Uludere... Erdoğan, Muhafazakârlar, Liberaller... Kim neyin peşinde?..
Katıldığımız televizyon programlarında karşımıza hep Uludere meselesi çıkarılıyor...
İlginç bir durum; Uludere olayının ardından, AK Partiyi ve özellikle de Başbakan Recep Tayyip Erdoğanı hedef alan Muhafazakarların ve Liberallerin talepleri belirsiz...
Suçluyorlar ama ne istediklerini söylemiyorlar.
Yönetim, hata olduğunu söyledi mi?
Evet.
Özür diledi mi?..
Evet...
Yüklü tazminatlar ödedi mi?
Evet.
Soruşturma başlattı mı?..
Evet.
Konuyu yargıya taşıdı mı...
Evet.
Hukuk devletinde bundan fazlası ne olabilir?..
Ekranlarda da dile getiriyorum; binlerce vatandaşımızın katili Apoya ne yapıldı?..
Süreç malûm:
Yargılama, cezalandırma...
İdam kararı...
İdamın rafa kaldırılması...
Ve APOnun örgütünü Bekaada olduğundan daha rahat bir şekilde yönetmesi...
Asmadık, besliyoruz!..
Birileri, Hata zanlısı askerler için nasıl bir prosedur uygulanmasını istiyor...
Ne yani;
Recm mi edilsinler!..
¥
Özellikle Muhafazakar takımından birilerinin kasıtlı hareket ettiklerini zannetmiyorum.
Bu ezik arkadaşlarımız; AK Partiye Uludere üzerinden yüklendikleri takdirde Derin Solun gözüne gireceklerini düşünüyorlar...
Böyle bir psikoloji; inanıyorlar ki AK Parti uzun sayılamayacak bir süre sonra siyasi hayattaki gücünü büyük ölçüde yitirecektir.
Bunlar da, Derin Sola muhtaç olacaktır.
Onun için, şimdilerde yarınlar için malzeme biriktiriyorlar!..
Yarın, korktukları gerçekleşirse, Derin Solun azılı mensuplarının yanına gidip, Ben AK Partinin en güçlü olduğu dönemde şöyle, şöyle karşı çıkmıştım! diyecekler...
Ne kadar inkar ederlerse etsinler, kendilerine aydın diyen bu muhafazakarlar, kelimenin tam anlamıyla sağcıdır.
Korkak, ezik, küçük hesapçı!..
¥
Zulmün her türlüsüne hayır; Uluderedeki hatanın ve hatta varsa kastın hesabını hukuki yollardan sonuna kadar soracağız...
Bu hesabın sorulup sorulmadığının takipçisi olacağız...
Bununla birlikte...
Güvenlik güçlerimizi de, Vurmasan beter, vursan bin beter! pozisyonunda bırakmayacağız...
¥
Bazı muhafazakarlar, Uludere başlıklı gündem maddesinde Derin Solun kuyruğuna takılmış giderken...
Onlardan çok daha bilinçli olan Liberallerin çok önemli bir bölümünün tavırlarında kasıt var.
Bunların çoğu Eski Tüfek; 12 Eylül öncesinde, Derin Sol teröre kalemleriyle hatta kimi zaman da silahlarıyla öncülük etmiş isimler...
İdeolojinin ya da Derin Sol Paradigmanın iflas etmesi üzerine, sığınacak limanlar aradılar.
O günlerde bu takımın desteğine ihtiyaç duyan Merhum Özal da, bu adamları, kadınları kanatları altına aldı.
Adam yerine koydu.
Sonraları, Meşruiyet problemi olan Dindar medyanın bazı unsurları bunlara kucak açınca, bayağı popüler oldular...
Ve iyi paralar kazandılar.
Öyle ki, bazı medya organları, muhabirlerinin üç kuruşluk maaşlarını bile aksata aksata öderken, bunlara akla ziyan dolar maaşları ödediler...
Zaman içinde, AK Parti iktidar oldu.
Gücünü her seçimde biraz daha artırdı.
Ve yeni dengeler içinde, Liberal desteği fazla önem taşımamaya başladı...
Birkaç yıl öncesine kadar hak ettiklerinin çok üzerinde ilgi gören ve para kazanan bu Eski Tüfek Liberaller kullanılıp kullanılıp bir kenara atıldıkları gibi bir hissiyata kapılınca da, olur olmaz yerlerden muhalefet etmeye başladılar.
Aslına bakarsanız, bu adamlar şu anda da hak ettiklerinin çok üzerinde ilgi görüyor ve çok üzerinde para kazanıyorlar...
Ama, mesela bir sekiz yıl öncesiyle kıyaslandığında bir ilgi ve de gelir kaybına uğradıkları da âşikar...
Bundan dolayı da AK Partiye ve onun eksenindeki gruplara,
Bizi öyle kullanıp kullanıp, kâğıt mendil gibi çöpe atamazsınız mesajını veriyorlar.
Yoksa, Uludereymiş, oradaki insanlarmış...
Bu Eski Teröristlerin ne umurunda!..
¥
Tabii meseleyi, sadece ilgi ve gelir kaybına bağlamak eksik olur...
Meselenin bir de Dış boyutu var...
Esas da orada...
Ne dersiniz, yarın devam edelim mi!..