Mavi Marmara hangi limana yelken açacak?
Bugün Mavi Marmara gemisine yapılan saldırının üzerinden tam iki yıl geçmiş olacak. Güzellik ve iyiliklerle dolu bu gemi Siyonist İsrail rejimi tarafından ambargo altında inim inim inletilen Gazzede yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek için Akdenizin mavi sularına açılmıştı.
Bu sürecin en can alıcı noktası şudur: Siyonist İsrail tarafından piyasaya sürülen bütün tehditlere karşı yükümüz insani yardım şiarıyla rest çeken beş yüz kadar gönüllü İHH tarafından organize edilen Mavi Marmara seferiyle insanlık tarihinde bir çığır açtılar.
Hiç şaşırtmayan bir şekilde İsrail, ırkçı-işgalci bir zorbalık düzeni olduğunu teyit etti ve ağır bir saldırı tertipledi. 9 kardeşimizi katletti ve 19u ağır olmak üzere 189 insanı yaraladı. Gemiyi içindeki insanlarla beraber gasp etti ve kendisine yaraşır bir biçimde yağmaladı. Yüzlerce insani yardım gönüllüsünü günlerce tutsak ederek sadece Ortadoğuda değil dünyada eşi benzeri olmayan bir korsanlık örneği sergiledi.
Peki, kazanan bir savaş makinesi olarak işleyen İsrail zorbalığı oldu da insanlık adına sergilediğimiz mücadelede bizler kaybedenlerden mi olduk? İşlenen sistematik cinayet, gasp ve yağmalar İsrailin yanına kâr kaldı da bizlere unutamayacağımız bir ders mi vermiş oldu?
Proje Bollukta, Tutarlılık Kıtlıkta!
Organizasyonun başındaki İHH ve Mavi Marmara gemisinin Gazze seferine üzerine epeyce tartışma oldu. Eleştiri ve özeleştiriden daha fazla belki de kimi kara kimi gri birçok karşı propaganda tertiplendi.
Niçin, neden ve niye şimdi soruları kadar arkasında kim var, kime hizmet ediyor soruları hiç eksik olmadı. AK Parti Hükümetinin projesi mi yoksa ABDnin Büyük Ortadoğu Projesi mi? İran bu işin neresinde, selefi-el-Kaideci yönlendirmenin etkisi nedir? gibi komplo teorilerine zemin hazırlayan fakat birbiriyle taban tabana zıt onlarca şüphe yumağı atıldı ortalığa.
Bu arada bir şeyi iyice öğrendik: Düşünce ve eylem alanında dinamizm üreten bir toplum olamayacağımıza dair tepeden bakan müstağni bakış açısı sanılanın aksine sadece Batıya, oryantalizme ve sömürgecilere ait değilmiş.
Okuduğu yarım yamalak sosyal-siyasal bilimler literatürüyle ortalıkta dolaşan epeyce aydın veya yarı-aydın tipler konjonktürel olarak yükselen risk trendine ve ortaya çıkan kısa vadeli sonuçlara bakarak panik havasına girdiler.
Mağdur olduktan öteye rezil olduk hatta bundan sonrası daha da kötü olacak, İsrail perişan edecek hepimizi havasına girenler, bu havayı yaymakta çok iştahlı davrananlar oldu. Dün ya da bugün için söylenen hangi tuzaklara düşüldü ki yarın için yükseltilen korku dolu feryatlara haklılık payı verelim.
Siyonist İsrailin kanlı ve zalimane Mavi Marmara baskını için bırakın Uluslararası alanda Türkiyede dahi bir şey yapılamayacağı söylendi durdu. Hükümetin korkup ipe un sereceği, İsrail lobisi tarafından yargı mekanizmaları içerisinde dosyaların kaybettirileceği velhasıl bu işin unutturulmasının İHHnın da işine geldiği çok net hatta keskin ifadelerle tekrar edildi.
Gemi Mavi, Bülten Kırmızı, Korsanlar Mor!
Şimdi bu anlattıklarımız çerçevesinde İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçen hafta kabul edilen Mavi Marmara iddianamesine iyice bakmamız gerekir. İstanbul Cumhuriyet Savcısı M. Akif Ekinci tarafından hazırlanan iddianame, incelenmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmuştu.
İddianamede, İsrail askerlerinin yaptığı saldırı nedeniyle 9 kişinin öldürüldüğü, 50den fazla kişinin de yaralandığı belirtilerek, olay tarihinde İsrail Genelkurmay Başkanı olan Gabiel Ashkenazi, DKK Alfred Marom, HKK Avishay Levi ve İstihbarat Başkanı Amos Yadlinin şüpheli olarak yer aldı. İddianamede firari sanık olarak yer alana 4 üst düzey Siyonist komutan için 10 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Diplomatik kaynaklara dayanarak konuya dair haber yapan Haaretz gazetesi, komutanlar için Kırmızı Bülten çıkarılabileceğinden endişeli. Ayrıca iddianamenin reddedilmesi için Washingtonun, Ankaraya ağır bir baskı yaptığı da konuşuluyor. Kırmızı Bülten çıkar mı çıkmaz mı, Siyonist katiller tutuklanır mı tutuklanmaz mı şimdilik bir şey söyleyemeyiz. Ama Türkiye-İsrail ilişkilerinin geldiği ve geleceği noktada Siyonist katillerin iyiden iyiye morardığını görememek akıllı adam işi olmasa gerek.
Mısırda Mübarek despotizminin alaşağı edilmesiyle beraber Gazze şimdilerde kısmen rahatlamış durumda. Ancak Baas-Esed cuntası tıpkı Siyonist rejimin Filistin halkına yaptığı gibi Suriye halkına cehennemi yaşatıyor. Mavi Marmaranın rotası ne zaman Suriyeye doğru yönelecek acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.