Ortadoğuda küresel satranç
Son oryantalist Bernard Lewis, Ortadoğu kitabında, Ortadoğuda tavla en favori oyundur, eğitimli kişilerin tercihi satrançtır diye yazar ve bu iki oyun arasındaki farktan yola çıkarak bölgenin hayat tarzı hakkında irade ve kader mukayesesi ile tespitler yapar. Siyonist zihniyetten beslenen Lewis, Avrupa-merkezci medeniyet perspektifinin kodlarıyla bakar kadim medeniyetlerin anavatanına... Lewis, aslında, tavlayı daha çok Ortadoğulu milletlere, doğudan batıya giden satrancı ise çağdaş milletlere yakıştırır. Öyle ya, onlar düşünecek diğer kavimler ise zar atacaklar ve razı olacaklar başlarına gelenlere!
Huntingtonun Amerikanın Soğuk Savaş sonrasındaki dünyada stratejik çıkarlarını kusursuzca açıklayan keskin bakışlı, sağlam görüşlü bir kitap. Tarihi, coğrafi ve siyasi tahlillerin muhteşem sentezi sözleriyle övdüğü, Büyük Satranç Tahtası isimli kitabın yazarı (The Grand Cehessboard, 1997) Obamanın akıl hocası Zbignew Brzezinski 15 sene evvel Avrasya için en tehlikeli senaryonun Rusya, İran ve Çin ittifakı olduğunun altını çizmişti. İki ay evvel Washingtondaki bir konferansta ise Türkiye ve Suudi Arabistan Suriye için ne karar verirlerse ona uymak gerektiğine işaret ediyordu Brzezinski. Avrasyanın vezir ve kalesine karşı kendi tarafının vezir ve kalesini cepheye sürme iradesini dillendiriyordu bir bakıma! Daimi şah olmak için elbette!
Toskanalı romancı Mario Mazzantinin bir polisle seri katilin oynadığı satrancı yazdığı Şah Mat isimli gerilim romanında dediği gibi Her bir hamlenin bir insan hayatının kaybolmasına sebep olduğu umutsuz bir satranç oyunundan daha korkunç Ortadoğuda oynanan! Her hamlede yüz, bin, on bin kişinin ölümünün sıradanlaştığı bedbaht coğrafya! Her hamlenin cinayetlere sebebiyet verdiği yahut hamlelerin cinayetlerle yapıldığı nimetli ve mihnetli diyar!
Osman Atalay, haklı olarak isyan ediyor Suriye konusunda. Ak Parti tabanını, İslamcı STKları, yazarları, Başbakan ve Dışişleri Bakanını yalnız bıraktıkları için suçluyor! Ortadoğunun satranç ustaları lobileri marifetiyle Türkiyenin hamlelerini engellemek için kamuoyu üzerinden strateji belirliyor. Yanı başımızda öldürülen 15 bin insana rağmen Türkiyede yaprak kıpırdamıyor! Yardım kampanyalarının hesapları boş! Mitinglere rağbet yok! Arenalara yüz binler sığmıyor, Suriyedeki akan kan dursun diye haykıracak bin kişi çıkmıyor! Neden ve nasıl?! Birkaç gün evvel sosyal medyada Suriye konusunda yaptığımız bir müzakerede Yeryüzü Doktorlarından Dr. Kerem Kınık şöyle feryat ediyordu: ben insanım, bakınca insanların öldürüldüğünü görüyorum, bu rejim zulüm üzerine kurulmuştur ve devirmek farzdır ve ekliyordu: basit düşünüp zulmü görmek yerine siyasi analiz yapıp arkasında İslam düşmanlarının komplolarını arıyorlar Suriyeyi tanımıyorlar.
Kınıkın ifade ettiği komplocu zihniyet öyle klinik bir vakıadır ki masumların kanı üzerinden oynanan kirli satrancın piyonu olmaya bile-isteye razı olur. Geçtiğimiz aylarda Anadolunun değişik illerinde düzenlenen Suriye konulu toplantıların bazılarında bize, acaba salondan sağ salim çıkabilir miyiz? sorusunu sorduran güruh da, bir toplantıda dışişleri bakanına Irak üzerinden Suriye dersi vermeye kalkışan marazlı güya İslamcı kafa da aynı piyonlardan. Tüm stratejisini piyon olup olmama üzerine kurgulayan komplocu zihniyetin aklına ilkeler gelir mi? Kandan nehirler aksa adalet semtine uğramaz bu taifenin! Kim kimin uşağı, piyonu? sorusuna cevap aramakla geçer ömrü! Zalimliği müseccel ülkeler bile bugün Bosna-Suriye kıyaslamalarını açıkça dillendirirken Müslüman olup da zulme seyirci ve razı olmak ne büyük bedbahtlık!
Küreselleşen Doğu Akdeniz Satrancında hiç şüphesiz en önemli taşlardan birisi Türkiye. Bölgenin Şahı olmak için hamle üstüne hamle yapan ülkeler Türkiye kamuoyu başta olmak üzere bölge halklarını etkilemek ve stratejilerine zemin hazırlamak istiyorlar.
Peki, Bu satrancı kim kazanacak? Rusya bölgeyi bırakır mı? Küresel oyunun talihsiz kurbanları Suriyelileri neler bekliyor? Bu soruların cevaplarını arayan Dursun Yıldız ve Prof. Dr. Doğan Yaşar imzalı Doğu Akdenizde Küresel Satranç (Truva) kitabının ve Avrupa Faşizminin köklerine sorgulayan Stefan Zewigin Satranç (Can) isimli romanın tahlili haftaya kaldı! Haftaya kadar kaç can heder olacak kim bilir bu kirli ve küresel satrancın paletleri altında! Allah, bizi zulme meyledenlerden eylemesin!
Bu vesileyle, cumartesi gecesi idrak edeceğimiz Miraç Kandilinizi tebrik ediyor, sizleri Suriyeli ve Myanmarlı kardeşlerimize duaya davet ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.