Hayal dünyasından gerçek dünyaya
Her genç kız ve erkeğin hayalinde evleneceği kişinin özellikleri saklıdır. Bu hasletlerin başında genellikle güzellik, zenginlik gelse de, iş ciddiye binince daha farklı kavramlar da devreye girer. Burada aslolan Hz. Peygamberin (asm) tavsiyesine uymaktır. Ne öğütlüyordu Efendimiz (asm): Kadın dört şeyi için nikâh edilir; malı, soyu, güzelliği ve dini. Sen dindar olanını seç ki, elin bereket bulsun.
Din, hayatı şekillendirmede en büyük önemi taşır. Bu sebeple din noktasındaki denklik eşler arasındaki uyumu sağlama açısından mühimdir. Zihinde tasavvur edilen eş, evlilikte tam karşılığını bulmayabilir. Çünkü insanoğlu dört dörtlük değildir. Ayrıca hayallerimiz aynen gerçekleşseydi imtihanın sırrı kalmazdı.
İşte bu durumu göz önünde bulundurarak evlenirsek eğer, mutlu ve huzurlu oluruz. Şayet, hayallerimizin gerçekleşmediğinden dem vurursak, sürekli problem ve sıkıntılarla karşı karşıya kalırız. Yaşadığımız hayal kırıklığı günbegün büyür; bizi hırçın, huysuz bir insan haline getirir.
Hayalî beklentilerimizin gerçekte karşılığını bulmaması dünyanın sonu değil. Öyleyse, evlendiğimiz kimse ile hayalimizdeki kimseyi birbirinden ayırt etmeliyiz. Ve onu olduğu gibi kabul etmeliyiz.
Bizi olduğu gibi kabul eden kimseleri ne kadar çok sever, sayarız öyle değil mi? O bana değer veriyor, beni ben olduğum için beğeniyor der, bundan mutluluk duyarız. Aynı özveriyi o kişiye karşı göstermeye çalışırız.
Artık hayatımızın bir parçası olan, yarım kalmışlığımızı tamamlayan eşimizi de olduğu gibi kabul etmemiz, onu o yapan özellikleriyle sevmemiz, saygı duymamız gerekir.
TEŞVİK VE TAKDİR ETMEK
Eşref-i mahlûkat olan insan, çeşitli kabiliyetlerle yaratılmıştır. Fıtratına konulan her bir özellik geliştirilmeyi beklemektedir. Esmâ-i hüsnâya ayna olmak üzere san'atını konuşturan Adem oğlu, Havva kızı ortaya harikulade san'atlar, eserler çıkarır.
Çalışma esnasında teşvik, eserin ortaya çıkışıyla takdir bekler insan. Şevkle, azimle, gayretle ortaya eserler koyabilmesi, yoluna devam edebilmesi için çevresinden ilgi bekler.
Öte yandan, azimlilerin şevkini kıranlar; her şeye olumsuz bakan, kötü değerlendirenlerdir. Hayat onlar için sürekli engellerle, sıkıntılarla doludur. Hiçbir şeyi beğenmez. Beğense de belli etmez. Meselâ yaptığımız yemeği beğenmeyebilir, temizlik anlayışımızı uygun bulmayabilir, kıyafet seçimimizden hoşlanmayabilir.
Mümkün mertebe müsbet, pozitif düşünen kimselerle arkadaşlık kurmalı, fikir alış verişinde bulunmalıyız.
Ne yazık ki, imtihan sırrı ve hayatın akışı en yakın arkadaşımızı böylesine karamsar çıkartabilir karşımıza. Elbette bir ömür böyle geçmez. O halde eşimizle konuşarak tutumunu yumuşatması gerektiğini uygun bir dil ile ona anlatmalıyız. Yanımızda olması, bize destek vermesi için kendisine ihtiyacımız olduğunu söyleyerek, onu da teşvik etmeliyiz. Kendisi herhangi bir eser ortaya çıkardığında tebrik etmeli, başarısını kutlamalıyız. Tâ ki duyguyu yaşasın, tatsın; hayatından lezzet alsın ve böylece başkalarına da tattırsın.
Hayat yolunda ya coşturan ol, ya koşturan ol! Sakın boş duran olma!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.