Başbakanla Kazakistanda
ASTANA-
Başbakan Erdoğana eşlik ettiğimiz yurtdışı seyahatinin Pakistan bölümü sona erdi. Ardından Kazakistana geçtik... İslamabadda imzalanan ticari anlaşmaları, gerçekleştirilen etkinlikleri ve Başbakanın bizimle yaptığı sohbeti ayrıntılı biçimde haberlerimizden takip ettiniz.
Bu gezide özellikle dikkatimi çeken durum, kendi ülkesinde her iki seçmenden birinin oyunu alacak kadar yüksek teveccüh kazanan Erdoğana yurtdışındaki ilginin Türkiyedekini aratmayacak düzeyde olması. Hem Pakistan halkının hem de idarecilerinin Erdoğana verdiği önem, beslediği sevgi ve ilgi dikkat çeker düzeydeydi.
Tıpkı Anadolunun herhangi bir şehrindeki gibi İslamabadda da halk Erdoğana sevgi gösterisinde bulunuyor, onunla fotoğraf çektirebilmek için adeta birbirleriyle yarışıyordu.
Bu durum ancak Erdoğanın ortaya koyduğu kuşatıcı vizyon ve ideallerle izah edilebilir diye düşünüyorum.
Örneğin Pakistanın başkenti İslamabadda Müslümanların ilk kıblegahı olan Kudüsle ilgili verdiği şu mesajlar bu vizyon ve misyonun bir göstergesi netliğinde: Kimse, Kudüsten bize ne diyemez. Gazzeden bize ne diyemeyiz. Somalinin yoksulluğu karşısında biz elimiz kolumuz bağlı kalamayız, Şamda, Bağdatta, Kabilde masum insanlar, çocuklar öldürülürken, sessiz, tepkisiz kalamayız...
Yine İslam coğrafyasına yönelik çifte standartlara karşı ortaya koyduğu duruş bu misyonunun önemli bir işaretiydi: Bugün kitle imha silahları, hangi ülkelerin elindedir. Bunları biliyorsunuz. Sadece bizde olur, başkasında olamaz diyorlar. İşte insanlık öncelikle bunun hesabını sormak zorundadır. Bunun dayanışması içinde olmak durumundayız. Hayatımızda bir kez öleceğiz. Her gün bin kez ölmektense, bir kez ölmek daha hayırlıdır.
Gelinen nokta da gösteriyor ki Erdoğanın çalıştığı kadrolar da aynı ideallerin peşinde.
Mesela Bakan Binali Yıldırımın bizimle paylaştığı bazı bilgi ve anekdotlar bu hassasiyetlere örnek teşkil edecek mahiyette.
Yıldırım, Pakistanın her yıl ABDden 2 milyar 500 milyon dolar hibe aldığını, dış ticaretinin de yüzde 25inin ABD ile olduğunu hayıflanarak aktarıyor.
Türkiye ile Pakistan arasında en az 35 yıllık bir gelişmişlik farkının olduğunu belirterek, Pakistanlı bir siyasetçinin kendisine Türkiye kadar gelişmemelerinin sebeplerini sorduğunu söylüyor.
Tam bağımsızlığa dikkat çeken Yıldırımın bu konuda anlattığı bir anekdot da oldukça ilginç.
Üniversite yıllarında İskoçyalı lisans hocasıyla arasında geçen bir diyaloğu şöyle anlatıyor: Hoca diğer öğrencilere nazaran bana biraz ters davranıyordu. Ben de bunun sebebini merak ediyordum. Bir gün dayanamadım sebebini sordum. Hoca, Farklı milletlerden olan bütün arkadaşların bana eğilerek selam veriyor. Bir tek sen eğilmiyorsun. Bu beni rahatsız ediyor. Dünyada iki millet vardır esareti hiç kabul etmeyen. Biri İngilizler diğeri Türkler. Ancak dünyada tek bir millet vardır ki esir olmayan, esir de almayan yani sömürmeyen ifadelerini kullandı.
Çarpıcı bir anekdot da Haluk İpekten geldi. Haluk bey Rahmetli Özalın cumhurbaşkanlığı döneminde Nazarbayevin dünyanın en büyük uzay fırlatma üssü olan Baykonuru Türkiyeye vermek istediğini ancak o zaman icranın başı olan Demirelin korkarak buna yanaşmadığını söyledi. Yani Demirel bir çırpıda 5 adet kontrol kulesi, 9 adet kontrol merkezi ve bin 500 km uzunlukta bir füze deneme alanına sahip olan Baykonura hayır demiş.
Konvansiyonel milli silah yapımında süper güçlerle yarışmanın önemli bir adımı olacak olan bu teklifi elinin tersiyle itmiş.
İpek öyle hayıflanıyor ki anlatamam...
Bakan Bayraktarın ana gündeminin de plan ve projeler olduğunu gördüm. Kafası sürekli yapacağı işlerle meşguldü.
Bunlar güzel şeyler...
Türkiye için dertlenmek bile başlı başına bir kazanım. Neticeleri de ona göre alınıyor tabii...
Bunun için Astana önemli bir örnek...
Astana büyük ölçüde yeniden kurulmuş, yepyeni bir başkent. Bunda önemli oranda Türk şirketlerinin imzası var.
Ve Kazakistan...
Yüzölçümü yaklaşık Avrupa kıtası büyüklüğünde olan enerji deposu Kazakistan Türkiye için büyük önem taşıyor; Kazakistan için de Türkiye...
Erdoğana Kazakistanda da yoğun ilgi vardı.
Türkiye-Kazakistan İş Forumunda Erdoğan dakikalarca ayakta alkışlandı.
Kazakistan Başbakanı Karim Massimov, tamamını Türkçe yaptığı konuşmasında biz iki ayrı devlet tek milletiz mesajı verdi.
Massimov Türkiyenin bizim bağımsızlığımızı tanıyan ilk ülke olmasını hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız dedi.
Başbakan Erdoğan da işadamlarını Kazakça selamladı; konuşmasında birlik mesajları verdi.
Çok güzel görüntüler bunlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.