Nafaka: Eş ve çocuklara yapılan harcamalar sadakadır
İslâm hukukuna göre nafaka, yani aileyi geçindirme erkeğe aittir. Evin giderleri, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçları erkek tarafından karşılanması zorunludur.
Bu, eşinin kendi evine gelmesi, boşama yetkisini de üzerine alması dolayısıyladır.
Talak Sûresinde (7. âyette) bu konuya şu şekilde açıklık getirilir:
İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allahın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
Nafakayı sağlamak kolay değildir. Lâkin bu zorluğun yanında elbet bir kolaylık ve Allah katında bir karşılık vardır. Peygamberimiz (asm) bunu şöyle açıklar:
Müslüman kişi, ailesinin nafakası için harcar ve bundan sevap umarsa bu ona sadaka olur. (Buharî, Nafakat: 1, İman: 41; Müslim, Zekât: 48; Nesai, Zekât: 60; Tirmizî, Birr: 42.)
İslâmın adaleti, hiçbir şeyi boş görmeyen, değersiz bulmayan bakış açısı burada da hükmünü icra ediyor. Zaten evin yükümlülüğünü yüzyıllardan bu yana sürdüren erkek, bunu ihlâs ile yaptığında, fiilleri boşa gitmiyor ve kendisine sevap olarak dönüyor.
MESKEN
Nafakanın erkek tarafından sağlanması gerektiği İslâm hukuk kurallarında yer alır. Buna göre erkek, eşinin oturacağı evi temin etmek durumundadır. Koca, eğer izin vermiyorsa kadın yakınlarını, kadın eğer izin vermiyorsa koca yakınlarını evde oturtamaz. Yeni kurulan bu yuvada ortak kararlar ve hükümler geçerli. Meselâ bir kayın, ağabeyinin yanında kalsa, gelin ona hizmet etme mecburiyetinde değildir. Kocası bundan dolayı kendisini zorlayamaz. Kendi rızasıyla ve anlaşarak yapsa, bu sevap kazanmasına sebeptir.
Hiç kimse, Kayın, gelinle beraber oturmalıdır; bu bizim örf, kültür ve geleneklerimizde var diyerek, İslâm harici hareketlere zorlanamaz, zorlanmamalıdır. Buna mecbur eden kayınpeder-kayınvâlide ve akrabalar da mesul olurlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.