Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Necip Fazıl’dan Abdurrahim Karakoç’a mezar nasibi

Necip Fazıl’dan Abdurrahim Karakoç’a mezar nasibi

Kim bilir kimin arka toprağı hangi beldede nerede

Necip Fazıl’a nasip olmayan nasip oldu Abdurrahim’e

Vasiyeti yazmak, söylemek, duyurmak kolay amma

Esas onu yerine getirecek adamları bulmak mesele.

¥

Madem her iki üstadı bir arada andık. Önce temiz ruhlarına Fatiha okuyarak başlamalıyız söze. Aziz ruhları için El Fatiha.

Önceki gün gazetede icra kurulu başkanımız Mustafa Karahasanoğlu ve Yalçın Turgut ile sohbet ederken, mevzumuz haliyle rahmetli Abdurrahim ağabey üzerineydi.

Takdir edilmek, sevilmek, bu dünyadaki en büyük mükafaat bir insana. Abdurrahim ağabeyin hasletleri üzerine konuşurken Bağlum’a defni söz konusu oldu.

Mustafa Bey’e, Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın; neden Bağlum’u tercih ettiğini sordum ve şu cevabı aldım.

“Rahmetli Necip Fazıl’ın yazılı vasiyeti vardı. ‘Beni efendimin yanına defnedin’ diye. Fakat o yıllar darbe seneleri olduğu için bu vasiyeti yerine getirilemedi.

Tayyip Bey de bu mevzuyu iyi bilenlerdendir. Sanıyorum onun içinde bir ukteydi. Arvasi Hz.lerinin yanı Üstada nasip olmayınca, bir Necip Fazıl ve Arvasi dostuna nasip olsun babında düşünmüş olabilir kanaatindeyim.”

¥

Doğrusu üstadın bu vasiyetinin yazılı olduğunu bilmiyordum meğer yazılıymış. Demek ki, Tayyip Bey’in de aklından hiç çıkmamış.

Abdurrahim Karakoç gibi bir üstad sevdalısı ve üstad kadar bu toplumun aklıselim sahibi insanlarının; iliklerine, yüreklerine, vicdanlarına, imanlarına hitabeden bir şairin, Arvasi Hz.lerine komşu olmasını ve kısmen de olsa üstadın vasiyetinin yerine gelmesini arzulamış.

Eh insan budur işte. İster Başbakan, ister hamal olsun. Eğer kişi insan olma haysiyetini yok etmemişse, nerede ve hangi konumda olursa olsun, böyle “ince ve inci” kıymetindeki meseleleri hallediyor ve düşünüyor.

Abdurrahim ağabey sağlığında bana yetki vererek demişti ki;

-“Hüseyinim! Sen benim adıma istediğini yaz, senin söylediğin benim söylediğimdir.”

Ben de bu yetkiye dayanarak, Başbakanımızın vefasından dolayı Abdurrahim ağabey adına dualar gönderip, teşekkür ediyorum. Allah razı olsun.

¥

Sözü Abdurrahim Karakoç’a bırakmalı. “Hatırlamak Üzerine” başlıklı 1985 tarihli yazısında şunları söylüyor:

“Bir sevgili, bir okul arkadaşı, bir askerlik arkadaşı, bir hapishane arkadaşı, bir hastahane arkadaşı olabilir. Ya da bunlara benzer candan bir gönül dostu.

İş görürken, kitap okurken, caddede yürürken, yatarken veya herhangi bir yerde yıldırım düşer gibi düşer aklınıza. Özlemle beraber bir sızı duyarsınız benliğinizde.

Geçmişte yaşadığınız, bir daha dönemeyeceğiniz, göremeyeceğiniz yıllara götürür sizi. Acı günler bir yana, tatlı günlerin de acısını duyarsınız.

Ölüler toprağa gömülür, hatıralar yüreğe. Toprak mı vefalı, yürek mi vefalı bilmiyorum.”

Sevgili ağabey, her ikisi de vefalı.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi