20+20SABAH'TAN MEKTUP
Vay canına! İki ay olmuş bile... Başbakan Erdoğan'la yurtdışı geziye çıkmayalı. Ve de -artık alıştığınızı umduğum- o klişe cümleyle yazıya başlamayalı: "Siz bu satırları okurken, ben Başbakan Erdoğan ve ekibiyle birlikte..." En son geçen nisanın ikinci haftasının başlarında, Erdoğan'la Çin'e giderken yazıya bu cümleyle girmiştim.
Ondan hemen iki hafta önce de Güney Kore ve İran gezisine çıkarken...
***
Bu kez yolumuz daha da uzun... Uzun mu uzun...
Yurtdışında kalacağımız süre de daha önceki gezilerden daha fazla, daha uzun soluklu.
Efendim; Erdoğan ve ekibiyle birlikte Atlantik'i aşacağız.
İlk durağımız Meksika. Üç gün kalacağız orada. G-20 zirvesi dolayısıyla. G-20; malumunuz, dünyanın en büyük 20 ekonomisinin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiriyor.
Neden Meksika? Çünkü ev sahibi. Bir önceki ev sahibi Fransa'ydı. Ve okuyanlar hatırlayacak, Fransa eski Cumhurbaşkanı ("Eski" mi demek daha doğru, yoksa nasırına basmayı göze alıp "Seçimi kaybeden" mi; takdir sizin) Nicolas Sarkozy, Cannes'da ağırlamıştı G-20 liderlerini. Yağmurlu bir kasım gününde. Olsun; Cannes güzeldi. Sarkozy'ye rağmen.
Meksika'daki G-20 zirvesinin gündeminde neler mi var? Hiç değişmiyor ki...
Küresel olmaktan çıkıp Avrupa'nın ölümcül sorununa dönüşen ekonomik-finansal kriz...
Buna bağlı olarak Avro Bölgesi'nin geleceği...
Kışa dönüşmekte olan Arap Baharı'nda son tablo...
Tabii "Son tablo" ile kastedilen, Suriye'deki gelişmeler...
***
Uzatmayayım; Meksika'dan sonra Brezilya'ya, Rio de Janeiro'ya uçağız.
Yine bir "20" zirvesi için.
Ama bu "20", bildiğiniz "G-20" değil, "+20".
Ne mi demek?
1992'de yine Rio de Janeiro'da bir zirve düzenlenmişti. Konusu: Küresel ısınma, sürdürülebilir büyüme, yoksullukla mücadele, vb..
İşte o zirveden 20 yıl sonra 116 devlet ve hükümet başkanı yine Rio de Janeiro'da bir araya gelip, "Az gittik, uz gittik, dere-tepe düz gittik" misali, aradan geçen 7300 ve de küsur günde dünyamızı kurtarmak için neler yaptık, el ele verip ne önlemler aldık, torunlarımızın geleceğini ne ölçüde kurtarabildik gibi sorulara yanıt arayacaklar.
Ben hemen sonucu söyleyeyim. Yine o deyişin devamıyla: "Bir de baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz..."
***
Neyse... Yeni bir haftaya girerken, moralinizi daha fazla bozmayayım...
Her pazartesi olduğu gibi, sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle... Ve de Atlantik'in öte yakasından sevgilerimle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.