Gulhüyü bilmeyenler Çamlıcaya cami isterse!
12 Eylül öncesi iki komşu il halkı birbirlerine giriyor. Bir milliyetçi, diğer ile giden otobüsü durdurup sorguya çekiyor, güya dinle ilgisini soruşturacak...
Hele Âyetül-Kürsîyi ohu baham gardaş!
Karslı: Ağabey oni bülmürem, istersen gulhüfüyü ohiyim!
Haydi onu oki!
Karslı okumaya başlayınca, Erzurumlu dışarıda bekleyen birine seslenir:
Zeçi ağabey, hele bir dinle, bakah gulhüyü doğru ohir mi?
«««
Gulhüyü bilmeyenler, namazı terk edenler Çamlıcada cami tartışmaları yaparsa ne halde olduğumuz ve bu işin arkasında ne vahim olaylar olduğu anlaşılmaz mı? Namazı terk edenler, İhlâs Sûresini okumasını bilmeyenler, Çamlıca Tepesine cami isterlerse ne kıymet-i harbiyesi olur? Acaba, Çamlıcada cami, dini siyasete âlet etmenin ta kendisi olmasın! Veya siyasî şovlara kurban olmayalım! Dikkatler camiye çekilip İslâm âleminin başına çoraplar örülmeye devam mı ediliyor!
Hem laik kesim, hem dindar kesim arasında gerilim arttırılıyor, tartışmalar tırmandırılıyor! Biz caminin yerini, boyunu, enini, minarelerini tartışırken Suriyede kan gövdeyi götürüyor! Irak da öyle. Filistinde İsrail öldürmeye devam ediyor. Bilhassa Ortadoğu Müslümanlar için mezbahaneye çevrilmiş
Fakat, one minute bitti!
Hatırlayın 12 Eylül referandumunu. Yer yerinden oynadı. Türkiyenin altı üstüne getirildi. Mübarek üç aylarda heyecan tırmandırıldı; zikri, şükrü, fikri bırakıp balıklama siyasî tartışmalar içine girildi.
13 Eylülde her şey değişecekti!, değiştiriliyor, her şey düzelecek, derken
Peki, şimdi ne oldi!
Yazılıyor, dörtlü mutabakat şartı! derken, o da fos çıktı.
İstanbula 3. Boğaz ne oldu?
30 seneyi aşkındır milleti canından bezdiren ve baştan ayağa yasaklarla dolu darbe anayasası değiştirilecekti. Şimdi ne oldi hemşehrim?
Cami ihtiyaçsa, riya karıştırmadan ihlâsla yapılır. Ama, aslında farz namazlarının meydanlarda, caddelerde kılınmasından yanayım! Kulluk öldü, herkes oyunda, oynaşta. Bırakınız insanlar namaz görsün, şeâiri görsün!
Eski siyasetçilerimiz camileri sessiz, sedasız yapar ve imar ederlerdi. Adnan Menderes, Demirel ve kısmen de Özal
İmam-Hatipleri de sessiz-sedasız açarlardı.
Ya bugün? Din, cami âlet edile edile, cami istismar edile edile tartışmalar tırmandırılıyor, toplum geriliyor!
Biz bu tartışmaları sürdürürken atı alan Üsküdarı geçiyor!
Önceliği, muhteşem camiler yapmaktan ziyade, cami imamının, vaizinin, hatibinin ve cemaatinin kalitesine vermek gerekmez mi?
Meseleye bir de bu cepheden baksak, ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.