1433 Ramazan-ı Şerifini beklerken...
Müslümanlar, başka hiçbir ayda, Ramazandaki kadar haşmetli, heybetli ve mübarek gözükmüyorlar.
Tam bir nûrâni disiplin içerisinde zaferden zafere koşan muntazam bir ordu edasıyla insanlığı kıskandıracak bir letâfet ve istikamet sergiliyorlar.
Müminler, Ramazanda Cenab-ı Hakkın geniş ve azametli Rububiyetine karşı küllî ve umûmî bir ubudiyetle karşılık verip bir resm-i geçit yapar gibi âleme ubudiyet dersi veriyorlar.
Denilmiştir ki Ramazan lafzı, ramaz kökünden gelmektedir.
Ramaz ise güz yağmuruna verilen isimdir.
Bu durumda mânâ şu demeğe gelir: Bu ayda oruç tutan müminlerin bedenleri günah kirlerinden temizlenir; kalplerinden dahi manevî kirler çıkar tertemiz olurlar.
1433 Ramazan-ı Şerifini beklerken...
Arınmayı ümit ettiğimiz gibi dirilmeyi, direnmeyi de temenni ediyoruz.
İstibdadın her türlüsüne, işgalin her çeşidine karşı direnmeyi...
Mazideki şevket ve devletin elde edilmesine vesile olacak şekilde, enaniyet ve nefsini öldürerek dirilmeyi...
Mahzun gönüllere neşeler serpecek heyetleri yetiştirecek bir şuur ve heyecanı...
Şeytanları kahredecek bir ittifakı, tesanüdü, yardımlaşmayı...
En büyük kuvvet olan ihlâs ve samimiyeti...
Uhuvveti, hılleti, haliliyeyi...
Hikmeti, cesareti ve iffeti...
Evet, bunları da talep ve niyaz ediyoruz, Ramazan-ı Şerifin Rabbinden!
Bu dualarla gözlüyoruz mâh-ı rûzeyi...
Göz yağmuru ile bekliyoruz güz yağmurunu...
1433 Ramazan-ı Şerifini beklerken...
Irakın, Afganistanın, Doğu Türkistanın, Filistinin, Keşmirin, Irakın, Arakanın yetimleri; Somalinin, Etiyopyanın, Suriyenin, Kenyanın, Darfurun mazlum ve mağdur evlatları da bir bir gözümüzün önünden geçiyor...
İttihad-ı islam için çarpan muvahhid kalplerin varlığı ile mesrur olurken, bu farz vazife ve mukaddes gayenin zorluğu ve yokuşu bize kamçı oluyor; kulaklarımıza fısıldıyor hakikati: Yok-ol-uş!
Yokuşları tırmanmak için olmak, olmak için ölmek gerek!
Pişman olmamak için pişdar olmak gerek!
Hamzaları, Ömerleri, Saidleri, Husrevleri yetiştirmek ve istikbale uğurlamak gerek!
Yoksa! Yok-ol-uş var!
İzmihlal var!
1433 Ramazan-ı Şerifini beklerken...
Bu toprakların ruhu, kokusu, can suyu; bu dünyanın aklı ve kâinatın kalbi olan Kurâna dostluğumuzu tazelemeye, Kurân harflerine aşinalığımızı yenilemeye gayret ediyoruz.
Topyekûn, hem de yediden yetmişe!
Köklerle ve göklerle münasebetimize istikamet ve kuvvet verip istikbalimize ışık ve nur olacak dâvâmız için hayati adımlar atıyoruz.
Arabın, Türkün, Kürdün; İslamın bahar mevsimi bu!
Şimdi...
Sabır ve sebatla himmete ve hizmete devam vakti...
Rahleye yapışıp rıhlenin selametini emniyete alma vakti...
Yayı gerip oku en ileriye fırlatma vakti...
Her evi bir irfan mektebi her mektebi bir irfan evi haline getirme vakti...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.