Türk Hava Yolları
İşim icabı Türk Hava Yollarını çokça kullanan biriyim...
Üç uçak değiştirmek zorunda kaldığım günler var...
Bu kadar sık yani...
Uzun zaman iyi gitti. Her seferinde bir yazı yazıp THY Genel Müdürü değerli hemşehrim Doç. Dr. Temel Kotili kutlamak istedim...
Bir türlü elim değmedi. Nasip bugüne imiş...
Önce şunu söylemem lâzım ki, zarar etmesi dâhil tüm olumsuzluklarına alışıp artık kanıksadığımız THYnin bugünlere geleceğini tahayyül bile edemezdim...
Abus suratlılık, hantallık, yolcuyu adam yerine koymayan tavır gitmiş yerine güler yüz, kaliteli ve hızlı hizmet, anlayış, ilgi gelmişti. Üstelik de iyi kâr ediyordu. Kısacası THY birinci sınıf bir havayolu şirketi olmuş, gerçek anlamda uçmuştu!
Ne var ki, son zamanlarda, Atatürk Havalimanının yetersizliğinden kaynaklanan gecikmeli iniş-kalkışlar, olumlu duygularımızı olumsuza çeviriyor.
Bunun THY yönetiminden değil havalimanı işletmesinden, daha doğrusu limanın yetersizliğinden kaynaklandığını elbette biliyorum. Ancak ben dâhil, yolcuların buna tahammül etmesi, git gide daha da zorlaşıyor...
Bir uçağın içinde yarım saat, bazen bir saat beklemek zordur... Zor ne kelime, hatta çıldırtıcıdır.
Bu gerginlik üzerine bir de pilot, Gösterdiğiniz anlayış için işletmem ve şahsım adına teşekkür ederim deyince, insan tam deliriyor!
Dalga mı geçiyor? diye düşünüyorsunuz. Çünkü anlayış filan gösteren yok, sadece mahkûmiyetten, mecburiyetten ve çaresizlikten dolayı susuyoruz. Yoksa hava trafiğinden kaynaklanan bu geç kalkış ve inişler yüzünden bazen uçak kaçırıyoruz, bazen randevumuza yetişemiyoruz, maddi ve mânevi zararlara uğruyoruz. Buna bir çözüm bulmak lâzım.
Konuya girmişken, uçakta yapılan kimi gerekli, kimi gereksiz anonslardan da bahsetmeliyim. Bazı pilotlar konuşmuyor, homurdanıyor, anlamak mümkün değil. Bazı anonslar ise Türkçenin rengine, ahengine, en önemlisi de gramerine uygun değil: Keşke anons metinleri bir edebiyatçının süzgecinden geçirilse...
Amacı aşan ifadeler içeren anonslar da var. Alçalma bunlardan biri meselâ: İnişe geçmek üzere alçalmaya başlamış bulunuyoruz. Lütfen koltuğunuzu dik, masalarınızı kapalı duruma getiriniz, vesaire...
Bu anonsa her defasında aynı tepkiyi gösteriyorum: Ben sizin keyfiniz için alçalamam!
Alçalma yerine kaim (geçerli) başka kelime mi yok Türkçede Allahınızı severseniz? Meselâ: İnişe geçiyoruz, masalarınızı lütfen kapatınız filan olabilir.
Sade ve yalın: En azından içinde alçalma geçmiyor!
Hatta bunu dert edindim, şikâyet kutusuna not da bıraktım, lakin kimse bana dönmedi. Umursanmadım belli ki...
THYde bir duyarsızlık ve umursamazlık mı var?
Birinci sınıf olduğunu iddia eden bir havayolu şirketinin müşteri memnuniyeti konusuna duyarsız kalması normal mi?
Bir de her uçağa, paralı müşteriye hitap eden ve Bussines Class denen bir ayrıcalıklı ortam monte edildi. Eskiden boğaz vapurlarında vardı. Sonra ayrımcılık oluyor diye kaldırıldı. Uçaklarda ayrımcılık olmuyor mu?
Herhalde bunu ayrıca yazmam gerekecek, çünkü sinir oluyorum!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.