Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin “Yabancılara toprak satışına” iyice kapı açmasının hemen ardından İsrail’den Ada’nın Türk tarafına yoğun bir akım olduğunu...

Pek çok “Bilinçsizlendirilmiş” Ada Türk’ünün kimliğini gizlemeye gerek duymayan İsraillilere topraklarını sattığını...

Bu konudaki bilgi ve belgelerin Kıbrıslı Müslümanlar tarafından, T.C.’nin güvenliğinden sorumlu bütün birimlere gönderildiğini...

Bizim güvenlikçilerden sadece MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın konuyla ilgilendiğini...

Ve ilgilendiği için de, hedef adam haline getirildiğini defalarca yazdık...

“İsrail güdümlü PKK’nın bütün manevraları, Kıbrıs işgalini gizlemeye dönük!..

Aman dikkat!..”

Dedik!..

•

Dünkü yazımızda ise ağırlıklı olarak, “İşgal’in Rum Tarafı’na bakan boyutu” vardı.

Yaptıkları besbelli; önce Rum tarafının ağabeyi Yunanistan’ı ekonomik ve siyasi krizlere sürüklediler.

Yunanistan’ın ve Kıbrıs Rum Tarafı’nın ve özellikle de “Patrikhane”nin “Siyonist işgale” direnişini kırdılar.

Sonra, petrol platformu, boru hattı, üs talebi, İsrail komandolarını çıkartma hamlesi derken, burnumuzun dibindeki tehlike, sağır kulakların bile duyabileceği hale geldi!..

Ne var ki; Başbakan Erdoğan’ın da Pakistan seferi sırasında ifade ettiği gibi, adli ve idari soruşturma başlatılmış, tazminatlar misliyle ödenmiş olduğu halde Uludere Olayının İstismar Edilmesi gibi “stratejik hamleler” iktidar partisine göz açtırmıyor.

Meclis içi muhalefetin safları ise belli...

CHP, İsrail işgaline niye tepki göstersin ki!..

MHP yönetimi, belirlenmiş alanda top çeviriyor; Genel Başkanları Devlet Bahçeli, “Kızıl Tiyatrocu”ların derdine düşmüş, “İlle de Opera, İlle de Bale!” diyor.

Bir de, “Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” ilkeleri müdafaayla meşgul...

Dört dörtlük Sağ Kemalist!..

•

Bu durumda, gözler Meclis dışı muhalefeti arıyor.

Bakarken bakarken, bir de göreyim...

Ajansa, BBP Lideri Mustafa Destici’nin açıklaması düşmüş...

Oh beee!..

İsrail’in Kıbrıs işgaline karşı çıkan bir parti lideri...

BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ GENEL BAŞKANI MUSTAFA DESTİCİ, İSRAİL’İN, KIBRIS RUM KESİMİ İLE İSRAİL ARASINDA DÖŞENECEK PETROL BORU HATTI İLE RUM TARAFINA İNŞA EDİLECEK DOĞALGAZ TERMİNALİNİN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK AMACIYLA RUM TARAFINA 20 BİN KOMANDO YERLEŞTİRİLECEĞİNİ 10 BİN DE İSRAİLLİNİN ÇALIŞACAĞININ KAMUOYUNA YANSIDIĞINI BELİRTEREK SORMAKTA:

“KIBRIS’TA NELER OLUYOR?”

• Ve şöyle devam etmekte: “Kıbrıs’ta bir şeyler oluyor... Yoksa Kıbrıs satıldı mı? Gümrük Birliği, Avrupa Birliği ya da Birleşmiş Milletler’le yapılan görüşmelerin birinde satıldı mı ve bizim hâlâ haberimiz neden yok? Ayrıca, maneviyattan mahrum bırakılmış KKTC halkı (nın) ‘bütün bu olan bitenlere’ karşı ‘milli bir refleks’ göstereceği nasıl düşünebilir?

Rum tarafından kamuoyuna sızan; ‘İsrail’e parmağınızı verirseniz kolunuzu kaptırırsınız. İsrail buraya çıkmak için gelmiyor; yerleşmek, çıkmamak üzere geliyor’ sözleri önemli

Olmaz olamaz... Bu tip stratejik çalışmalar oldu bittiye getirilemez!... İsrail’e toprak satışı yapmak ve çok önemli ve kaygan zeminlerin ciddi bir şekilde yaşandığı Arap topraklarında, Akdeniz’de, Afrika ülkelerinde İsrail’den 10 bin kişinin orada konuşlandırılması ve onları sözde korumak için gönderilen 20 bin İsrailli koruma neyin nesidir?

Ayrıca, İsraillilerin adada ‘konuşlanmasına’ şiddetle karşı çıktığı bilenen Güney Kıbrıs Ortodoks Cemaati de ‘Yunanistan’daki krizden dolayı susmak zorunda mı kaldı?

Ali kıran baş kesen gibi, dünya insanlığının gözü önünde türlü türlü vahşetlere imza atmış, işgallerle insanları mağdur eden İsrail’in Güney Kıbrıs’a davet edilişi; gerek Güney gerekse Kuzey Kıbrıslı insanları ‘bıçak sırtına koymakla’ eşanlamlıdır.”

•

Evet, “Vaat edilmiş topraklar sınırları içindeki Kıbrıs’ta neler oluyor?..”

•

Hey, MHP...

Varsan ses ver!..