara gömüldüğünü tespit ettiler.

Göçmen kuşlar binlerce yıllık kalıtımsal alışkanlıklarıyla adayı biliyor ve uzun yolculuklarının ortasında, biraz dinlenebilmek ve güç toplayabilmek için, okyanusun ortasındaki adayla geliyorlardı.

Ne var ki ada olması gereken yerde yoktu. Orada alışkanlıklarıyla gerçek arasında kalıyor, çığlık çığlığa artık var olmayan adanın üzerinde dolanıyor, çok yorulunca da derin bir özlemle kendilerini kurtuluşa (adaya) bırakır gibi ölüme (Okyanus’un azgın dalgaları arasına) bırakıyorlardı.

Bu hayatı ararken ölüme yakalanmaktı. Bu açıdan olay, biraz da hepimizin dramını yansıtıyordu. Çünkü hepimiz alışkanlıklarımızın, hatta peşin hükümlerimizin kontrolündeyiz.

Kendimizi aşıp yeni durumu kavramayı ve yeni durumu yaşamayı bir türlü başaramıyoruz.

Hayatı alışkanlığa dönüştürmemek lâzım, ama maalesef dönüştürüyoruz...

Hep alıştığımız gibi yaşamak, alıştığımız şeyleri yapmak istiyoruz. Hatta işe geliş gidiş yolunu bile değiştirmekten üşeniyoruz. Bu da hayatı fena halde rutinleştiriyor, sıradanlaştırıyor...

Hayat git gide rengini ve heyecanını kaybetmeye başlıyor.

“İnsan alışkanlıklarının esiridir” demiş, Yavuz Sultan Selim.

Alışkanlıklarımız yüzünden başımıza pek çok olumsuz şey de gelir. Mesela sigara alışkanlığımız sebebiyle kanser oluruz, alkol-kumar alışkanlığından dolayı yuvalarımız dağılır, uyuşturucu alışkanlığını aşamayanlar ölümle yüzleşir, hızlı ve dikkatsiz araba kullanma alışkanlığı yolları kan gölüne çevirir, sokağa çöp atma alışkanlığı ortalığı çöplüğe döndürür.

Kısacası, başımız alışkanlıklarımızla belada!

Politikacılarımız bile eski alışkanlıklarından kurtulamıyor. Bu yüzden halkla bütünleşemiyorlar.

CHP’nin hali buna en çarpıcı örneklerden birini teşkil ediyor.

Durumu fark eden Genel Başkan Kılıçdaroğlu, tek parti döneminden kalan alışkanlıklardan partisini kurtarmaya çalışıyor, ama nafile: Olmuyor...

Gövde arkasından gelmiyor. Bu durumda istikamet tutturamıyor. Kendisiyle sık sık çelişkiye düşüyor.

Biraz ısrar etse, istifalar sökün ediyor.

Neresinden bakarsanız bakınız, işi zor. CHP’nin kemikleşmiş tabanı, Kaptan Cook’un kuşları gibi, hâl⠓ada” sandıkları bölgeye iniyor...

Gürsel Tekin’in istifası da böyle bir şey işte...





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi