M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Kemalistler Hakimlik, Savcılık yapabilir mi?

Kemalistler Hakimlik, Savcılık yapabilir mi?

Kemalistler hakimlik, savcılık, öğretmenlik, valilik, kaymakamlık gibi kamu hizmetleri yapabilir mi?.. Bence yapamazlar, yapmamalıdırlar... Niçin? Arz edeyim:

Önce tekraren belirteyim: Kemalizm, M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra Sabataycılar ve Kriptolar ve onların peşine takılanlar tarafından çıkartılmış bir ideoloji veya ideolojimsi bir şeydir.

M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra çıkartılan bu ideolojinin temeli İslam aleyhtarlığıdır. İslam ise millî kimliğimizin ve millî kültürümüzün temelidir.

Bir Kemalist elbette avukatlık yapabilir ama hakimlik ve savcılık yapması doğru olmaz; çünkü din, inanç, vicdan, fikir, inandığı gibi yaşamak hürriyetleri konusunda onun âdil ve objektif olması mümkün değildir.

Kemalizm resmî ideoloji iken (bir bakıma hâlâ da öyle ya...), Kemalist hakimlerin, savcıların, vali ve kaymakamların yaptıklarını çoğumuz biliyoruz.

Millî Şef İsmet Paşa samimî bir Kemalist değildi ama siyaseten Kemalist görünmüştür. Yaptıklarını biliyoruz: 1945'e kadar matbuatın (basının) dinden bahs etmesi yasaktı... Onun zamanında binlerce cami kapatılmış, satılmış, kiraya verilmiştir. Okullarda din dersi verilmiyordu. Özel olarak din dersi vermek de yasaktı. Nice din alimi, fakih, şeyh sürgündeydi. Birkaç namaz hocası, mevlit kitabı dışında dinî yayın yapılamıyordu. Ezan-ı Muhammedî okumak yasaktı, okuyanın canına okunuyordu.

Kemalizm bir aksiyon değil, bir reaksiyondur.

Kemalizm bir egemen azınlık ideolojisidir.

Kemalist Parti isminde bir parti kurulsun ve seçimlere girsin, yüzde bir ikiden fazla oy alamaz. Kemalizm ideoloji olarak yasaklanmasın ama özelleştirilsin.

Kemalist savcıların ve hakimlerin âdil olmaları mümkün değildir.

Kemalist öğretmenlerin çocuklarımıza, genç nesillere iyi, vasıflı, sağlam, güçlü bir eğitim vermeleri mümkün değildir.

Kemalizm Türkiye'ye her zaman bir ayak bağı olmuştur.

M. Kemal'i sevmek başka şeydir, Kemalist olmak başka şey.

Kemalizmin de türleri vardır. Belki de elli çeşit...

İkisi de aynı kapıya çıkar ama Ziya Gökalp'in Kemalizmi ile Moiz Kohen Tekin Alp'in Kemalizmi yüzde yüz birbirine benzemez.

Bendeniz bir Müslüman olarak, İslamcılık ideolojisini bile kabul etmem. Nerde kaldı ki, Kemalizmi kabul edeyim...

Kemalist ideolojinin Türk lisanı, millî tarih, millî eğitim, millî kültür, millî mimarî üzerinde çok kötü tesirleri olmuştur.

Bu ideoloji yüzünden Türkiye halkı artık atalarının Türkçe mezar taşlarını bile okuyamayacak derecede kara cahil olmuştur.

20 yaşındaki üniversiteli bir gence 1927'de basılmış bir Çalıkuşu romanını veriniz, zavallı okuyamayacaktır. Çünkü Kemalizm-zededir.

M. Kemal Paşa zamanında liselerde mantık okutuluyordu. Onun ölümünden sonra çıkartılan Kemalizm devrinde doğru dürüst okutulmadı ve neticeyi görüyoruz.

Bugün ülkemizde İslam gerçek şekliyle bilinmiyor ve uygulanmıyorsa, bunun asıl suçu Kemalist rejime aittir.

Bugün Türkiye'de din sömürüsü varsa, bundan Kemalistler sorumludur.

Bugün Türkiye'de, birtakım zavallı kadınlar, köleliğin en çirkini olan fahişeliği, resmî TC vesikalarla devletin himayesinde serbestçe yapabiliyorsa, bu Kemalizm yüzündendir.

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat darbelerini kimler ve ne için yaptılar? Kemalistler tarafından, Kemalizmi ayakta tutmak için değil mi?..

Bu darbeler yüzünden Türkiye'nin kaç kez beli kırılmadı mı?

Kemalist darbeler ve darbeciler yüzünden ülkemiz, devletimiz, halkımız geri kalmadı mı?

Fanatik ve agresif Kemalistler benim bu yazdıklarımdan hiç hoşlanmayacaklar. Soruyorum: Haksız mıyım?

Sövüp saymayı bıraksınlar ve medenî, efendi, görgülü ve kibar insanlar gibi gelip tartışsınlar.

Kemalizm şapkayı uygarlık alameti olarak görmüş ve Türkiye halkına zorla şapka giydirmişti. Şapka devrimine karşı çıkanların bazısı idam edilmişti. Aradan doksan yıl geçtikten sonra bir de baktık ki, uygar dediğimiz dünya şapkayı bırakmış. Biz de bıraktık ama şapka kanunu hâlâ duruyor.

Şapkayla mapkayla medeniyet olur mu?

Atom bombası yapan Hindistan'ın başbakanı sarıklı, sakallı bir Sih...

Bir maymunun başına şapka geçirsek akıllı ve uygar olur mu?

Evet artık özelleştirilsin şu Kemalizm. Kemalistler isterlerse Kemalist Parti bile kursunlar.

Savcıların, hakimlerin, öğretmenlerin, valilerin, kaymakamların, subayların ideolojisi olmasın.

Soruyorum: Demokrat, insan haklarına bağlı ve saygılı, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş ülkelerin içinde bir tek resmî ideolojili ülke var mıdır? Yoktur yoktur yoktur...

Hattâ, bu saydığım meslekler İslamcılara da kapalı olsun ama Müslümanlara olmasın. Çünkü bu memleket Müslümandır, Müslümanlar çoğunluktadır, gerçek ve olgun bir Müslüman adaletsizlik yapmaz...

* (İkinci yazı)

Müslüman bir Liseliye

Binmişsin bir alamete, gidiyorsun kıyamete... Türkiyelisin, anadilin Türkçe ve sen 1927'den önce yazılmış, basılmış Türkçe kitapları, metinleri okuyamıyorsun...

Diyelim inançlı, dindar bir gençsin ve lisede sana doğru dürüst din kültürü verilemiyor. Pardon, verilemiyor değil, verilmiyor.

Sözde Türk edebiyatı okutuluyor ama sana klasik Türkçe'nin en büyük şair ve ediplerinin şaheser kitaplarını okuyup anlayacak derecede zengin Türkçe öğretilemiyor.

Liselerde millî kültür, millî kimlik, millî ahlak ve karakter terbiyesi verilmiyor.

Namaz kılmak istiyorsun, okulun alt katında ibadetini yapabileceğin bir mescid yok. Bunu sana ve dindar arkadaşlarına çok görüyorlar.

Türkiye Kuzey Kore gibi bir rejime sahip değil ama birileri sana durup dinlenmeden resmî ideoloji propagandası yapıyor, beynini yıkıyorlar.

Dünyanın bütün güçlü eğitim sistemlerinde lise bitirme ve bakalorya (=olgunluk) imtihanları vardır, bizde bunlar yok.

Eğitim sisteminin seni küçük bir beyefendi (yahut küçük bir hanımefendi) olarak yetiştirmesi gerekirken bu yapılmıyor.

Eğitimin amacı biraz fizik biraz kimya biraz cebir geometri değildir. Eğitim, genç kuşakları olgun, güçlü, vasıflı yetiştirmektir.

Bir eğitim bunu yapamıyorsa o bir yüktür.

Evet genç liseli, düşün taşın... Nasıl iyi ve vasıflı bir insan, (dindarsan) iyi bir Müslüman, iyi bir vatandaş olacaksın?

Böyle olamazsan harcanacağını biliyor musun?

29.05.2012

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi