Mehmet Âkifin bütün şiirleri
Henüz bu isimde bir kitap yayınlanmadı, fakat aziz dostumuz, değerli edebiyat araştırmacısı Necmeddin Turinayın hazırladığı kitabı böyle adlandırmanın daha doğru olacağını kanaatindeyim.
Safahat Mehmet Âkifin 1911de yayınlanan ilk şiir kitabı. 1924e kadar 5 şiir kitabı daha yayınladı merhum şairimiz, sonuncusu Âsım idi. 1926da Mehmet Âkif Mısırda iken Eşref Edip altı kitabı bir arada Safahat adıyla neşretti. Ardından harf inkılabı geldi. Mehmet Âkif 1933te Mısırda eski harflerle son şiir kitabı Gölgeleri yayınladı.
1943e kadar, yani 15 yıl Mehmet Âkifin şiir kitapları Latin harfleriyle basılmadı. 1943te damadı Ömer Rıza Doğrul 7 kitabı bir arada Safahat adıyla yayınladı. O tarihten bu yana Safahat Türkçenin en çok basılan şiir kitabıdır. 1970li yıllarda Ertuğrul Düzdağ tarafından gözden geçirildi, Ömer Rızanın 1940lı yıllarda dönemin şartlarında metne yaptığı müdahaleler izale edildi. Günümüzde hâlâ iki metin de yayınlanıyor. Arada M. Orhan Okay ve Mustafa İsenin bir Safahat neşri var. A. Vahab Akbaş da metinle sadeleştirilmiş şeklini bir arada hazırladı. Son yıllarda Fazıl Gökçek Mehmet Âkifin şiir kitaplarını tek tek yayınladı.
Şimdi elimizde 2 ciltlik bir Safahat var. Elimizde diyoruz ama, elimizde tutmamız hayli güç olan bir kitaptan söz ediyoruz! Son yıllarda moda olan prestij baskılarından farklı bir neşir. Gâh belediyelerin, gâh parti teşkilatlarının bastırıp dağıttığı bu Safahatlar prestij için yayınlandığından okunup anlaşılmasına ihtiyaç hissedilmiyor olmalı ki, Doğrulun1940lardaki açıklamalarından dahi yoksun! Oysa bugünün okuyucusu Safahata 1940ların okuyucusundan çok uzaklarda.
İki ciltlik Safahat, muhafazakâr sanatın çokca konuşulduğu bugünlerde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından yayınlandı. Başında başkan Rifat Hisarcıkloğulunun sunuşu var. Odalar Birliğinin mesleki yayınlar dışında sadece hamalsız taşınması güç Atatürk ve hamaset albümleri yayınladığını bilenler, böyle bir yayın karşısında elbette şaşırmışladır.
Sanmayın ki, Rifat Beyin sunuşunu yazdığı bu kitap Odalar Birliğinin muhafazakâr sanata bir katkısı olsun! Türkiyenin muhafazakâr işadamlarının sanatla, kültürle hâlâ bir işleri yok. Zaten Hisarcıklıoğlu da vazifede bulunduğu süre içinde bu işlere alâka göstermiş değil. Fakat Âkif başka, Safahat başka. Buradaki tereddütümüz şu: Safahatın da Nutuka yapılan muamele ile karşı karşıya kalması.
28 Şubatlı yıllarda çok sayıda Atatürk kitabı ve elbette Nutuk şu veya bu kurum tarafından yayınlandı. Bazı işgüzar yöneticiler de marifetmiş gibi, Nutukla Safahatı bir arada yayınladılar!
Rifat Bey kitabın sunuşunda, meslekî hassasiyetini dillendiriyor: Bu kitap ayrıca yüzde yüz dönüşümlü, gıda sektöründe kullanılan anti bakteriyel özel bir kâğıda basıldı. Cildinden kâğıdına, içeriğinden mizanpajına kadar her safhasını önemseyerek ve çalışmaları bizzat kontol ederek bu eserin oluşturulmasına çalışıldı.
Eh çevrecilik hassasiyeti olanlara müjde: Bu Safahatı gönül rahatlığı ile edinebilirsiniz!
Necmeddin Turinay kitabı 10 bölüm şeklinde düzenlemiş. Her bölümün başında müstakil değerlendirmeler var. Başlangıçta, Safahatın hikâyesi ve Safahat dışı şiirler üzerinde duruluyor. Dikkat çektiği husus önemli: Âkifin uğradığı haksızlığa ilgi yoğunlaşıyor. Metin ihmal ediliyor...
Safahatda Safahat dışı şiirler 1943den itibaren yer alıyor. İlk Latin harfli baskıda 16 şiir varmış. Safahat dışı şiirleri Eşref Edip, Fevziye A. Tansel, M. Kaya Bilgegil, Mithat Cemal ve Halit Bayrı gibi isimler derlemişler. Neticede 130un üzerinde şiirden söz ediliyor.
Turinay, Safahat dışındaki şiirleri şöyle tasnif ediyor:
1. 1933ten, yani son kitabı Gölgelerden vefatına kadar yazılmış şiirler.
2. Gölgelere girmeyen Mütareke, Millî Mücadele dönemi ve Mısır şiirleri.
3. İstiklâl Marşı, Ordunun Duası gibi Millî Mücadele dönemi şiirleri.
4. Şairin Safahata almadığı Sıratımüstakim-Sebilüreşadda yayınlanan 1908 sonrası şiirleri.
5. Safahat öncesi şiirler, gençlik dönemi şiirleri.
6. İstiklâl Marşı gibi marş nitelikli şiirler.
Asıl 5. grubun bir kitap teşkil edecek hacimde oluğunu da belirtiyor ve ileride Geceyi, Hicranı, Secdeyi yazacak Âkifi, daha 1900 başlarında müjdeleyen şiirler diyor.
Turinay, bu bölümü İlk Safahat olarak nitelendiriyor.
Elbette Mehmet Âkifin bütün şiirlerinin bir arada yayınlanması gerekirdi ve bugüne kadar da yapılmalıydı. Daha çok araştırmacıları ve edebiyat meraklılarını ilgilendiren bu yayın, Safahatdan ayrı tutulmalıydı. Bize göre, şairin kitabına bilerek almadığı metinleri Safahata koymak, çok da doğru bir tutum sayılmaz. Necip Fazılın kendi şiirlerini Çileye alırken gösterdiği hasassiyeti hatırlamak gerekiyor. Bu yüzden ben Turinayın bu büyük emeğinin Mehmet Âkifin bütün şiirleri adıyla yayınlanmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.
Ayrıca şiirler bugünün okuyucusunun bilmediği kelimelerle açıklanmak yerine, değerli bir şairimiz tarafından mısra mısra sadeleştirilmiş. Necat Çavuşun bu emeği de takdire değer. Fakat bu husustaki görüşümüz de, Âkifin şiirinin yanında sadeleştirilmiş metinle yayınlanmasının günümüz okuyucusunu tembelliğe ittiği, asıl metnin okunup onun dünyasına girmeyi engellediği yönünde. Yani Safahat diye, sadeleştirilmiş metin okunuyor gibi geliyor bana.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.