Has hizmetkârlar
İslam'ın, imanın, Kur'an'ın, şeriatın has hizmetkârları vardır. Sen bu has hizmetkârlardan olmak ve Allah'ın rızasını kazanmak ve O'nun lütuf ve keremiyle hüsn-i hâtime ile ölmek istiyorsan aşağıdaki hususlara riayet etmelisin.
1. İhlâslı olacaksın.
2. Dünyevî ücret, para, mal, zenginlik, nefsaniyet için çalışmayacaksın.
3. Mü'minleri kardeş bileceksin. Onlar sana zulm ve eziyet etseler de sen onlara düşmanlık etmeyeceksin, sabırla karşılık vereceksin.
4. Kur'an'a, sünnete, icmaya, cumhur-i ulemaya uygun sahih itikat sahibi olacaksın.
5. Uhrevî tarafın dünyevî tarafından fazla ve ağır olacak.
6. Dinî konularda kendinden re'y ve heva ile konuşmayacak ve yazmayacaksın, bana göre demeyeceksin.
7. Gıybet etmeyeceksin.
8. Başkalarının özel hayatını, gizli ayıp ve günahlarını araştırmayacaksın, öğrenirsen setr edeceksin, faş etmeyeceksin.
9. Lüks ve israftan kaçacaksın, mütevazı ve alçakgönüllü olacak ve yaşayacaksın.
10. Faziletlerini, hayırlarını gizleyeceksin.
11. Ücretini ve mükâfatını sadece Allah'tan isteyecek ve bekleyeceksin.
12. Dünyada istemeyecek ve beklemeyeceksin.
13. Tenkitlere haksız da olsalar zaruret olmadıkça cevap vermeyeceksin.
14. Bir Müslüman sana kötülük ederse sen ona iyilik edeceksin.
15. Kin beslemeyecek, intikam almayacaksın, afvedip unutacaksın. (Afv ahsen-i intikamdır.)
16. Havf ve reca arasında olacaksın.
17. Gerçek veya sahte din büyüklerini erbap haline getirip putlaştırmayacaksın.
18. Sen manen Âl-i Beyt'in azatlı kölesi durumunda olduğun için zaruret olmadıkça zekât almayacaksın.
19. Ruhânîlerin gölgesi dairesinden dışarı çıkmayacaksın.
20. Abdülkadir Geylanî, Ahmed er-Rufaî, Şah Muhammed Bahaüddin Nakşibendî, İmamı Rabbanî, Hasan eş-Şazelî ve emsali büyüklere hürmet edecek, sevgi besleyeceksin.
21. Fıkıh ve mezhep düşmanlarından uzak duracaksın.
22. Tarikat, cemaat, meşrep taassubu gütmeyeceksin.
23. Bazen eğri otursan da, daima doğru konuşacaksın.
24. Rütbe ve derece itibarıyla kendini mü'minlerin en hakiri olarak göreceksin, nefsine paye vermeyeceksin.
25. Hayır yapabilirsen, sağ elinin verdiğini sol elin görmeyecek ve bilmeyecek.
26. İnsanların ve Müslümanların kurdu değil, meleği olacaksın.
27. Nefsinle büyük cihat, harbî küffar ile küçük cihat yapacaksın.
(Bunlar benim fikirlerim değildir, büyüklerin kitaplarından süzülmüş damlalardır.)
"İkinci yazı"
İslam'ı ve ümmeti Kur'an tercümeleriyle yıkmak
"Bütün kanunlar, nizamlar, tüzükler kalksın, bize anayasa yeter" denilse ve bu istek hayata geçirilse ne olur?.. Devlet, hükümet, toplum, ülke felç olur, korkunç bir kaos ve anarşi çıkar, hayat durur.
Bazı dinde reformcuların, dinde yenilik isteyenlerin, mezhepsizlerin "Bize Kur'an yeter, başka şey gerekmez" demeleri de böyledir.
Mezhep demek fıkıh demektir. Fıkıh Kur'an'dan, sünnetten, icmâ-i ümmetten çıkartılmış on binlerce hüküm, kaide demektir. Fıkıh ve mezhep elden gidince din yıkılır. Acaba bu reformcular, yenilikçiler, değişimciler dini mi yıkmak istiyor?
Yakın tarihteki azılı din düşmanlığının ana sloganı "Kur'an dilimize tercüme edilsin. Yobaz hocalar aradan çıksın, Müslümanlar dinlerini bizzat kendileri tercüme ve meallerden öğrensin" olmuştur.
Bu fesatçıların amacı fıkhı, mezhepleri, şeriatı yıkmaktı.
Ehl-i Sünnet Müslümanlarının birliğini mezhepler ve fıkıh sağlamaktadır.
Fıkıh gidince birlik de gider ve İslam Protestanlığı denilen fitne yangını başlar.
Bugün Hıristiyan âleminde binden fazla Protestan kilisesi ve sekti vardır.
Türkiye'de şu anda yüzlerce Müslüman Protestanlığı cemaati, hizbi, fırkası, sekti, kliği oluşmuştur.
Bunların bazısı milyarlarca dolarlık malî güce ve zenginliğe sahiptir.
Holding gibi çalışan özel dinî kurumlar vardır.
Vahim bozuk inançlar görülmektedir.
Beş vakit namaz terk edilmiştir.
Dinî hizmetler dejenere edilmiştir.
Müslüman postuna bürünmüş niceleri; İslam, Kur'an, Peygamber ahlâkına tamamen zıt işler yapmaktadır.
İslamî/Şer'î tesettürün canına okunmuştur.
Nice eski mücahitler şimdi yağlı ve kalantor müteahhit olmuştur.
Uyduruk naylon içtihatların bini bir parayadır.
Bir kısmı para kazanmak, bir kısmı dini bozmak ve Müslümanların kafalarını karıştırmak için yayınlanmış ve içlerinde vahim tercüme ve yorum yanlışları olan yüzlerce çeşit meal ve tefsirler milyonlarca adet basılmıştır.
İslam'ın temel ibadeti beş vakit namazdır. On milyonlarca tercüme, meal, tefsir satıldı ve dağıtıldı ama halkın yüzde 90'ından fazlası namaz kılmıyor...
Sebataycı, Kripto, ateist gazeteler bile Ramazanlarda okuyucularına yüz binlerce Kur'an tercümesi dağıtmaktadır.
Birtakım şaibeli ilahiyatçılar, bilhassa Hanefî mezhebini ve fıkhını yıkmak için seferber olmuştur.
Din ilimlerini okumamış halk, İslam'ı Kur'an tercüme ve meallerinden değil, İslam ilmihallerinden öğrenebilir ve öğrenmelidir.
Bu ilmihallerde şu bölümler vardır: Akaid... Temizlik... İbadetler... İslam ahlâkının esası... Muamelat özeti...
Cahil bir Müslüman'a on çeşit tercüme, meal ve tefsir verseniz, bunları altı ay okusa, yine de iki rekât namazı doğru olarak kılmayı öğrenemez.
Dini yıkmak isteyenler, mukaddes Kur'an'ımızı ayağa düşürmek istiyor.
Evet soruyorum:
İslam düşmanları niçin Kur'an tercümesi dağıtıyor?
İki büyük ve çok zengin petrol ülkesi, Türkiye'de Ehl-i Sünnet İslamlığını yıkmak için su gibi para harcıyor.
Bundan elli altmış sene önce memlekette dinsizlik baskısı vardı ama bugün olduğu gibi İslam Protestanlığı fitnesi ve yangını yoktu.
İslam'ı ve ümmeti büsbütün ortadan kaldıramayanlar amaçlarına ulaşabilmek için şunları yapıyor:
1. Alabildiğine dinde reform.
2. Alabildiğine dinde yenilik.
3. Alabildiğine dinde değişim.
4. Alabildiğine mezhep ve fıkıh düşmanlığı.
Ülkemizdeki ilahiyatçılar ikiye ayrılır:
A. Sahih inançlı, beş vakit namazını kılan, mütedeyyin, ahlâk, ihlâs taqva ve fazilet sahibi olanlar. Bunlara hürmet ederiz.
B. Bir de kimisi Kemalist, kimisi Fazlurrahmancı, kimisi Mason Afganîci ve Abduhçu, BOP'çu, ılımlı/light İslamcı olanlar vardır. Bunlardan korkulmalıdır.
Müslümanların kurtuluşu, izzeti ve selameti Protestanlaşmakta değil, Ehl-i Sünnettedir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlarının (şu veya bu şekilde) başlarına ehliyetli, liyakatli, âlim, fazıl, muktedir, ihlâslı, taqvalı, idareci bir İmam-ı Kebir seçerek ona biat ve itaat etmeleri gerekir.
Protestanlık demek itikadın bozulması demektir.
Protestanlık bölünme, parçalanma, birbirine düşme demektir.
Kur'an-ı Azimüşşan elbette Kitabullahtır, dinimizin ana kaynağıdır, başımızın tacıdır ama onu ayağa düşürmemek gerekir.
Kur'an'ın re'y ve heva ile yorumu mutlaka önlenmelidir.
Türkiye Müslümanları şu aşağıda saydığım işleri ve vazifeleri yapmazlarsa gelecekleri çok karanlıktır:
1. Halka ve bilhassa gençliğe ilmihallerini öğretmek.
2. Birbirinden kopuk sürüler halinden çıkıp tek bir ümmet olmak.
3. Ehliyetli bir İmam-ı Kebir seçip ona itaat etmek.
4. İtikadı tashih etmek.
5. Namazı ikame etmek.
6. Ahlâkını düzeltmek.
7. İslam medreseleri açıp icazetli ulema ve fukaha yetiştirmek.
8. Bedevîlik statüsünden medenî Müslüman statüsüne geçmek.
9. Bozuk düzen ve sistemi değiştirip âdil ve hak bir düzen kurmak.