Türkiye-Suriye savaşı
1- İç savaşa yaklaşılıyor değil, iç savaş yaşanıyor. Birleşmiş Milletler'in; 'Suriye'de iç savaş' uyarısı bu aşamadan sonra pek de anlamlı değil. Amaç hasıl oldu, Suriye kanlı bir iç savaşa sürüklendi.
2- Olay küçük ölçekli gerilla taktikleri olmaktan, rejimle muhalefet arası çatışma boyutundan çıktı. Şehirler tanklarla dövülüyor, muhalif birliklerin elinde füzeler bulunuyor. Suriye'de bundan sonra tek belirleyici olan silahtır. Şam yönetimi, ülkenin belli bölgelerinde kontrolü zaten kaybetmiş durumda.
3- Suriye'de devlet ortadan kalktı. Muhalifler ve Baas yönetimi arasında ideolojik, mezhep kimliği üzerinden yaşanan savaşın üstünde bir savaş daha var. Batı dünyası, S. Arabistan ve Türkiye ile Baas yönetimi, İran ve Rusya arasında bilek güreşi yapılıyor. Bölgesel ve küresel aktörler, Suriye halkı üzerinden bölgesel paylaşım mücadelesi veriyor.
4- Türkiye aslında bu savaşın içinde.. Hatta ortada Türkiye-Suriye savaşı var.. Bunu söyleyebilir miyiz? İlk tepki elbette hayır, olacaktır ama biraz düşünüp resme iyi bakınca, 'evet', bunu söyleyebiliriz.. Hatta Türkiye, bu savaşın en aktif taraflarından biri.
5- İran ve Rusya da savaşın içinde, hem de fiilen. Silah güçleriyle, istihbaratlarıyla, diplomatik kozlarıyla Şam yönetimine tam destek veriyor. Rusya ve İran'dan bu ülkeye askeri ekipman sevkiyatını konuşmaya bile gerek yok.
6- Tahran-Ankara-Moskova üçgenindeki çekişme Suriye üzerinde savaşa dönüştü. Bunun Suriye sonrası travmalarını kestirmek güç. Hangi bölgede ne tür sonuçlara yol açacağını zaman gösterecek.
7- Ancak üç ülke arasındaki çekişme daha şimdiden, Kafkaslarda Azeri-Ermeni krizi ile kendini gösterdi. Bu haliyle Suriye savaşı Kafkaslara taşınıyor. Karabağ merkezli son krizin tarafları sadece Bakü ve Erivan değil. Rusya, İran, İsrail, Türkiye ve ABD, bu krizin de tarafları.
8- ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın son açıklaması, Türkiye'nin durduğu pozisyonu tanımlıyor. Hillary, adeta Türkiye'ye 'kırmızı çizgiler' çiziyor. Hillary'nin, Suriye ordusu Halep için yığınak yaptığını söyleyerek; 'bu durumun, ulusal ve stratejik çıkarları açısından Türkiye'nin kırmızı çizgisi olabileceğini' söylemesi bir tespit olabilir. Ancak, içeride reaksiyon uyandıracak, Türkiye'nin hassasiyetlerini ABD'nin dış politik çıkarları görüntüsü verecek bir talihsizliğe de yol açabilir.
9- İngiliz basınında yer alan, aslında uzun süredir devam eden yayınlar, Türkiye'yi Suriye savaşının içinde gösteriyor. Silahların gemilerle Türkiye'ye getirildiği ve buradan sevkedildiği iddiası son derece ciddi. Ancak bu aşamadan sonra Türkiye'de pek kimsenin bunu yadırgadığını sanmıyorum. Böyle haberleri İran hatta Rus basınında görebiliriz. Ancak İngiliz basına yapılan haber siparişleri, Clinton'ın açıklaması gibi, Türkiye için pozisyon tanımlama çabasının göstergesi gibi.
10- Artık bu savaşı, masumların kanı-canı üzerinden pazarlamayı terkedelim. Bu ciddi anlamda rahatsızlık veriyor ve insanları aptal yerine koyan bir yaklaşıma dönüşüyor. Hepimiz kimlerin aslında neyin mücadelesini verdiğini çok iyi biliyoruz. Eğer bir savaşın içindeysek, ki görüntü öyle, bunu açıktan yapalım. Önüne gelene saldıran tipleri sokağa salarak kamuoyu oluşturmanın başta tehlikeleri de barındırdığını bilelim.
11- Bu aşamada Esed ve yönetiminin bir an önce iktidarı devretmesi gerekiyor. Umalım ve dua edelim öyle olsun. Bırakıp gitsinler ve bir halkın imhasının bir ülkenin harabeye dönmesinin önüne geçilmiş olsun. Aksi takdirde rejim zaten yok olacak, Esed'in sonu da kötü olacak.
12- Ancak hiç kimse, bulunduğu pozisyondan geri adım atacak gibi değil. Öyleyse bu savaş, çok büyüyecek. Mezhep üzerinden bölgesel sarsıntılar hissedeceğiz. Esed yönetimi de bu aşamadan sonra örgütsel bir mücadele verecek. Suriye, sayısız örgütün hesaplaşma alanına dönecek. Tabi biz, bu örgütlerin arkasında hangi istihbarat teşkilatlarının, derin yapıların olduğunu bileceğiz.
13- Savaşın tarafları değil, Suriye halkı ve bu güzel ülke bedel ödeyecek. Kötü olan da bu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.