Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Sayın terör aklandı!

Sayın terör aklandı!

Cani ile masumun, ırzına geçilenle ırza geçenin aynı sandalyede itibar gördüğü bir ülke haline getirildik. Cürüm işleyeni veya cürümü övmeyi CK 215. maddesi suç sayarken, topa, tüfeğe sarılarak devlete isyan bayrağını açan teröristlere övgü ve saygı şeklinde kasıtlı ve maksatlı ifadeler kullananların eyleminin mahkemede nasıl beraat ettiğini anlamış değilim. Zaman mı değişti, yoksa bizler mi hukuk denilen ve de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tekelinde olan kayganlığı anlamıyoruz.

Anlamıyoruz, çünkü bu mahkemenin siyasi yönü ağır bastığından önüne gelen davalar PKK menşeli ise, hemen kabul, devletine milletine sahip çıkanlara aitse ret...

Bu mahkemenin yakın tarihe ait pek çok örnekleri vardır, teröristse hemen tazminat, Müslümansa tazminatı git kendi ülkenden iste kararı...

Terörü övme ile terörist başına övgüler yağdırmak eylemine yargıdan aklama çıkması işte bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ortaya atmış olduğu “fikir özgürlüğü” zırvalamasıdır. Böyle gitmesi halinde sıfatlardan sayılan; sayın fahişe, sayın cani, sayın gaspçı, sayın hırsız gibi kelimeler toplumda yaygın hale gelirse şaşırmayın.

İyiye doğru gitme yerine maalesef yanlışlara doğru giden bir toplum haline geldiğimizi de kabul edelim. Her şey bozulduğu gibi, başkalarının bize verdiği takma aklı baz aldığımız için yargı değerleri de giderek bozluyor.

Artık bizim diyebileceğimiz adalet anlayışı yanında “Avrupa’nın ne diyeceği” adaleti hukuk kültürümüzü teslim almış durumdadır.

Bu durumda tarihi değerlerimizin de bir kıymeti kalmamıştır.

Kısaca Müslümanın değerleri altta, Hıristiyanın değerleri üstte.

Asimile köprüsünden karşıya geçmek üzere bulunduğumuz bu şartlarda artık biz yokuz, Avrupa vardır. O ne derse biz de onu yapmak zorundayız.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi Teröristbaşı Öcalan’a “sayın” diye hitap edenleri fikir özgürlüğü kapsamında kabul ederek beraat olarak içtihat etmesi, benim aklıma binlerce şehit ailesinin bu karara karşı ne gibi iç çekişmeler yaşadığını getiriyor.

Bağrı yanık bu aileler dairenin kararına acaba ne dediler?

Düşünün ki ananızın ırzına geçenden birileri yanınızda “sayın ırzcı” diye bahsediyor.

Veya babanızın katiline “sayın katil” diyorlar...

Tabii ki öylesi bir aymazlığa veya kasıtlı söylemlere insanın tahammül derecesi bir noktaya kadardır. Masumu incitip caniyi yükseltmek olgusuna hangi insanın sigortaları dayanabilir? Kim bu edepsizliğe, yüzsüzlüğe razı olur?

En azından yüreği dağlar kadar yanan bir anneye saygısızlık ve de kanunun yasakladığı suçu alenen övmek değil midir?.. Öcalan, mahkemede 40 bin insanın öldürülmesinden sorumlu olduğunu açıkça ve de pervasızca ifade ettiğine göre, öylesi bir katile öldürülen insanların gözünün içine baka baka sayın demenin ne anlamı olabilir veya neyi aklamaya yönelik olabilir?

Vatana, millete silah çekenlere “vatan haini” derken, şimdi kalkıp pervasızca övgülü sözler söylemek o cürümü övmek değil de nedir?

Yoksa, cürüm övmeyi hakimlerimiz nasıl anlıyorlar?

Artık kişiliklerden simgelenen bir hayat var önümüzde, hiç kimse diğerine bodoslamadan yakışmayanı söyleyemeyeceği gibi, işlemiş olduğu yüz kızartıcı suçların banisi kesilen eli kanlı katillere de övgüler yağdırmak gibi bir hakka sahip olmadığımızı bilmeliyiz.

O bakımdan önümüze açılan “fikir özgürlüğü” yakıştırmasını yeniden ele alarak gözden geçirmek gerekir. Fikir özgürlüğü dediğimiz terane nereye kadar?

Sonsuza kadar mı?

Yoksa bir başkasının hürriyet sınırına kadar mı?

En azından mahkemeler kararlarını, öncelikle kanunlara uygun, daha sonra da halkın bilinç altındaki travmasına acı vermeyecek şekilde verirlerse topluma huzur gelir, bu anlamda adalet toplumun huzuru demektir.

O yüzden sayının hangi maksatla kullanıldığı önemli, övgü de olabilir sövgü de olabilir, komşusunun tavuğuna kış bile demeyene sayın övgü olabilir, ama terörist için kullanıldığında terörü kışkırtıyorsunuz demektir...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi