Fatih Camii açılıyor
Evvelki gün adı gibi salih bir insan olan Salih Boynukalın'a son görevimi yapmak üzere Fatih camiine gittim.
1974 yılından 2002 yılına kadar Fatih Camii'nin cemaatinden biriyim ve bu camide başka camilerde bulamadığım bir manevi ortam hissederim. Daha bahçe kapısından içeriye adımımı atar atmaz kendimi Mekke-i Mükerreme ya da Medine-i Münevvere'deki haremi şeriflerin manevi iklimine girmiş gibi hissederim. Eyüp Sultan camiinde de aynı duyguları yaşarım. Bursa'nın tarihi camileri de bana aynı duyguyu yaşatır. Ankara'daki Hacı bayram camiinde de aynı manevi havayı hissederim. Selçukluların ulu camileri de bana ayrı bir manevi haz verir.
Fatih camiine gitmek ve orada ibadet etmek benim için yaşadığım ama anlatamadığım bir hazdır, zevktir, keyiftir.
Yalnız 13 senedir bu manevi havayı bozan bir süreç yaşanıyordu.
Fatih camii 1999 depreminden bu yana içinde inşaat iskelesi eksik olmayan insanın içini karartan bir durumdaydı. 2008 yılından itibaren de kapsamlı bir restorasyon için tamamıyla iskele ile kaplıydı. Cemaat iskele altında demir direklerin arasında darmadağınık bir yaygının üzerinde namaz kılıyordu. Bu dağınıklık insanda ne huzur bırakıyordu ne de huşu.
İstanbul'un her tarafında '29 Mayıs'da Fatih Camii ibadete açılıyor.' pankartlarını görünce sevindim. Fethin sembollerinden birinin fetih yıldönümünde açılacak olması manidardı.
29 Mayıs'ta İstanbul dışında olacağım için camii görmek istedim. Önemli bir restorasyon çalışmasıydı.
1462 yılında başlayan inşaat 1470 yılında bitmişti. Sekiz senede yapılan cami 13 senedir tamir ediliyordu.
Camiin güneyindeki iskeleler kaldırılmış, temizlik yapılmış cami bütün ihtişamıyla ortaya çıkmıştı. Camii oradan görmek muhteşem bir tabloyu seyretmek demekti. Ama asıl ibadet mahalli olan iç kısmı önemliydi. İşçilerin girip çıktığı kuzey kapısını açtığımda gördüğüm manzara müthişti. 38 senedir gördüğüm iç mekan ile şimdiki iç mekan arasındaki muazzam bir fark vardı.
Eskiden camie girince onun manevi hazzını ve huzurunu yaşardım şimdi camiin fiziki güzelliği de insanı büyüleyici bir güzelliğe bürünmüştü. İnsanın gözünü de gönlünü de dolduran bir güzellik vardı. İnsana hemen secde etme ve sürekli ibadet etme duygusu veriyordu.
İç mekanın genişliği ve büyüklüğü ortaya çıkmıştı. İç mekanın gerçek büyüklüğünü gösteren de özel olarak imal edilmiş muhteşem halısıydı. İnşallah aralara ayakkabılık koyarak bu güzelliği katletmezler.
Camiin içini görünce maşallah demekten kendimi alamadım. Son günlerde yaşadığım en mutlu andı Fatih Camii'nin restorasyon sonrası güzelliğini görmek.
Fatih camii Osmanlı tarihi boyunca imparatorluğun en önemli ilim merkezlerinden biriydi. Bugünkü İstanbul Üniversitesi'nin o günkü adıydı.
Simgesel özelliği de vardı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü son on yıl içinde ülke çapında binlerce esere hayatiyet vererek tarihi yeniden canlandıran fevkalade başarılı bir restorasyon süreci başlattı. Sadece camiler değil hanlar, kervansaraylar, bedestenler, Mevlevihaneler, kütüphaneler, kaleler ve tarihi özelliği bulunan eserleri restore ederek istenirse neler yapılabileceğini de ispat etti.
Daha önce de yazmıştım tekrar etmek istiyorum, son on yıl içinde yapılan restorasyon son bin yılın en kapsamlı restorasyonudur. Osmanlının en güçlü zamanında bile böylesi kapsamlı restorasyon yapılmamıştır. Çünkü vakıflar kendi gelirleriyle ayakta duran müesseselerdi, devletin malı değildi. Cumhuriyet döneminde vakıf eserleri, genel müdürlük altında devletin tekelinde toplandığı için artık devletin himayesine girmişti. Tabii önceki hükümetler zamanında da kimi restorasyon çalışmaları yapıldı ama söylediğim gibi bu kadar kapsamlı bir çalışma bin yılın en kapsamlı restorasyonudur.
Türkiye'nin her tarafından tarihi eserler ihya edilmiştir/edilmektedir.
Fatih camii son örneklerden biridir.
Camiin bu şekilde restore edilerek açılması her şeyden önce cemaate ve diyanete muazzam bir hizmettir.
Camiin bu güzelliğine kavuşması Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün önemli başarılarından biridir.
Fatih camiinin son hali devletin büyüklüğünü de hissettirecek mahiyette.
Emeği geçenlere ne kadar teşekkür etsek azdır.
Cami imar edilmiştir ama inancımıza göre camiin gerçek manada imarı cemaat iledir.
Namazı, kötülüklerden alıkoyan cemaat ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.