Ayda en az 4 bin lira - Sayın Hamdi Topçunun açıklaması!..
Sinir olduğum bir mesele:
Birkaç gündür el atmayı düşünüyordum, araya başta büyük dava adamı Abdürrahim Karakoçun vefatı olmak üzere bazı sıkıntılar girince bugüne kaldı.
Hava İş Sendikası denilen örgüt, Türk Hava Yolları personelini grev tezgâhına getirince, trafik hayli aksadı.
Memleket işleri aksadı.
Bugün, dünkü gün değil...
Bundan, çok değil, 10-12 yıl önce, uçağa binme bahtiyarlığına erişebilen sıradan vatandaş mutlaka merdivenlerde hatıra fotoğrafı çektirirdi.
Şimdi, uygun zamanlarda otobüs fiyatına geliyor uçak seyahati.
Türkiye çok büyüdü; mesafeler de ters orantı hesabıyla küçüldü.
İyinin kötü tarafı ise, hava ulaşımındaki aksamalar dün olduğundan çok daha pahalıya patlar oldu.
Başta Atatürk Havalimanı olmak üzere hava trafiğinin merkez noktaları, yoğunluktan dolayı güç bela iş yürütürken bir de grev çıktı.
İşveren zulmüne karşı bir tedbir olarak greve başvurulabilir.
Türk Hava Yollarındaki grevi böyle görebilirsiniz de, böyle değil.
Abi, listeye baktım; grevcilerin en az alanı ayda 4 bin lira (2 bin dolardan Fazla) para götürüyor.
İlaveleri de kattığınızda, ohoooo...
Dersiniz ki;
Daha ne istiyon oğlum dayak mı!..
Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürüttükleri Hava-İş Sendikasına yılda 10 milyon TLye yakın...
Yani, eski hesap 10 trilyon liraya yakın para ödediklerini söylüyor...
Anlamadığım şu;
Bu parayı, greve katılan THY personelince bile bilinmeyen yerlerde kullanan sendika, baskı kurarak kazancını artırmak ve bu arada, çözüm peşindeki AK Parti iktidarını sıkıştırma faaliyetlerine katkıda bulunmak istiyor olabilir de...
Greve katılanların derdi ne?.. Ayda 40 bin lira mı istiyorlar Türk Hava Yollarından!..
İşin ilginç tarafı; 300 kadar personeli greve çıkartan sendika yetkili de değil!..
Yetkili sendika olmadığını mahkemeye başvurusunda ifade eden bir sendika, yılda 10 trilyona yakın para alıyor Türk Hava Yollarından...
Besle kargayı oysun gözünü!..
Grev yapanların tuzları da fevkalade kuru; öyle ki...
THYdeki hosteslerin aldığı, milli geliri bizimkini defalarca katlayan Almanyanın havacılık devi Lufthansadakilerin ellerine geçenden çok daha fazla.
Dedik ya, bizde en az alan 4 bin TL alıyor...
Tamam, bunlar sendikanın oyununa geldi ve greve gitti...
Greve git ve arkasında dur...
Hayır; bir de koşturup rapor almış bu varsıl THY çalışanları...
Hasta olmayanlara hastaymış gibi rapor düzenleyen doktorların da başları dertte şimdi...
Yetkisiz sendika ya; önce THY personelini yakar, sonra da doktorları...
Meseleyi kavramaya çalışıyorum; yetkisiz sendikanın maaşlar konusunda fazla bir şey diyebildiği yok.
En büyük dert olarak öne sürülen, Personel fazla uçuş yapıyor!..
Bu doğru mu?..
Olması mümkün değil, zira Binali Yıldırım - Hamdi Topçu - Temel Kotil üçlüsünün yoğun gayretleri sayesinde kısa sürede dünyanın en önemli markalarından biri haline gelen Türk Hava Yolları, bu durumunu biraz da sivil havacılık kurallarına sıkı sıkıya uymasına borçlu.
Hamdi Topçu da buna vurgu yaparak,şunları söylüyor:
Sivil havacılık kurallarına göre, ayda 110 saat uçuş yapılabiliyor. THY hostesleri son 3 ayda ortalama 68 saat, pilotlar 75 saat uçtu. Ayrıca 70 saatin üzerinde uçuşlarda, yüzde 75 oranında zamlı mesai ödeniyor. Çalışanların daha çok saat uçmak istediği de unutulmamalı.
Evet, çalışmaya niyetli olanlar daha fazla uçmak istedikleri halde, THY sivil havacılık kuralları gereği, buna izin vermiyor...
Mesele gayet net; milyonlarca vatandaşın hayalini bile göremediği şartlarda çalışan bu azınlık resmen kaşınıyor...
Kaşınanları kaşıyan Meclis iradesine şapka çıkartıyorum!..
EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR
Geçtiğimiz günlerde meslektaşımız Sedat Yazıcıoğlunun sunduğu Sağduyu adlı programa katıldık.
Programda, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile emeklilikte yaşa takılanlar konusunda hayli uzun ve biraz da alevli bir tartışmamız oldu.
Bu sırada, Beyaz TVdeki programa benim tezlerimi destekleyen binlerce mesaj geldi...
İlginin büyüklüğünü gören Sayın Canikli de, vatandaşların Salı günleri yapılan AK Parti Grup toplantılarında kendisini bulmaları halinde ilgileneceğini söyledi.
Topu ceza sahasına kadar getirdik işte...
Buyurun!..